Yıllardır terörle mücadele eden Türkiye, 9 Ekim’de Barış Pınarı Harekatı ile en kapsamlı adımı attı. Bu harekat ile sahadaki dengeleri yerinden sarsan Türkiye’ye karşı ABD ve denklem dışında kalan Avrupa Birliği ülkeleri NATO'daki güçlü müttefikleri Ankara’ya yaptırım ve silah ambargosu tehdidini masaya koydu. Bu girişimleri diplomatik açıdan savuşturan Ankara, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence başkanlığındaki Amerikan heyetiyle yapılan görüşmeler sonucunda, Barış Pınarı Harekâtı'na 5 gün ara verdi. İki ülke arasındaki mutabakatla SDG-PKK/YPG'nin sınırın 30 kilometre güneyine kadar geri çekilmesi, ağır silahlarının alınması ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) sorumlu olacağı bir güvenli bölgenin oluşturulması kararlaştırıldı. Ankara'nın Ağustos ayından bu yana yapılan görüşmelerde talep ettiği güvenli bölge, Fırat Nehri'nden batısından doğuda Irak sınırına kadar uzanıyor.
Askeri harekatla Ankara ve Washington arasında ortaya çıkan mutabakat uzmanlara göre sahadaki dengeleri ve dinamikleri de yerinden sarstı. Harekat sırasın ABD’nin boşalttığı bazı alanlara Şam rejimi ve Rusya'nın hakim olması 22 Ekim’de yapılacak görüşmede düğümlerin çözülmesini sağlayacak. 5 günlük sürenin ikinci gününde Rusya Dışişleri Bakanlığı, Rusya'dan bir heyetin Esad ile Şam'da görüştüklerini açıkladı. Görüşmenin
Suriye'nin kuzeydoğusunda gerilimi azaltma amacıyla
gerçekleştiği belirtildi. Bu görüşmenin basına açıklandığı saatlerde terör örgütü SDG de ABD’yi yardıma çağırdı. Türkiye'nin operasyonu durdurmadığını iddia eden
SDG, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve ABD Dışişleri Bakanı Mr Mike Pompeo’dan yardım istedi.
Uzmanlar Rusya’nın Şam ile görüşme açıklamasıyla aynı saatlerde gelen bu haberlerin SDG’nin,
Erdoğan ve Putin görüşmesinde
ortaya çıkabilecek uzlaşıdan kaynaklı olduğunu düşünüyor.