Türkiye’de yaşayan Azerbaycanlı doktorlar, gönüllü olarak Karabağ’da görev almak için başvurdu. Zerengiz Bayramlı, “Her gün şehitler verilirken elimden geleni yapmak boynumun borcudur” dedi.
Türkiye'de yaşayan Azerbaycanlı doktorlar gönüllü olarak savaşa gitmek için başvurdu. 2015 yılında TUS'a girerek Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünü kazanan Zerengiz Bayramlı da gönüllü olarak cepheye gidecek doktorlardan biri. Şu an bir kardeşi Halil gönüllü olarak cephede olan Bayramlı'nın diğer kardeşi de savaşmak için sıra bekliyor. Babası da Karabağ Savaşı'nda gönüllü asker olan Bayramlı, "Babam İgrar Bayramlı, kardeşim İnal 2 günlükken anneme, 'artık bir oğlum var, ben şehit olursam o size bakar' diyerek gönüllü askere gitti. Gazi oldu, yıllarca savaş bölgelerinde yaşadık. Benim için hayatta en önemli şey vatan. Azerbaycanlı olmasaydım da Hocalı'da yaşanan vahşeti okuyup bugün gönüllü olurdum. Bugün vatanımın ihtiyacı varsa eğitimim de dahil herşeyi geride bırakıp orada olmam gerekir. Kardeşlerim oradayken, her gün şehitler verilirken elimden geleni yapmak benim boynumun borcudur.Bu borcu en güzel şekilde ödemeliyim" diye konuştu.
ADİLSENİZ SUSMAYIN!
Babası gazi olduğu için hayatı boyunca iki yılda bir şehir değiştirmek zorunda kalan Bayramlı, “Babam üniversitede araştırmacıydı, gönüllü asker olduğu için tüm eğitim hayatını bıraktı. Çocukluğumuzdan beri Azerbaycan’ın yaşadığı zulmü dinleyerek büyüdük, babam gazi oldu zulmü bizzat yaşadık. Azerbaycan halkı savaştan yana değil. Fakat tarihi süreçte bizim olan Karabağ toprağı işgal edilmiş durumda. Ermenistan’ın kendi ülkesine, sivillere karşı müdahalemiz olmadı. Son 3 gün Ermenistan’dan Azerbaycan’ın savaşla alakası olmayan şehirlerini bombalıyor. Mingeçevir Azerbaycan’ın en büyük elektrik üreten barajı var. Burası vurulursa tüm ülke elektriksiz kalacak bizi bununla tehdit ediyorlar. Ermenistan şehirlerimizi vurarak bizi provoke etmeye çalışıyor. Dünyada hiç kimse buna ses çıkarmıyor. Adaletlilerse 30 yıldır devam eden savaşla ilgili susmamalılar” şeklinde konuştu. Yaşananlardan sonra ‘tek millet iki devlet’ kavramını daha iyi hissettiğini anlata Bayramlı, “Bu süreçte bizim yanımızda olan Türk halkına çok teşekkür ederim” dedi.
BARIŞ SÖYLEMLERİYLE İŞGALİ MEŞRULAŞTIRDILAR
6 yıldır Türkiye’de yaşayan Azerbaycanlı doktor Behruz Zamanov da gönüllü olarak cepheye gitmek için başvurduğunu belirterek, “Karabağ Savaşı’nda amca oğlum Asgar Zamanov şehit oldu, 30 yıldır naaşına ulaşamadık. 30 yıla yakın süredir süren bu savaşı sona erdirmek için ABD, Rusya ve Fransa’nın yer aldığı Minsk Grubu var. Ancak bu zamana kadar hiçbir somut adım atılmadı. Aksine Ermenistan işgalini, barış söylemleri adı altında meşrulaştırmaya çalıştılar. Biz bunun artık sona ermesini istiyoruz. Sivillerin yaşadığı şehirleri bombalayan Ermenistan’ın barıştan anladığı falan yok” diye konuştu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 1,5 yıl anestezi hekimliği arkasından da çocuk alanında uzmanlık alan Zamanov, “90’lı yıllardaki durum insanlar topraklar savaşmak için göze alıyordu ama Sovyetler döneminden çıkmış ordusu olmayan silahsızlaştırılan bir Azerbaycan vardı. Bunlar bilinçli bir şekilde yapılmıştı. O dönemde çok kayıplar verdik. Şu an ise eğitim görmüş bir ordu var. Türkiye’nin çok büyük katkıları var. Teknoloji olarak Ermenistan’dan çok çok üstün. İnsanların ruh hali, kazanacağına olan inancı çok yüksek. İhtiyaç olduğu için ülkem için savaşa gideceğim çünkü bu haklı bir dava. Ermenistan, katliamlarla, insanlarla yerinden yurdundan ederek toprağımızı işgal etti. Bu hakkın yerini bulması gerekiyor" şeklinde konuştu.
ERMENİSTAN SABRI TAŞIRDI
2016 yılından bu yana Türkiye'de yaşayan,İlkane Kalantarova, İstanbul Tıp Fakültesi'nden Dahiliye alanında uzmanlık aldı. Cepheye gitmek üzere gönüllü formu dolduran Kalantarova, "Ben asker çocuğuyum. Babam Karabağ Savaşı'na katılmıştı. Çok küçüktüm ama neler yaşadığımızı hatırlıyorum. O yıllarda amcam Arzuman gazi olmuştu. Bacakları çalışmıyor, tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürüyor. Onu her gördüğümde içim cız ederdi. 30 yıla yakın süredir bu olay devam ediyor. Barış yoluyla çözülmesi istendi. Ateşkese gidilmişti ama malesef Minsk Grubu konunun halledilmesi için hiçbir çaba harcamadı. Hep yuvarlak konuştular. Paşinyan döneminde Karabağ Ermenistan'ın denilmeye başlandı. 30 yıllık çabayı çöpe attılar. En son Dağlık Karabağ'da askeri and içme merasimi yapıldı, bu kesinlikle doğru değil. Bazı yerlere Suriye'den, Van'dan Ermeni asıllı insanları yerleştirmeye çalıştılar. Burası çözüme odaklı gidilmesi gereken bir yer olmaktan çıktı" diye konuştu. Azerbaycan'ın tüm bu olanlara rağmen sabırlı davrandığını aktaran Kalantarova, "Bölgede ateşkes ilan edildi ancak biz şehit vermeye devam ettik. En son sivillere saldırı oldu, kasıtlı bir şekilde cepheden sınır köylerine ateş ettiler. Çocuklar öldü. Tüm bunlardan sonra karşılık verildi. Bu artık terörizmdir denildi ve devam edildi. Bizler savaş isteyen bir millet olsaydık, bence savaşmaya da hakkımız var. Bu kadar zamandır dayandık, her an tahribat yaptılar. Ateşkesi bozdular. Bu olaylardan sonra Azerbaycan'ın artık susması mümkün değil. Herkesin sabrının bir sınırı var" şeklinde konuştu. Kalantarova, "Azerbaycan'dan işgal yoluyla aldıkları topraklara kendi vatandaşlarımızı yerleştirmek, eski topraklarımıza geri dönmek istiyoruz. Onlar ellerinde silah olmayan insanları uykudayken vahşice öldürerek bu toprakları işgal ettiler. Şimdi ise onlara, biz geliyoruz buraları boşalt diyoruz. Bundan güzel bir şey olabilir mi, sivillere dokunmuyoruz, topraklarımızı geri alıyoruz" ifadelerini kullandı.