Wuhan’da koronavirüse yakalanıp iyileşen Filistinli Muhammed Ebu Nemmus yaşadıklarını ve Çin’in olağanüstü önlemlerini Yeni Şafak’a anlattı: 14 gün tek başıma odada kaldım. 8 farklı ilaç aldım. Spor yapmamızı istediler, komedi filmi izlettiler. Sinirlenmek ve üzülmek yasaktı. Wuhan’daki her binaya 3 doktor görevlendirdiler. Yiyeceklerin karaborsaya düşmesi önlendi. Ölürsem vücudumu yakacaklar diye korktum.
Çin’in Wuhan eyaletinde psikoloji alanında doktora yapan Gazzeli Muhammed Ebu Nemmus, koronavirüse yakalandı. Ekim 2018’de Orta Çin Normal Üniversitesi’nde eğitim görmeye başlayan 38 yaşındaki Ebu Nemmus, muayene sonucu virüse yakalandığını öğrendi. Arkadaşlarıyla birlikte gözlem altına alınan Muhammed Ebu Nemmus, 14 günlük süreçte yaşadıklarını anlattı. Gazzeli Muhammed, “Kendimi Allah’a teslim ettim, yapacak başka bir şey yoktu. Yabancı bir ülkede tek başımaydım, öldürücü bir virüse yakalanmıştım, sadece Allah var, ona sığındım” dedi.
Uzmanların virüslü hastalara 4 aşamalı tedavi uyguladığını söyleyen Ebu Nemmus, süreci şöyle özetledi: “Birinci aşama ilaç tedavisi. Antiviral ve ateş düşürücü 8 farklı ilaç aldım. Herkese farklı ilaç verildi. İkinci aşamada kişisel temizlik, el yıkama, ağız sağlığı gibi konularda hassasiyet göstermemizi istediler. Ağzımızı çalkalıyor, sürekli gargara yapıyorduk. Üçüncü aşamada yeme-içme konusunda önlemler aldık. Alkali asitlerin yoğun bulunduğu limon tuzu gibi yiyecekler yasaklandı. Gazlı içecekler de yasaktı. Taze sebze, çorba ve süt tükettik. Suyu da ılık içiyorduk.”
14 günlük karantina sürecinde tek başına bir odada kaldığını anlatan Ebu Nemmus, tedavinin dördüncü aşamasında psikolojik destek uygulandığını söyledi. Ebu Nemmus, “Ölümden korkuyorsunuz, psikolojiniz bozuluyor, depresyona girmemeniz için hiçbir neden yok. Bu nedenle bize psikoterapi verildi. Erken kalkmamız, kendimizi yormayacak, vücut direncimizi düşürmeyecek şekilde spor yapmamız istendi. Psikolojik destek çerçevesinde bizleri güldürecek komedi filmleri izletildi. Sinirlenmek, üzülmek yasaklar arasındaydı” şeklinde konuştu.
- Vuhan’da ilk başta krizin yanlış yönetildiğini, daha sonra çok iyi bir yönetim sergilendiğini aktaran Ebu Nemmus, şunları söyledi: “Sokaklarda robotlar bildiri dağıttı. Maske takmayan kişiler yine robot dronlarla uyarıldı. Herkesin sürekli ateşi ölçüldü. Yüksek çıkanlar hastanelere götürüldü. Binalar üçer üçer ayrılıp her binaya üç doktor görevlendirildi. Doktorlar vatandaşları sürekli kontrol altında tuttu. Telefonlara yüklenen özel chat programları aracılığıyla doktorlarla hastalar sürekli temas halindeydi. Ateşi yükselen hemen doktora bilgi veriyordu.”
Hastaneler üçe ayrıldı
Doktorlara ülkedeki tüm insanları muayene etmeleri yönünde emir verildiğini söyleyen Ebu Nemmus, “1.5 milyar insandan söz ediyoruz. Koronavirüsle mücadele 3 ayrı basamak hastanede yürütülüyor. Yüksek ateş şikayeti olanlar birinci basamak hastaneye getiriliyor. Tetkikler pozitif çıkarsa bu kişiler ikinci basamak hastaneye gönderiliyor. Burada gerekli tedavi uygulandıktan sonra kişi iyileşirse üçüncü basamak hastaneye geçiyor.
Karaborsaya geçit yok
Virüs nedeniyle bölgede sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini hatırlatan Ebu Nemmus, “Virüsle birlikte hırsızlık da başladı. Tüccarlar bu krizi istismar etmek istedi. Öyle ki kullanılan maskelerin tekrar kullanılması gündeme geldi. Devlet buna geçit vermedi. Yönetim büyük tüccarlarla anlaşma yaparak halkın yiyecek-içecek sıkıntısı çekmemesini sağladı. Yiyeceklerin karaborsaya düşmesi de böyle engellendi” diye konuştu.