Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye'de tek hedeflerinin DAEŞ ile mücadele olduğunu kaydederek, ülkesinin Esed rejimine karşı savaş açmadığını öne sürdü.

Macron, Strazburg'da devam eden Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kuruluna hitap ederek parlamenterlerin sorularını yanıtladı.

ABD, İngiltere ve Fransa'nın 7 Nisan'da Suriye'ye yönelik askeri operasyonu ile ilgili bir soruya ilginç cevap veren Macron;

"(Bu operasyonun) Ne Irak ne de Libya ile ilgisi vardır. Biz Suriye'ye savaş açmadık. Biz bize saldıran DEAŞ’a karşı savaşıyoruz. Tek savaşımız budur.
7 yıldır Beşşar Esed'e karşı savaş açmadık.
27 Eylül 2013'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) kabul edilen 2118 nolu kararda kimyasal silah kullanımı yasaklanmıştır. Bu karar çok kez ihlal edilmiştir. Biz terörizme karşı, Esed ise kendi halkına karşı savaşıyor."

Macron, Suriye'ye uluslararası toplumun onuru için müdahalede bulunduklarını dile getirdi.

Operasyon sonrası ilk açıklamasında Macron, "Biz bu operasyon ile Türkler ve Rusları ayırmayı başardık. Türkler kimyasal saldırıyı kınadılar ve ardından operasyonu desteklediklerini söylediler." ifadelerini kullanmıştı.

Batı Balkan ülkelerinin AB üyeliği

Macron, oturum sırasında Batı Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği (AB) üyeliği ile ilgili açıklamalarda da bulundu.

"Karşı karşıya olduğumuz jeopolitik risk, Batı Balkan ülkelerinin Rusya veya Türkiye'ye kaymasıdır. Balkan ülkelerinin yönlerini Türkiye veya Rusya'ya doğru dönmelerini istemiyorum."
ifadelerini kullanan Macron, birlik içinde değişiklikler yapılması ve AB fikrinin derinleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Macron'un konuşmasından önce AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, "Bu ülkeleri AB perspektifinden uzaklaştırırsak 1990'lı yıllarda yaşadığımız olayları yeniden yaşayacağız. Batı Balkanlar'da yeniden savaşa dönülmesini istemiyorum." demişti.

Sığınmacılara yönelik AB programı önerisi
AB'nin ekonomik, askeri ve siyasi model olmasının yanında azınlıklar ve göçmenlere saygı bakımından da dünyaya önemli model oluşturduğunu belirten Macron, "sığınmacıları ağırlamak amacıyla yerel yönetimlere daha fazla kaynak hazırlanması yönünde bir AB programı" önerisinde bulundu.
Macron, AB bütçesine Fransa’nın yaptığı katkıyı artırmaya hazır olduğunu dile getirerek, bunun tek şartının da bu katkının etkili şekilde kullanılması olduğunu bildirdi.

AB'nin siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda tam egemenliğe sahip olması gerektiğini aktaran Macron, son dönemde Rusya başta olmak üzere bazı komşularla gerilimler yaşandığını hatırlatarak, "Yurttaşlarımızı korumak için tam ve gerçek Avrupa egemenliğini inşa etmemiz gerekiyor." dedi.

Macron, "Avrupa fikrini savunmak, soyut bir fikri savunmak değildir. Ekonomik, sosyal ve çevre ile ilgili dönüşüme doğru yanıtları bulmaktır." sözleriyle AB'de yapısal değişikliklerin sürdürülmesi çağrısı yaptı.

Genel Kurulda AB karşıtı grup temsilcilerinin eleştirileri ve Fransa'da da İngiltere'de olduğu gibi bir "Frexit" halk oylaması düzenlenmesi yönündeki çağrılarına da değinen Macron, "Bu meclis (AP) hoşunuza gitmiyorsa buraya gelmemeliydiniz." şeklinde cevap verdi.