Trablus, Terhune ve Beni Velid’i Hafter’den temizledikten sonra Sirte’ye yönelen Libya ordusu beklendiği gibi hızlı ilerleyemedi. Rusya’nın hükümete “Sirte kırmızı çizgi” mesajı göndermesi kentin önemini gösteriyor. Sirte stratejik Cufra Üssü’nün kuzeyinde yer alıyor. Rusya’nın Cufra’yı Afrika’da daimi üs olarak kullanmak istediği belirtiliyor. Libya ordusunun hava savunma sisteminden uzaklaştığı için Hafter’in SİHA’larının hedefi olması da Sirte harekatının uzamasına yol açtı.
Libya ordusunun başkent Trablus, Terhune, Beni Velid ve diğer bölgeleri ülkenin doğusundaki gayrimeşrû güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı milislerden temizledikten sonra yöneldiği Sirte kenti beklendiği gibi hızlı bir şekilde geri alınamazken, Rusya’nın kenti ‘kırmızı çizgi’ olarak nitelendirmesi, şehrin önemini ortaya koyuyor. Bingazi ile başkent Trablus’un ortasında yer alan Sirte, tarihi olarak olarak Trablus bölgesine (Libya’nın batısı) bağlı kabul ediliyor. Kent, daha önce Libya hükümetine bağlı olduklarını duyuran Fercan kabilesine mensup 604. Medahile Tugayı’nın Hafter saflarına geçmesi ile el değiştirdi.
Sirte’nin stratejik önemi, Cufra Hava Üssü’nün kuzeyinde yer alması ve ikisi arasında dağlık olmayan, 300 kilometrelik açık bir alan bulunmasından kaynaklanıyor. Rusya’nın Cufra’yı kuzey Afrika’da daimi bir üs olarak elinde tutmak istediği ve böylece Akdeniz’in güneyinde kendisine önemli bir dayanak noktası oluşturma arzusunda olduğu söylenebilir. Bu durum Rusya’nın Cufra’ya Wagner şirketinin paralı askerlerinin yanı sıra 14 adet Mig-29 ve Su-24 savaş uçağı göndermesinin sebebini açıklıyor. ABD’ye göre, Rusya, Cufra’yı Suriye’deki Hımeymim hava üssü gibi kullanmak istiyor. Rusya, Sirte’nin Libya hükümeti tarafından ele geçirilmeyeceğine emin olabilirse, bir deniz üssü kazanmış olacak. Aynı zamanda batı sınırlarına füze tehdidi oluşturan NATO’yu güneyden kuşatacak. Bu sebeple Libya Başbakan Yardımcısı Ahmed Muaytik’in Moskova ziyareti sırasında kendisine Rus yetkililer tarafından “Sirte’nin kırmızı çizgi olduğu” yönünde görüş aktardıkları belirtiliyor.
Öte yandan Hafter milisleri, Sirte’nin, Libya’nın petrol ihracatının yüzde 60’ının yapıldığı ‘Petrol Hilali’ bölgesine gelecek herhangi bir saldırıya karşı ‘karakol kenti’ işlevi görmesi sebebiyle kenti vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu durum limanlar ve petrol sahalarının kapatılması ile sonuçlanırken, Libya’nın ocak ayı ortasından bu yana kaybı yaklaşık 6 milyar dolara ulaştı. Barka eyaleti içindeki bazı aşırılık yanlıları Trablus’tan ayrılma ve sadece Petrol Hilali’nin kaynaklarına tek başına sahip olma çağrıları yapıyor. Dolayısıyla sözkonusu bölgenin Libya hükümeti tarafından ele geçirilmesi sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir zorunluluğa işaret ediyor. Ancak Hafter milisleri ya güç dengesi ya da sonuç alınamayan müzakereler nedeniyle Sirte ve petrol limanlarını uzun süredir ellerinde bulunduruyor. Bu durum, Yemen’de ya da Kore Yarımadası’nda olduğu gibi bölünmeye götürecek bir sebep olarak öne çıkıyor.
Hafter güçleri moralleri bozuk halde doğuya doğru düzensiz bir şekilde çekilmelerine rağmen Libya ordusunun ilk günden Sirte’yi alamamasının en önemli sebeplerinden biri, Hafter’i destekleyen silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) devreye girmesi oldu. Vişke’yi 6 Haziran’da ele geçiren Libya hükümeti güçleri Sirte’ye 3 koldan saldırı başlatmış, kısa süre içinde 110 kilometrelik bir alanda kontrolü sağlamış ve kentin batı girişine ulaşmışlardı. Sirte’ye ulaşan Libya ordusu hava savunma sisteminden uzaklaşarak hava şemsiyesi dışında çıktığında ise Hafter’i destekleyen SİHA’lar tarafından maruz kaldığı ağır bombardıman sebebiyle birçok kayıp verdi. Kentin bulunduğu coğrafyanın açık alan ve dağlardan yoksun bir bölge olması nedeniyle hava unsurlarından korunacak alan bulunmuyor. Bu sebeple Sirte etrafındaki cephe hatlarında taraflar arasında bir sonraki muharebe için sessiz bir hazırlık söz konusu. Sirte’nin alınması için Hafter’e destek veren hava gücünün kullanılmasını engellemek gerekiyor. Bunun için ise kara unsurlarını hava saldırılarından koruyacak, kentin ötesine uzanan bir hava savunma şemsiyesi kurulması ve ileri hattaki birliklere geriden ağır top ateşi ile destek verilmesi elzem görünüyor. Libya ordusu, söz konusu önlemler alınmadan harekete geçmesi durumunda ise 1973 savaşında Sina Yarımadası’nda hava savunma şemsiyesinin dışına çıktığı için İsrail karşısında 250 tankını kaybeden Mısır ordusuyla benzer akıbeti paylaşabilir.
Libya’da darbecilerin yanında saf tutan Fransa, katliam çetesi lideri Halife Hafter’e şimdi de madalya verdi. Fransız gazetesi Politique, Hafter’e ‘Siyasi Cesaret Ödülü’ne layık gördüklerini sayfalarında duyurdu. Hafter’in Libya’da ‘İslamcı teröre’ ve Türkiye destekli ‘Müslüman Kardeşler’e karşı ‘başarıyla mücadele ettiğini’ savunan Fransızlar, darbeci diktatörün Trablus’u ele geçirmek için bir yıldır savaştığını, son haftalarda kayıplar yaşasa da faaliyetlerinden ötürü cesaret ödülünü hak ettiğini ileri sürdü. Gazete daha önce aynı ödülü Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Yunanistan eski Başbakanı Aleksis Çipras’a da vermişti.
Darbeci Hafter milislerinin DEAŞ yöntemleriyle tuzakladığı mayınlar Trablus’ta iki can daha aldı. Dün meydana gelen patlamalar sonucu biri Havalimanı Yolu, biri de Trablus’taki evine giren sivil olmak üzere toplam iki kişi hayatını kaybetti. Çocuk oyuncaklarına bile tuzak yerleştiren caniler böylece şimdiye dek 29 Libyalının ölümüne, en az 40 kişinin de yaralanmasına yol açtı. Meşrû Libya yönetimine destek veren Türk Silahlı Kuvvetleri ise en seçkin bomba imha timleriyle bölgede göreve devam ediyor. Sivillerin güvenle evlerine dönebilmesi için arama-tarama ve temizlik faaliyetini sürdüren Özel Kuvvetler, SAS ve SAT timleri tuzaklı patlayıcıları teker teker bulup imha ediyor. Milli Savunma Bakanlığı buna ilişkin dün de bir paylaşım yaparak METİ timlerine ilişkin görsellerinin altına şu notu düştü: “Darbeci General Hafter’in işgal ettiği bölgelerin kurtarılmasıyla masum sivillerin zarar görmemesi ve evlerine emniyetle dönüşlerini kolaylaştırmak maksadıyla TSK bomba imha uzmanları ve METİ timleri tarafından darbeci Hafter güçlerince döşenmiş tuzaklı patlayıcılar ve mayın sistemlerinin temizlenmesi ve hayatın normale döndürülmesi çalışmalarına başlandı.”
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Savunma Bakanı Sergey Şoygu, temaslarda bulunmak üzere bugün Ankara’ya geliyor. Görüşmelerde Libya- Suriye denkleminde kriz alanlarının ele alınması bekleniyor.