PKK, Almanya'da terör örgütü listesinde olmasına rağmen, çok sayıda dernekle örgütsel propaganda, zorla haraç toplama ve eleman temini çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Terör örgütü PKK'nın Almanya'da 14 binden fazla üyesi ve yandaşı bulunuyor. 1992'den bu yana PKK üyelerine yönelik yalnızca 71 dava açmış olması dikkat çekiyor.
Almanya, NATO müttefiki Türkiye'nin ısrarlı taleplerine rağmen terör örgütü PKK'ya karşı ciddi bir mücadele yürütmüyor, örgüte geniş bir faaliyet alanı tanıyor.
Almanya'nın iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın (BfV) Haziran'da açıkladığı resmi rapora göre, terör örgütü PKK'nın Almanya'da 14 binden fazla üyesi ve yandaşı bulunuyor.
1993 yılında Almanya'da yasaklanmasına rağmen PKK, kurduğu çeşitli dernekler aracılığıyla, kültürel faaliyetler kisvesi altında propaganda yürütmeye devam ediyor, zorla haraç topluyor, örgüte eleman temin ediyor.
PKK terör örgütü mensupları hakkında Türkiye'nin ilettiği dosyalar ile Alman yargısı tarafından açılan yaklaşık 4 bin 500 soruşturmaya rağmen, Alman makamları bu dosyaların üzerine ciddi bir şekilde gitmiyor.
Türkiye tarafından yapılan iade taleplerinin büyük çoğunluğu ise, insan hakları gerekçesiyle geri çevriliyor. Almanya'da yargı karşısına çıkarılan terör örgütü mensupları, birkaç yıllık cezaların ardından serbest bırakılıyor.
Almanya'nın 2015 yılında yargıladığı, örgütün yönetici kadroları arasında bulunan üç zanlı, “terör örgütü üyeliği” suçundan, yalnızca bir ila altı yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştı.
Alman güvenlik birimleri, ülkede 14 binden fazla PKK üyesi ve yandaşı bulunduğunu tespit etmesine rağmen, bu şüphelilere ve örgüt faaliyetlerine karşı etkili soruşturmalar yürütmüyor.
Almanya Federal Adalet Bakanlığı'ndan elde edilen bilgilere göre, farklı eyaletlerde 2004-2013 yılları arasında, PKK üyeleri hakkında yalnızca 4 bin 400 ceza soruşturması açıldı.
Haraç toplama, şiddet, adam yaralama, huzuru bozma, gösteri kanuna muhalefet gibi suçlardan açılan soruşturmaların sonuçları hakkında ise Federal Adalet Bakanlığı'nda bilgi bulunmuyor. Yetkililer, bu konuda ayrıntılı bilgilerin eyaletlerin makamlarından alınabileceğini kaydediyor.
Almanya, Avrupa'da PKK'nin en aktif olduğu ülkelerden biri olmasına karşın, örgütün lider kadrosuna karşı güçlü önlemler alınmıyor.
Ülkede ağır terör suçlarında devreye giren Federal Başsavcılık'ın, 1992'den bu yana PKK üyelerine yönelik yalnızca 71 dava açmış olması dikkat çekiyor.
Terörle mücadele konusundaki “çifte standart”, yabancı savaşçılar konusunda da kendisini gösteriyor.
Alman yargısı, Suriye'ye giderek DEAŞ'e katılan 100'den fazla yabancı savaşçı hakkında soruşturma açarken, Almanya'dan bu bölgelere giderek PKK'nın Suriye uzantısı PYD'ye katılanlar hakkında ise benzer bir işlem uygulanmıyor.
Alman basınına yansıyan bilgilere göre, bugüne kadar Almanya'dan en az 130 kişinin Suriye'ye giderek PYD/YPG'ye katıldığı ve burada savaştığı saptandı.
Ancak Federal Başsavcılık, bugüne kadar YPG'ye katılan hiçbir yabancı savaşçı hakkında soruşturma başlatmadı.
Mücadelede çifte standartAlmanya, son aylarda DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı hukuk devletinin tüm imkanlarıyla mücadele ederken, bu imkanlar PKK'nın faaliyetlerini engellemek için kullanılmıyor.DEAŞ, Almanya İçişleri Bakanı'nın 12 Eylül 2014'te verdiği talimatla, herhangi bir mahkeme kararına gerek duyulmadan, yasaklandı. DEAŞ adına Almanya'da faaliyette bulunulması, DEAŞ ve onunla bağlantılı oluşumların sembollerinin kullanılması, DEAŞ için destek toplanmasına yasak getirildi.Almanya Dernekler Kanunu'na göre, kuruluş hedefleri ya da faaliyetleri suç oluşturan, anayasaya aykırı faaliyetlerde bulunan ya da halklar arasında uluslararası anlayışa aykırı hareket eden dernekler, yayın organları İçişleri Bakanı'nın kararıyla derhal yasaklanabiliyor.Alman makamları, PKK ile mücadeleyi ağırdan alırken, PKK'nın da Almanya içinde silahlı eylemden kaçınması, Almanya'nın çıkarlarına zarar verecek adımlar atmaması dikkat çekiyor.
Güvenlik birimlerinin tahminlerine göre, terör örgütü mali kaynaklarının yüzde 65'ini Almanya'daki faaliyetlerinden elde ediyor.
Alman iç istihbarat teşkilatı BfV'ye göre de, PKK'nın yalnızca 2015 yılında Almanya'da topladığı paranın miktarı 13 milyon avroyu geçiyor.
Gözlemciler, zorla toplanan haraçlar, uyuşturucu kaçakçılığı ve diğer yasa dışı gelirleriyle birlikte PKK'nın Almanya'da elde ettiği mali kaynağın büyüklüğünün çok daha fazla olduğunu tahmin ediyor.
PKK'nın Almanya'daki faaliyetlerinin, ülke genelinde belirlenen 31 alandan sorumlu 4 bölge yöneticisi tarafından yönlendirdiği biliniyor.
Ayrıca, PKK'nin Avrupa yapılanmasından sorumlu olan ve genellikle Belçika'da ikamet eden terör elebaşları, rahatça Almanya'ya seyahat edebiliyor, faaliyetleri yönlendirebiliyor.
PKK'ya yakınlığıyla bilinen Yeni Özgür Politika gazetesi, Frankfurt yakınlarındaki Neu-Isenburg şehrinden yayınlarını sürdürüyor.
PKK yanlıların propaganda faaliyetlerini, gösterilerini yasaklamayan Alman makamları, terör örgütü mensuplarının Avrupa'daki yandaşlarının katıldığı büyük çaplı etkinliklerine de izin veriyor.
İç istihbarat servisinin raporuna göre, terör örgütünün 2015 yılı Mart ayında Bonn'da düzenlediği festivale 17 bin kişi, Eylül ayında Düsseldorf'ta düzenlenen etkinliğine ise yaklaşık 21 bin kişi katıldı.
Alman polisi, bu gösterileri engellemezken, terör örgütünün sözde bayrağının kullanılmasına ise izin vermiyor. Diğer taraftan polis, örgüte ait diğer flamaların ve elebaşının resimlerinin serbetçe taşınmasına müsade ediyor.
PKK'nın Almanya'da yasaklı olmasına rağmen faaliyet göstermesinde özellikle muhalefette bulunan Sol Parti'nin önde gelen milletvekillerinin verdiği desteğin önemli rolü bulunuyor.
Sol Parti ve ülkede aşırı solcu bazı gruplar, hukuki konularda, propaganda faaliyetlerinde, Alman medyasıyla ilişkilerinde PKK ve PYD'ye yoğun destek sağlıyor.
Türkiye'nin Almanya'ya en çok tepki gösterdiği bir diğer konu ise terör örgütü PKK'nın eline geçen silahlar.
Alman hükümeti 2014 yılının ağustos ayında, DEAŞ'la mücadele kapsamında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) güçlerine silah yardımı kararı almış, son iki yılda çeşitli partiler halinde yaklaşık 12 bin adet G3 piyade tüfeği, 8 bin adet G36 piyade tüfeği, 8 bin adet P-1 tipi tabanca, 60 adet Milan tanksavar sistemi ile çok sayıda mühimmat sevk etmişti.
Bölgeden gelen bilgiler, bu silahların bir bölümünün kaybolduğu, bir bölümünün de PKK ve PYD'nin eline geçtiği yönünde.
Alman makamları bugüne kadar en az 88 silahın kaybolduğunu kabul ederken, IKBY yetkilileri de bugüne kadar 30 silahın yasa dışı satıldığını belirlediklerini, sorumlular hakkında işlem başlattıklarını kaydetmişlerdi.