Suudi kraliyet ailesi içinde iktidar savaşı yaşandığı iddiaları her geçen gün güçleniyor. Washington Post’ta yayınlanan David Ignatius imzalı makalede, iktidar mücadelesi nedeniyle paranoya geçiren Suudi Veliaht Prens Selman’ın infaz timleri kurarak 18 ay önce yurt içi ve yurt dışında muhalif avına çıktığı kaydedildi. Cemal Kaşıkçı da iktidar kaygısına düşen Veliaht Prens’in kurbanlarından biri oldu.
Washington Post’un CIA ile ilişkili yazarlarından David Ignatius, Suud hanedanlığı içindeki rakip aileler arası iktidar savaşının varlığına işaret eden bir makale kaleme aldı. Makaleye göre, iki kraliyet ailesi arasındaki rekabet, eski kral Abdullah’ın Ocak 2015’te ölümüyle başlayarak Cemal Kaşıkçı cinayeti ile zirvesine ulaştı. Ignatius, bu durumun Abdullah kabilesinin saraydaki nakit parayı ve önemli pozisyonlarını Selman ailesinden koruma isteğinden kaynaklanmış olabileceğini, sonrasındaki yıllarda ise iki aile arasında Taht Oyunları dizisini aratmayacak bir çekişme başladığını yazdı. Makalenin, Suud Kraliyet ailesi ve kabileler içinde Muhammed bin Selman’a yönelik muhalif dalganın yükselmesine paralel yazılması dikkat çekti. Muhaliflerin, Kral Selman sonrası için hazırlık yaptığı belirtiliyor.
ÇİN’DE KAÇIRMA GİRİŞİMİ
Makalede, Prens Muhammed’in emriyle Ağustos 2016’da Abdullah ailesinin bir üyesinin Çin’de kaçırılmaya çalışıldığı, ancak operasyonun başarısız olduğu iddia ediliyor. Hedefteki kişi aynı zamanda İsviçre vatandaşı olması sayesinde, Suudilerden korunması için Çin tarafından yaralı halde İsviçre’ye gönderildi.
İNFAZ TİMİ KURDU
Veliaht Prens, düşman addettiği kişilere karşı giderek paranoyak ve saldırgan hale gelirken, 2017’nin bahar aylarında, Suudi istihbarat yetkililerinden oluşan bir ekip kurdu. Sarayın kontrolünde olan bu ekip, hem ülke içinde hem de yurtdışındaki muhalifleri kaçırma operasyonları yürüttü. Makaleye göre Kaşıkçı, 18 ay önce kurulan bu ekibin parçası olan ve Riyad’daki saraydan gönderilen kişiler tarafından öldürüldü.
CIA ANLAYAMAMIŞ!
Ignatius, Veliaht Prens Muhammed’in Temmuz 2018’de Kaşıkçı için “Onu eve getirin” emri çıkardığını, Amerikan istihbaratının bu talimatı fark etse de ne anlama geldiğini ancak Kaşıkçı kaybolduktan sonra idrak ettiğini yazdı.
SARAYDA TELEKULAK
İddiaya göre, Abdullah kampı telefonların dinlenmemesi için Çin yapımı özel cihazlar satın aldı. Diğer yandan, Riyad’daki sarayın kül tablalarına bile siyasi dedikoduları ve muhtemel komploları ortaya çıkarmak için dinleme cihazları yerleştirilmiş durumda. Veliaht Prens’in muhaliflerini takip amacıyla İsrail’den gelişmiş dinleme cihazları aldığı daha önce ortaya çıkmıştı.
Kritik tasfiyeler
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, taht için eski Suudi Kralı Abdullah’ın yeğeni veliaht Prens Muhammed bin Nayif’i Haziran 2017’de hapsedip, veliahtlıktan çekilmeye zorladı. Ülkede yolsuzluk operasyonu adıyla çok sayıda prens, bürokrat ve iş adamı, şimdiki Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın talimatıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınan isimlerin özelliği ise eski Kral Abdullah’ın yeğeni Veliaht Prens Muhammed bin Nayif’e olan yakınlıklarıydı. Yine Kral Abdullah’ın yeğeni Prens El Velid Bin Tallal Bin Abdülaziz El Suud da bu isimlerden biriydi. Suudi Prens’in 18,7 milyar dolarlık servetinin büyük bir bölümüne de el koyuldu.
Veliaht Arjantin’de
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır ve Tunus ziyaretinin ardından hafta sonu gerçekleşecek G20 Zirvesi’ne katılmak amacıyla Arjantin’e gitti. Veliaht Prens hakkında Yemen savaşı ve işkence suçlamalarıyla dava açılması için Arjantin’de başvuru yapılmıştı.
Aklama seferberliği
ABD’li üst düzey isimler ağız birliği içinde Veliaht Muhammed bin Selman’ı aklama derdine düştü. Kaşıkçı cinayetinin emrini Veliaht’ın verdiği CIA raporuna bile girmesine rağmen, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı James Mattis ağız birliği içinde “Açık bir delilimiz yok” ifadelerini kullandı. Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ise tam bir kara mizah örneği sergileyerek cinayetin ses kayıtları Arapça olduğu için dinlemediğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Senato’daki Kaşıkçı cinayeti oturumundan sonra açıklamalarda bulundu. Pompeo, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı savunarak, Kaşıkçı’nın öldürülme emrini verdiğine dair bir raporun bulunmadığını söyledi. Pompeo, ABD Senatosunun Kaşıkcı cinayeti ile Yemen iç savaşı hakkında bir tasarı hazırladığını aktardı.
MATTIS DE DİNLEMEMİŞ!
Pentagon’da gazetecilerin karşısına çıkan ABD Savunma Bakanı James Mattis de Kaşıkçı cinayetine ilişkin ses kaydını dinlemediğini ancak kaydın çevirisini okuduğunu ifade etti. Kaşıkçı cinayetinin hesabının sorulması konusundaki tutumlarında da değişiklik olmadığını belirten Mattis, “Veliaht Prens’in (Muhammed Bin Selman) dahlinin olduğuna dair açık bir delilimiz yok. Ne istihbaratta ne de kimsede açık bir delil yok.” diye konuştu. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Kaşıkçı’nın öldürülmesine dair ses kayıtlarını Arapça olduğu için dinlemediğini söyledi. Beyaz Saray’da basın toplantısında konuşan Bolton, kayıtlarla ilgili yöneltilen soruya, “Hayır, ses kayıtlarını dinlemedim. Neden dinleyeyim ki? Sence ses kayıtlarından ne öğrenebilirim? Ses kaydının kağıda dökümünü de okuyabilirim. Arapça bilmiyorsan bu ses kaydından ne anlayacaksın?” şeklinde cevap verdi.