Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, önceki gün Ukrayna’nın işgal altındaki 4 bölgesini ilhak ettiğini duyurduğu konuşmada “Bu toprakları elimizdeki her türlü aracı kullanarak savunacağız” tehdidinde bulunması, gözleri yeniden nükleer silah gerilimine çevirdi. Moskova’nın yasa dışı adımı savaşı farklı bir boyuta taşırken, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ülkesinin Putin’in nükleer tehdidini fazlasıyla ciddiye aldığını ifade etti. Beyaz Saray’daki günlük basın brifinginde Sullivan, “Rusya’nın o karanlık yola girmesi durumunda ABD'nin alacağı sert önlemler de dahil diğer tüm konularda Moskova ile doğrudan temas içindeyiz” açıklamasında bulundu. Birkaç gün önce de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Kremlin’i nükleer tehditte bulunmaması konusunda net bir şekilde uyarmış, “Putin nükleer söylemini tekrarlarsa ciddiye almak zorunda kalacağız. Bunun Rusya'ya ciddi sonuçları olacağı ve nükleer savaşın asla yapılmaması gerektiği mesajını net bir şekilde iletiyoruz” demişti.
İlhak duyurusunun hemen ardından Ukrayna'nın NATO'ya hızlandırılmış katılım başvurusunu değerlendiren Sullivan, bunun başka bir zaman ele alınması gerektiğini ve şu anda en önemli yardımın sahada destek olduğunu belirterek kapıyı şimdilik kapattı. Sullivan, “ABD uzun yıllardır NATO'nun açık kapı politikasını destekliyor. NATO üyeliğine yönelik kararı, 30 müttefik ve katılmak isteyen ülke kendi arasında alır. Ukrayna'ya yardımların en iyi yolunun doğrudan sahaya yardım olduğu görüşündeyiz ve NATO'ya üyelik başvurusu başka bir zaman ele alınmalı” değerlendirmesinde bulundu.
ABD basını da Ukrayna'yı NATO'ya kabulün yanlış olacağına dair haber ve görüşlere yer verdi. ABD merkezli Newsweek dergisinde, “Zelenski şimdiye kadarki en kötü fikre sahip” başlıklı bir görüş yazısı yayımladı. Makalede Kiev’in askeri ittifaka katılma isteğine işaret edilerek, “NATO buna uysaydı, daha önce hiç görmediğimiz bir savaş başlayacaktı: Sonsuz birlikler, tank seli ve savaş uçaklarının kapladığı bir gökyüzü. Hızlandırılmış veya hızlandırılmamış katılım fark etmez, bu fikir üzerinde düşünmeye değmez” denildi. NATO'nun kuruluş belgesinin 5. maddesinde, bir üyeye yapılan saldırının tümüne yapılmış sayıldığı hatırlatılan yazıda, “Sayın Zelenski, Ukrayna'yı ittifaka kabul etmek şimdiye kadarki en kötü fikir” ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan Rusya, Ukrayna'daki yasa dışı referandumları kınayan, ‘hiçbir geçerliliğinin olmadığını’ öngören ve tüm ülkeleri ‘sözde ilhakı’ reddetmeye çağıran Birleşmiş Milletler (BM) kararını veto etti. ABD ve Arnavutluk tarafından hazırlanan öneriye 10 lehte oy çıkarken; aralarında Çin, Hindistan, Brezilya ve Gabon'un bulunduğu dört ülke çekimser kaldı. BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 5 daimi üyesinden biri olan ve veto hakkına sahip olan Rusya ise kendi aleyhine sunulan öneriyi veto etti. ABD'nin BM Daimi Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, oylamadan önce yaptığı açıklamada, Rusya'nın veto etmesi halinde kararı Arnavutluk'la beraber, Moskova'nın veto gücünün bulunmadığı 193 üyeli Genel Kurul'a götüreceklerini söylemişti. Rusya’nın vetosu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BMGK’nın çarpık yapısına ilişkin “Dünya 5’ten büyüktür” eleştirisini bir kez daha gündeme getirdi.