Kazıklı Voyvoda Miloseviç

.
00:0026/04/1999, Pazartesi
G: 20/11/2013, Çarşamba
Yeni Şafak
Kazıklı Voyvoda Miloseviç
Kazıklı Voyvoda Miloseviç

Sırplar, 'Çıkın' diye bağırdı. Felçli yaşlı kadın hareket edemedi. Yaşlı adam da o kadar acele harekete geçebilecek durumda değildi. Kadın 72, erkek 74 yaşındaydı. Beklemeye tahammülü olmayan Sırplar bu iki yaşlı insanı yaktı.Bir adam yanaştı ve 'Kendi gözlerimle 48 kişinin katledildiğini gördüm' dedi. Sırplar'ın gerekçesi aralarında 4 yaşında bir çocukla annesinin bulunduğu bu kişilerin 'hepsinin terörist' olmasıydı. 'Terörist'lerden bir diğeri ise 90 yaşındaydı.Sırplar Kosovalı Arnavutlar'ı bir daha geri dönemeyeceklerini kabul ettirmek için kazığa oturtuyor, cesetleri ortalıkta bırakıyorlar. Panasec köyünde 10 Müslüman, dudakları, kulakları ve burun delikleri kesildikten sonra ortalığa bırakıldı.

Hepsi şu anda dışarı çıkmalıydılar. Sırplar, 'Çıkın' diye bağırdılar ve havaya ateş ettiler. Ancak yaşlı kadın hareket edemedi çünkü belinden aşağısı tutmuyordu. Yaşlı adam da o kadar acele harekete geçebilecek durumda değildi. Kadın 72, erkek 74 yaşındaydı. Hitler'in savaşının ardından evlenmiş ve bütün ömürlerini birlikte geçirmişlerdi. Tekerlekli sandalye alamayacak kadar fakirdi. Bunun yerine yaşlı kadını kucaklarında taşıyorlardı. Ama oğullarının kullandığı bir arabaları vardı ve bununla gideceklerdi. Arabayı yüklemeye başladılar. Yatak, fotoğraf ve ilaç koyuyorlardı. Ama Sırplar, oğullarının sürmesine izin vermeyeceklerdi. Kaçmalıydı çünkü, öldürülecek yaştaydı.

Sırplar ikisini de yaktı

Arabanın içinde oturan yaşlı çifti beklemeye tahammülü olmayan Sırplar, havaya yeniden ateş açmaya başladılar. Yaşlı adam direksiyona geçmişti. Neden bir an önce buradan defolup gitmiyorlardı? Genç bir anne kadınlarla ve çocuklarla doldurulmuş traktörün romörkundan bebeğine bir parça mama almak için atladı. Bu yaptığı hareket ölümcül derecede tehlikeliydi ancak, bebeğinin ıstırabı korkusundan daha güçlüydü. Olanları yoldan gördü. 100 metre kadar uzakta olduğu için herşeyi oldukça iyi görebiliyordu. Gözünü dikip öylece baktı sonra koşmaya başladı. Araba alevler içindeydi. İçinde iki siyah şekil, iki kişi yanıyordu. Bunları kendi gözleriyle mi görmüştü? Artık Arnavutluk'un Fier kasabasında 50 kadınla birlikte yaşan 24 yaşındaki Zeri Berişa, 'Evet' dedi. Gözleri kocaman açılmıştı. İnanmamak mümkün değildi. Peki yaşlı adam acaba arabayı kullanabilecek miydi? 'Hayır, nasıl kullanılacağını bilmiyordu' derken gördüklerine dayanamamış olmalı ki, ağlamaya başladı. Yaşlı adamın adı, Recep Haydar Pacarizi'ydi. Felçli karısını ise Zile olarak çağırıyorlardı. Malisevo'nun uzağındaki Gure Barde köyünde yaşıyorlardı. İki yaşlı insanın diri diri yakılması, akıllardan hiç çıkmayacaktı.

"48 kişinin katledildiğini gördüm"

Kavaye'deki muhacir kampının tam ortasında ağlayan bir kadın var. Kosova'nın Beyaz Drini köyünden gelmiş. Ağlıyor çünkü, annesi üç erkek kardeşinin, en genci 16 yaşında olan 4 yeğeninin ve bir kuzeninin Sırplar tarafından kurşunlandığını ve sonra da yakıldığını anlatmış. Bu erkeklerin hiçbirinden 25 Mart'tan bu yana bir haber alınamıyor. 8 şehidin tam isimlerini ve yaşlarını vermek üzereyken, yan taraftan bir çığlık yükseldi. Dışarıda, bir adam acıdan sarsılıyor, kadın ağlıyor, çocuk ise inliyordu. Bunlar da Celine'den gelmişlerdi. Ailelerinden 5 kişinin -Baba, anne ve üç çocuğun- katlediklerini henüz öğrenmişlerdi. Bir adam yanaştı ve 'Kendi gözlerimle 48 kişinin katledildiğini gördüm' dedi. Karavandan bile küçük iki mezbeleden beş dakika içinde gelen haberlerde katledilen insan sayısı 13'ten 61'e yükselmişti. 48 kişinin katledildiğini gördükten sonra bir insanın aklına mukayet olması pek olası gibi gelmese de hangi acı bir adamı böylesine sarsabilirdi? Kimse yalan söylediğini düşünemez bile.

5 kişinin vücudunda 300 kurşun deliği

32 yaşındaki Frank Lewidge ise oldukça güvenilir bir tanık. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) bağlı bir grupla birlikte Orahovaç'ta görev yapmış bir insan hakları uzmanı. "Sırp basınının bu sinmişliğini anlamak zorundasınız" dedi ve şöyle devam etti: Örneğin iki ay kadar önceydi. Aralarında 10 ve 12 yaşlarında iki çocuğun da bulunduğu 5 kişi, Rakovina yakınlarında Sırplar'ın kurduğu pusuda parçalarına ayrılmış halde bulundu. Uzmanlarımız arasında deneyimli polisler de bulunuyordu. Araştırmalardan sonra bu 5 kişinin vücunda 7.65 mm'lik 300 kurşun deliği bulundu. Ancak ertesi gün Sırp Televizyonu haberlerde 5 Arnavut'un trafik kazasında öldüğünü duyurdu. Çalışma yaptığım köyde kasım ayından marta kadar 140'dan fazla Kosovalı Arnavut Sırp güçleri tarafından öldürüldü. Sırplar'ın gerekçesi aralarında 4 yaşında bir çocukla annesinin bulunduğu bu kişilerin 'hepsinin terörist' olmasıydı. O küçücük mezar uzun zamandır aklımdan çıkmıyor. 'Terörist'lerden bir diğeri ise 90 yaşında, en az iki tane akli dengesi yerinde olmayan insan ve tanınmış bir barışçı. Sırplar tüm bu insanların çatışmada vurulduklarını söylüyordu." Ledwidge, Kosovalı Arnavutlar'ın Sırplar'ın bu vahşetinden sonra tam bir çöküntüye girmelerinden kokuyor. Hatta 4 ay önce Vucitrn adında bir adamın aklını oynattığını kim ve nerede olduğunu bile bilmediği halde Sırp savcıların bu adamı Kosova Kurtuluş Ordusu üyesi olduğu gerekçesiyle suçlamak için normal raporu verdiklerini anlattı.

Kazıklara oturtuyorlar

AGİT çalışanlarından Hollandalı Pier Gonggrijp ise, Sırplar'ın Kosova'nın kuzeybatısındaki köylerdeki bazı Arnavutlar'ı kazıklara oturttuklarını söyledi. Ledwidge bu haberleri duyunca hiç de inanamıyormuş gibi görünmüyordu. Sırplar'ın yaptıklarını iyi biliyor olmalı ki, oldukça inanılır buldu. Sırplar'ın Kosovalı Arnavutlar'a bir daha geri dönemeyeceklerini kabul ettirmek için insanları kazığa oturttuklarını, cesetleri ortalıkta bıraktıklarını söylüyor. AGİT'İn Arnavutluk Büyükelçisi Daan Everts de bu haberlerin doğru olduğunu kabul ediyor. KKO'nun yaralı bir savaşçısı ise Kosova'nın Arnavutluk sınırı yakınlarındaki Panasec köyünde 10 sivilin dudaklarının, kulaklarının ve burun deliklerinin kesilerek ortalığa bırakıldığını anlattı.

Deviç'te 530 şehit

KKO'nun siyasi lideri Haşim Taçi'nin kardeşi Gani Taçi ise Drenica bölgesindeki Deviç yakınlarındaki bir Sırp kilisesinde en az 530 kişinin katledildiğini açıkladı. Drenica KKO'nun kalesi durumunda olduğu için Sırplar'ın en çok buraya yüklendiğini söyleyen Taçi, bölgedeki sivillerin tifo ve dizanteri gibi salgın hastalıklara yakalandıklarını belirtti. Kosova'da neler oluyordu? Yakılan insanların sadece yoğurtla tedavi edilmeye çalışıldığı, su kuyularına atılarak ya da yakılarak öldürülen insan kokusunun yayıldığı, ölmemek için ot yiyen sivillerin olduğu bir yeri düşünün. Ya da hareket edemeyen yaşlı bir kadın ve ömrü boyunca beraber yaşadığı için beraberce yanmayı göze alan bir yaşlı adamı. Acaba muhacirlerin anlattıkları bu vahşetin ne kadarı? Kosovalı Arnavut muhacirlerin sınırı aşmasıyla birlikte Sırp vahşetinin boyutlarının nerelere kadar uzanabileceğinin üzerindeki perdeler de birer birer ortadan kalkacak gibi görünüyor.