Duma'da çocukları kimyasal bombalarla katleden Esed rejimi, dünyayı savaşın eşiğine getirdi. Bir yanda ABD, İngiltere, Fransa, İsrail ve Suudi Arabistan, diğer yanda Esed rejimi, Rusya ve İran'ın bulunduğu Doğu Akdeniz, yeni Soğuk Savaş'ın arenası haline geldi. Harry Truman uçak gemisi ile ona bağlı 7 fırkateyni bölgeye doğru yola çıkaran ve Donald Cook destroyerini Fransız Aquitaine savaş gemisiyle Suriye açıklarına yollayan ABD, ilk 'bombalarını' bu araçlardan değil, sosyal medyadan gönderdi. Önceki gün Esed'e ait hedefleri vuracaklarını, Rusya Devlet Başkanı Putin'in de 'bedel ödeyeceğini' söyleyen ABD Başkanı Donald Trump, 'Esed hayvanıyla ortaklık yapmaması konusunda' Moskova'yı uyararak savaş tehdidinin dozajını artırdı.
Resti gören Rusya tarafı ise ABD'nin Suriye'ye ateşleyeceği füzelerin düşürüleceğini bildirdi. Rusya Federasyon Konseyi Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Yevgeniy Serebrennikov, ABD’nin Suriye'de Rus ordusunu vurması halinde derhal karşılık vereceklerini belirterek, "Hımeymim ve Tartus'taki Rus askeri üsleri sıkı koruma altında. ABD'nin olası bir hava saldırısı durumunda askerlerimizin hayatları tehlikede olmayacak. ABD’nin bunu anladığını düşünüyorum. Böyle bir şeye izin vermeyeceğiz, zira aksi takdirde Rusya olarak derhal yanıt vereceğiz. Rusya Genelkurmay Başkanlığı da bunu belirtti" dedi. Rusya'nın Beyrut Büyükelçisi Alexander Zasypkin ise "ABD'nin Suriye'ye göndereceği füzeler düşürülecek" ifadesini kullandı.
Trump'ın buna cevabı yine sosyal medyadan oldu: "Rusya, Suriye'ye atılacak her füzeyi vuracağını söylemiş. O zaman hazır ol Rusya çünkü füzeler geliyor, hem de iyi, yeni ve akıllısından... Gazla öldüren ve bundan keyif alan bir hayvanla partner olmamalısınız." Gerilimi iyice artıran bu sözlere ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) yaptığı yorum ise kafaların karışmasına yol açtı. Trump'ın mesajlarının gelecekteki muhtemel askeri operasyonlar konusunda bir işaret içermediğini belirten ABD ordusu, "Trump'ın attığı tweetleri bize değil Beyaz Saray'a sorun" açıklaması yaptı.
ABD yönetimindeki kaosun bir başka yansıması olan skandal devam ederken Trump'tan yeni bir mesaj geldi. Saldırgan tavrını terk ettiği görülen ve Moskova'yı gerilimi düşürmeye davet eden Trump, "Rusya ile ilişkilerimiz Soğuk Savaş dönemi de dahil en kötü seviyede. Bunun için bir neden yok. Rusya'nın ekonomisine yardım etmemiz için bize ihtiyacı var, bu çok kolay bir şey, tüm milletler birlikte çalışmalı. Silahlanma yarışını durdurun" şeklinde bir mesaj paylaştı. Buna cevap ise Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova'dan geldi: "Akıllı füzelerin teröristlere doğru uçması gerekiyor, topraklarında birkaç yıldır uluslararası terörizmle mücadele eden meşru hükümete değil."
Dünya nefesini tutarken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den nabız düşürme hamlesi geldi. Putin, "Dünyanın durumu endişe verici. Sağduyunun galip gelmesini umuyoruz. Rusya, yabancı ortaklarıyla yapıcı ilişkiler geliştirecek. Rusya uluslararası hukuktan doğan tüm yükümlülüklerine saygı duyuyor" dedi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da, Trump’ın mesajları hakkında “Biz Twitter diplomasinin katılımcısı değiliz” dedi. Dün akşam saatlerine doğru Tahran ve Washington tarafından gelen yeni mesajlar ise gerilimi yeniden körükledi. Suriye'nin başkenti Şam'ı ziyaret eden İran'nın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in başdanışmanı Ali Ekber Velayeti olası bir ABD saldırısına karşı Suriye hükümetinin yanında olduklarını belirtti. Dakikalar geçmeden ABD Savunma Bakanı James Mattis ise "Uygun görülürse Suriye'ye askeri operasyon için Başkan'a seçenekler sunmaya hazırız" açıklaması yaptı.
İngiliz televizyonu BBC de, İngiltere Başbakanı Theresa May’in, Suriye’de askeri müdahaleye onaya hazır olduğunu duyurdu. Haberde May’in askeri müdahale için parlamento onayı aramayacağı belirtildi. 'Esed’e İran desteği' bahanesiyle İsrail de gecikmeden sahnede yerini aldı. Üst düzey bir yetkili, "Suriye rejimine saldırırsak ve İran da İsrail'e karşı bir eyleme girişirse hem Esed rejimi hem de Esed'in kendisi haritadan silinir" ifadesini kullandı. Bu açıklamalarla aynı sıralarda dolaşıma sokulan "Esed ülkeden kaçtı" iddiası da yerel kaynaklar ve Rus medyasınca yalanlandı. Paris'te Fransa lideri Macron ile basının karşısına geçen S. Arabistan veliaht Prensi Muhammed bin Selman ise ABD öncülüğünde askeri bir müdahale yapılması ihtimalinde operasyona destek vereceklerini kaydetti.
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Doğu Akdeniz'deki restleşmenin tehlikeli sonuçlarına işaret ederek "Bu tehlike uzun zamandır var ve bundan sonra da devam edecek. Bir kıvılcım bir ateş bütün bölgenin infilaki ile sonuçlanacak çatışmanın önünü açabilir" dedi. 24 TV'deki açıklamasında Canikli, uluslararası ilişkilerde belli bir noktadan sonra rasyonalitenin kaybolacağına dikkat çekerek, "Bir noktadan sonra mantıklı düşünme ortadan kaybolur ve bu doğrultuda savaş çıkar. Rusya'nın desteklediği güçlere ya da ABD'nin desteklediği güçler tarafından saldırı gerçekleşmişse Rusya'nın ve bunun desteklediklerinin bunun altında kalmaması gerekir. Kalırsa gücünü kaybeder. Bu nedenle ciddi çatışmalar çıkar" uyarısı yaptı.
Rusya lideri Putin, geçtiğimiz Pazartesi Suriye’nin Tifor hava üssüne saldırı düzenleyen İsrail’e benzer eylemlerden kaçınma uyarısı yaptı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu telefonla arayan Vladimir Putin, Suriye’deki durumu daha istikrarsız hale getirecek ve güvenliğini tehdit edecek eylemlerden kaçınması çağrısında bulundu. Kremlin’den yapılan açıklamada Putin’in Suriye'nin egemenliğine saygı gösterilmesinin önemini vurguladığı da belirtildi.
Soğuk Savaş rüzgarının yeniden estiği kritik saatlerde NATO'dan gelen işaret dikkat çekti. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in 16 Nisan'da Türkiye'yi ziyaret edeceği bildirildi. Stoltenberg ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Nurettin Canikli ile görüşecek.
ABD-Rusya arasında Suriye merkezli krizi yorumlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kimyasal saldırıya ilişkin BMGK’ya sunulan önergenin Rusya tarafından reddedildiğini hatırlatarak ‘müdahale ihtimalinin arttığını’ belirtti ve “Bekleyip göreceğiz” dedi. SETA’nın düzenlediği ‘Avrupa İslamofobi Raporu 2017’ panelinde konuşan Çavuşoğlu, “Esed rejiminin mutlaka ve mutlaka artık Suriye’nin başından ayrılması gerekiyor. Esed ilk defa kimyasal silah kullanmıyor. Bırakın kimyasal kullanmayı, diğer silahlarla bir milyona yakın insanı kendisi öldürdü. Dolayısıyla bir an evvel bu kişinin ülkenin başından ayrılması gerekiyor ve siyasi sürece geçmemiz lazım” diye konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Suriye'de rejimin kuşatması altındaki Doğu Guta'nın Duma ilçesine cumartesi günü düzenlenen saldırıyı kınadı ve yaklaşık 500 kişide yüksek derecede zehirli kimyasallara maruz kalındığını gösteren semptomlara rastlandığını açıkladı. DSÖ, yazılı açıklamasında yaralılar arasındaki 500 kişide özellikle mukoza zarında ciddi tahriş, solunum yetmezliği ve merkezi sinir sisteminde bozulma belirtilere rastlandığına işaret etti. DSÖ Direktör Yardımcısı Peter Salama ise "Hepimiz Duma'dan gelen bu korkunç raporlardan ve görüntülerden dolayı sarsılmalıyız" diye konuştu.