Ölüyoruz!

Rejim ve İran destekli Şii milislerinin kuşatmasında yoğun saldırılara maruz kalan Halep halkı, bombaların yıkımı, açlık ve ilaçsızlıktan sonra salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını haykırarak yardım çağrısında bulundu. Muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde bulunan 200 binden fazla sivil farklı semtlere dağılmışken, on binlercesi de muhaliflerin elindeki çatışma bölgelerinden rejimin hakim olduğu alanlara göç etti.

Dünyayla iletişimi kesilen yüz binler, oldukça zayıf olan internet aracılığıyla bölgeden ses kayıtları göndererek yardım çığlıklarını duyuruyor. Bunlardan Halepli sivil Muhammed Halife, "Halep'in durumu kötünün kötüsü. Tarihte hiç olmamıştır böyle bir şey, eminim. Her türlü saldırıya maruz kalıyoruz. İnsanlık ölmüş ve vicdanlar yok olmuş. Kimse sivilleri düşünmüyor. Malesef sivil savunmanın ne bu yaralıları tedavi edecek ne de enkazda mahsur kalan insanları kurtaracak imkanı var" dedi.

Halep sakinlerinden Cud Hatip de insani dramı şu sözlerle anlattı: "Halep'te yaşanan acılar rejim güçlerinin saldırılarından dolayı gün be gün artıyor. Temel ihtiyaçları tedarik etmekte çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. En önemli sıkıntı çocuklar için süt ve gıda, yaralı ve hastalar için de ilaç. Havadan ve karadan saldırılar hiç ara vermeden sürüyor. Sağlık çalışanlarının sayısı azaldı. Ameliyatlarda kullanılan malzemeler tükenmek üzere. Doktorlarımız ve sağlık kuruluşları medya aracılığıyla dünyaya seslense de kimsenin aldırış etmediği ortada." Hatip, onbinlerce sivilin muhaliflerin kontrolündeki semtlere göç etmesinin yeni sorunlara yol açtığını belirterek, "Bu kadar insan dar alana sıkışmış oldu. Cesetleri gömecek yer kalmadı. Salgın hastalıklar kapıda" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye'de rejiminin, sivillerin tahliyesi amacıyla Halep'teki askeri operasyonlarına ara verdiğini açıkladı. Hamburg'taki AGİT toplantısında açıklama yapan Lavrov, “Bugün, sivillerin tahliyesi için Halep'in doğusundaki operasyonlara ara verildi. Sivillerin tahliyesi için bu bu zamana kadarki en büyük operasyon yapılıyor. 5 kilometre uzunluğunda 8 bin kişilik bir konvoy” ifadelerini kullandı.

Saldırılar altında kısılıp kalan Halepli siviller daha büyük katliamların yaşanabileceği korsusuyla bölgeden bir an evvel tahliye edilmeyi bekliyor. Son 23 günde ölen sivillerin sayısı 889'a yükselirken, rejim güçleri 200 binden fazla sivili 15 kilometrekarelik alana sıkıştırdı. Rejimin hızlı ilerleyişi sırasında muhaliflerin kontrolündeki bölgelerin dışında kalan ailelerin erkekleri, gözaltına alındı ya da Esed ordusu saflarında savaşmak üzere eğitime gönderildi. Ailelerdeki kadın, yaşlı ve çocukların akıbeti ise bilinmiyor. Rejim güçlerine güvenemeyen onbinlerce aile, bölgeden güvenli şekilde tahliye edilmeyi umut ediyor. Katliam korkusu içindeki yüzbinler, oldukça zayıf olan internet aracılığıyla bölgeden ses kayıtları göndererek seslerini duyurmaya çalışıyor.

Kuşatma altındaki Bustan el-Kasr semtinden seslenen Refik Ebu Samir, şunları söyledi: “Bazı mahallelere saldırı sonrası kimse giremiyor. İnsanlar enkaz altında kurtarılmayı bekliyor. Hastahane yok, en temel ilaçlar bile yok. Bu durumdan çok korkuyoruz. Biz erkekler olarak sabredebiliriz ama çocuklar ve kadınların acilen çıkarılması lazım. Rejim her gün yeni yerleri ele geçiriyor ve geçirdiği yerleri de yakıyor. Daha fazla katliamların olmasından korkuyoruz. Rejime ve Ruslara güvenemeyiz. Bize güvence verilmesi lazım. Tek isteğimiz sivillerin sağ salim Halep'ten uluslararası güvence ile çıkması” diye konuştu.

Halep sakinlerinden Ala Şerif, “Artık dayanma gücümüz kalmadı. Kış da çok çetin geçiyor. Bundan en çok çocuklar etkileniyor. Kuşatmanın 95. gününde soğuktan 4 aylık bir bebek öldü. Ölümler hala devam ediyor ve insanlık sessizliğini koruyor” ifadelerini kullandı. Ebu Faruk da sivil savunma merkezlerinin bombalandığı için hizmet dışı kaldığını belirterek, “Sivil savunma artık kimseyi kurtaramıyor. Sadece şunu bilmek istiyoruz: Hiçbir çözüm yok mu? Bize 'çalışıyoruz' demeyin. Çözüm ne nasıl olacak, onu söyleyin. Burada insanlar yerlerde, ölümle iç içe” diye konuştu.