Washington Post gazetesi, ABD istihbaratının dinlemelerine göre, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın birtakım vaatlerle Suudi Arabistan'a dönmesinin sağlanması, daha sonra da tutuklanmasını emrettiği iddiasını yazdı.
ABD istihbaratının yaptığı bir dinlemede, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın bazı vaatlerle Suudi Arabistan'a dönmesinin sağlanması, daha sonra da tutuklanmasını emrettiği ileri sürüldü.
Washington Post, dün Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı'yı yakalamak için yaptığı planın ABD istihbaratının dinlemelerine takıldığı iddiasının ardından yine istihbarat yetkililerine dayandırdığı bir haber yayımladı.
Habere göre Veliaht Prens, Kaşıkçı'nın ABD'nin Virginia eyaletinden Suudi Arabistan'a dönmesinin sağlanması ve ardından Cemal Kaşıkçı'nın tutuklanmasını emretti. Bu plan ABD istihbaratının dinlemelerine takıldı.
Kaşıkçı'nın bazı arkadaşları da son 4 aydır Prens Muhammed'e yakın Suudi yetkililerin Kaşıkçı'yı arayıp, gazetecinin Suudi Arabistan'a dönmesi durumunda kendisine koruma hatta yüksek mertebeli devlet işleri teklif ettiğini söyledi. Arkadaşları, buna karşın Kaşıkçı'nın bu tekliflere şüpheyle baktığını ve bir arkadaşına Suudi hükümetinin kendisine zarar vermemek konusunda verdiği sözleri asla tutmayacağını söylediğini aktardı.
Arap kökenli Amerikan bir siyasi aktivist olan Halid Saffuri, Cemal Kaşıkçı'nın mayıs ayında bu konuda yaptığı bir görüşmenin ardından kendisine, şöyle dediğini kaydetti:
ABD istihbaratı Kaşıkçı'yı bilgilendirdi mi?
Suudi Arabistan yönetiminin Kaşıkçı'yı tutuklamaya yönelik önceden yaptığı planlara dair ABD'nin elde ettiği istihbaratlar, Trump yönetiminin Cemal Kaşıkçı'yı tehlikede olduğu konusunda uyarıp uyarmadığına dair soru işaretlerini doğurdu.
ABD'de 2015'te imzalanan bir yönergeye göre, istihbarat ajanslarının kaçırılma, ciddi bir şekilde yaralanma ya da öldürülme tehlikesi bulunan kişileri uyarma yükümlülüğü var. Bu zorunluluk için söz konusu kişinin ABD vatandaşı olması şartı bulunmuyor.
Adının açıklanmasını istemeyen eski bir ABD istihbaratı yetkilisi, "Kaşıkçı'nın yakalanması, tutuklanması olarak yorumlanmış ve bu nedenle uyarı zorunluluğu doğmamış olabilir ama söz konusu dinlemelerde şiddet içeren eylemler planlanmışsa evet, Kaşıkçı uyarılmalıydı." değerlendirmesinde bulundu.
Uyarı sürecinden sorumlu olan Ulusal İstihbarat Direktörü Ofisi, Kaşıkçı ile bu konuda iletişime geçilip geçilmediği konusunda yorum yapmadı.
Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesine büyük katkılarda bulunan ve Ortadoğu'nun en etkin gazetecilerinden biri olarak bilinen Washington Post Yazarı Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna gitmiş ve kendisinden bir daha haber alınamamıştı.