Birleşik Arap Emirlikleri'nin veliaht prensi Muhammed bin Zayed tehlikeli bir dış politika kurgularken hesaplayamadığı nokta evinin camdan olması. Monarşi ile yönetilen ülkenin çıkardığı en büyük başarı hikayesi Dubai'nin arkasındaki isim Muhammed bin El Maktum her an harekete geçip tahta göz dikebilir. Zayed'in, Türkiye'ye karşı nefretinin sebebi de daha emir olmadan devrilme ihtimali. Katar Krizi'nde ABD'ye verdiği yüz milyarlarca dolar haracın çöpe gitmesine, Libya'da attığı zarların boşa düşmesine, Afrika'nın boynuzu Somali'den dışlanmasına sebep olarak gördüğü ülke Türkiye. Dubai örneğinin arkasındaki El Maktum'un bu kadar maliyetli stratejilerin başarısız olmasını kenarda öylece izlemesi ihtimali ise monarşinin tabiatına aykırı.
Muhammed Bin Zayed oldukça hırslı bir adam. Tarih sahnesinde hiç var olmamış ülkesini, etki alanı çok kısıtlı olmasına rağmen güçlü bir bölgesel aktör haline getirirken bunu da agresif bir dış politika stratejisi ile yürütüyor. Bunu yaparken de çevresinde kendisiyle benzer Makyavelist düşünce yapısına sahip insanları seçiyor. Bu isimlerin başında gelenlerden biri ise; Filistin’de mülteci kampında doğup Ortadoğu’dan Balkanlara değin ulaşan bir network oluşturan Muhammed Dahlan geliyor. Zayed’in zihin dünyasını anlamanın yolu da Dahlan’ın hikayesini okumaktan geçiyor.
Bugün, Muhammed Bin Zayed’in Türkiye takıntısının arkasındaki en önemli sebep yaptığı her hamleye karşı Türkiye’nin verdiği cevaplar.
ABD'ye verilen yüz milyarca dolar haracın çöpe gitmesi
Bugün; Libya'da, Umman'da, Somali'de kurguladığı stratejiler Türkiye'den dolayı başarısızlık ile sonuçlanan Zayed'in bu konudaki en acı tecrübesi Katar.
- Başka bir körfez krallığını, Katar’ı yok etmeye çalıştığında da Türkiye’nin hamlesi ile planları suya düşmüştü. O günlerde Muhammed bin Zayed ve mentorü olduğu Suudi veliaht Muhammed bin Selman, Katar’ı yok etmenin yolunun ABD’yi ikna etmekten geçtiğini düşünüyordu. Buna yönelik planlarını gerçekleştirmek için de en geleneksel yöntemi kullandılar: haraç vermek.
ABD Başkanı'nın ziyaretinden 13 gün sonra Zayed ve Selman, Katar’ı tehdit ettiğinde ABD Başkanı’ndan gelen işgali onaylayan mesajın bedeli yüz milyarca dolardı:
‘Ortadoğu'ya yaptığım son seyahatimde artık Radikal İdeoloji'ye fon sağlanamayacağını belirttim. Liderler Katar'ı işaret ettiler’
‘Suudiler aşırılığın finanse edilmesi konusunda sert bir çizgi izleyeceklerini söylediler ve tüm referanslar Katar'a işaret ediyordu. Belki de bu, terörizm dehşetinin sonunun başlangıcı olacaktır!’
- Trump’ın neyden bahsettiği hakkında bir fikri yoktu, umurunda da değildi. Daha önce de belirttiği gibi tek düşüncesi ABD’nin sömürge eyaletlerinden aldığı haracın karşılığını vermekti.
Bugünlerde Libya'da olan da farklı değil. BAE'nin üs kurmayı planladığı Vatiyye'ye Türkiye çoktan yerleşmiş durumda. Afrika'nın boynuzu olarak anılan Somali'de ise hastane açma teklifleri dahi reddedilmiş durumda. Komşu ülke Umman'da ise yeni sultan Heysem, Zayed'ten duyduğu rahatsızlığını belirtirken diplomatik kuralları dahi önemsemiyor.
Taht oyunları: Zayed gider El Maktum gelir
Muhammed Bin Zayed şu an kişisel perspektifi çerçevesinde bölge ülkeleri dizayn etmeye çalışırken en büyük zayıf noktası ise ülkesindeki gücünün son derece kırılgan olması.
- Monarşilerde yönetimin en temel meşruiyet noktası kandır. Sizin ne kadar başarılı bir hikayeniz olduğundan ziyade babanızın kim olduğu yönetici olarak ilerleyeceğiniz konumu belirler. Monarşi ile yönetilen devletlerin en hayati meselesi tahtta en az sizin kadar hakkı olan başka alternatiflerinden bulunması.
Zayed'in, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman gibi potansiyel 'sultan' adaylarını 'kafese' koyma şansı da yok. Ülkenin neredeyse trilyonlarca dolarını henüz hiçbir başarıya ulaşmamış stratejilere harcayıp bölgedeki neredeyse tüm ülkelerle arasını bozan Zayed'in alternatifi olan Muhammed bin Raşit el Maktum çok daha düşük miktarlarla başarılı olabildiğini kanıtladı.
Tarih; Makyavelizmin önceliğinin kişisel çıkarlar olduğuna dair sayısız örnek ile doludur. Muhammed bin Zayed bugün Muhammed Dahlan'ın makyavelist stratejileri üzerinden bölgede kaos ateşini yakmaya çalışıyor. Harcanan paraların ve başarısızlığın hesabı El Maktum ya da başka bir alternatifi tarafından sorulduğunda sırtından yiyeceği ilk hançeri Dahlan'ın sokması ile tarih bir başka örnek daha kazanmış olacak. Amaca giden her yolun mübah olmadığını kavramış olacağına ise şüphe yok.