Telefon görüşmesinde Scholz'un, Azerbaycan toprağı Karabağ'da yaşananlardan rahatsızlık duyduğu ortaya çıktı.
Alman Hükümet Sözcü Yardımcısı Christiane Hoffmann, görüşmeye ilişkin açıklamada bulundu.
Hoffman'a göre Scholz, askeri güç kullanımının "kabul edilemez" olduğunu düşündüğünü Aliyev'e iletti.
Scholz, Alman hükümetinin, durumun müzakere yoluyla çözümüne ve Azerbaycan ile Ermenistan arasında, "toprak bütünlüğü" ilkesine dayalı kalıcı bir barışın tesis edilmesine "sıkı sıkıya bağlı" olduğunu belirtti.
Şansölye, Dağlık Karabağ'daki durum ve gidişat konusunda mümkün olan "maksimum şeffaflığın" sağlanması gerektiğini söyledi.
Karabağ'da incelemelerde bulunan Birleşmiş Milletler (BM) heyeti, Ermeni sivillere şiddet uygulanmadığını ve sivil altyapılarına hedef alınmadığını doğrulamıştı.
Alman Başbakan, BM misyonunun 1 Ekim'de Dağlık Karabağ'a yaptığı ziyaretin "geliştirilmesi gereken olumlu bir adım" olduğunu kaydetti.
Alman Federal Meclis Dışişleri Komitesi Başkanı Michael Roth, Azerbaycan'ı karalamaya çalışan ifadeler kullanırken, yakında Karabağ'da Ermeni kalmayacağını söylemiş ve bölgede "etnik temizlik" yapıldığına dair asılsız bir iddia ortaya atmıştı.
Avrupa Birliği'nin, durumu yalnızca izlemekle yetindiğini belirten Roth, "Etnik Ermeniler Ermenistan'a kaçıyor. Dağlık Karabağ yakında Ermenilerden arındırılacak." şeklinde sözler sarf etmişti.