Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD ile ilişkilerine yönelik "Trump döneminde aramızdaki güven daha da azaldı" dedi.
Putin, şu ifadeleri kullandı:
"Suriye, kimyasal silahlardan arınma sözünü yerine getirdi."
Putin, Rusya'da yayın yapan Mir 24 televizyonuna verdiği mülakatta, Rusya ve ABD arasındaki ilişkilerin Trump döneminde, Obama döneminde olduğundan daha fazla kötüleştiğini söylemenin mümkün olup olmadığı sorusuna "İlişkilerdeki güven seviyesinin çalışma düzeyinde, özellikle de askeri düzeyde iyileşmediğini, tam tersine azaldığını söylemek mümkün" cevabını verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye'de 20 bin civarında yabancı savaşçının bulunduğunun da olduğunu açıkladı ve bunların yaklaşık 9 binini Rusya'dan gidenlerin oluşturduğunu söyledi.
Putin, Suriye ve Afganistan'daki durumun yanı sıra Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütüne (KGAÖ) ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Putin, "Farklı verilere göre, Suriye'de yaklaşık 20 bin militan savaşıyor. Bunlardan yaklaşık 10 bini, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinden. 9 bini, yani toplamın neredeyse yarısı ise Rusya'dan. Bunlar genel olarak KGAÖ bölgesinden." dedi.
Bu kişilerin gerçek ve büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade eden Putin, Rusya'nın Suriye'deki askeri faaliyetlerinin geri dönüşlerini azamiye indirmeye yönelik olduğunu belirtti.
Rejimin İdlib'deki kimyasal saldırısı
Putin, Esed rejiminin İdlib'in Han Şeyhun beldesindeki kimyasal silah saldırısının detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiği görüşünü yineleyerek, "ABD ile Suriye rejiminin elindeki kimyasal silahların imha edilmesi için büyük bir çalışma yürüttük. Bildiğimiz kadarıyla tüm yükümlülükler yerine getirildi. Bu ilgili Birleşmiş Milletler kuruluşu tarafından da onaylandı. Eğer şüphe oluştuysa kontrol yapılabilir." ifadelerini kullandı.
Vladimir Putin, kendi bakış açılarına göre bu konuda iki senaryo olduğunu, ya rejimin, içinde kimyasal silah bulunan bir depoyu vurduğunu ya da yaşananların provokasyon olduğunu savundu.
Sığınmacı sorununa da değinen Putin, "Modern dünya yapısı, göçün tamamen ortadan kalkmasını mümkün kılmıyor. Bu sadece Rusya için değil, tüm ülkeler için böyle. Önemli olan mülteci akımlarının sıkı kontrolü." diye konuştu.
"Afganistan'daki tehlikenin farkındayız"
Putin, Afganistan'daki durumun, KGAÖ bölgesinin güven ve istikrarı için önemli olduğuna dikkati çekerek, meşru Kabil hükümetine yardım ederek tüm problemlerin barışçıl yollarla çözülebileceğini söyledi.
Afganistan'daki durumun Rusya için ne ölçüde tehlike oluşturduğunun farkından olduklarını belirten Putin, "Tacikistan'ın Afganistan sınırında 201 nolu Rus askeri üssünün kurulması tesadüf değil. Bu bölge için önemli bir istikrar unsuru. Orası en kaygı verici bölgelerden biri. Ancak hiçbir zaman silahlı kuvvetleri kullanmak zorunda kalmamamızı umut ediyorum." dedi.
Putin, Afganistan kaynaklı en önemli tehlikenin terörizm olduğuna vurgu yaparak, "Taliban'a gelince, birçok ülke bir şekilde Taliban ile temas halinde. Ancak biz Afganistan'daki güçlerle ilişki kurarken anayasanın tanınması, silahsızlanma ve ulusal uzlaşı prensiplerinin dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Öte yandan Putin, dünyanın farklı ülkelerinde değişik isimlerle yönetimin değişmesini hedefleyen "renkli devrimler" yaşandığını anımsatarak, Rusya'da buna müsaade etmeyeceklerini dile getirdi.
Putin ayrıca NATO'nun Soğuk Savaş şartlarında kurulduğunu hatırlatarak, çağdaş dünya şartlarına göre yeniden şekillendirilemediğini savundu.