Ülkelerin sınırlarının kapanması, sokağa çıkma kısıtlamaları vb. alınan önlemler ülke ekonomilerinin 2020 yılındaki büyüme oranlarına negatif şekilde yansıdı. Salgının olmadığı koşullarda yapılan tahminlerde Afrika kıtasındaki ekonomik büyümenin yüzde 3,9 ila 4,8 olacağı öngörülüyordu. Afrika Kalkınma Bankası, kıta ekonomilerin Kovid-19 salgınını iyi yönetmesi durumunda 2021 yılında toparlanabileceğini açıklaması iyimserlerin devam ettiğinin bir göstergesi.
Geride bıraktığımız 2020 yılında Kovid-19 salgınını ve ekonomi başta olmak üzere dolaylı etkilerini konuşmuş olmasaydık Afrika gündeminin ilk sıralarında bazı ülkelerde yapılacak seçimler ve kıtanın artan ekonomik ivmesi olabilirdi. Bunun yanı sıra Afrika Boynuzu’ndaki siyasi gerginlikler, Mali’deki askeri darbe, Nil görüşmelerinin tıkanmasıyla çözümsüzlüğün hâkim olması, seçim krizleri ve buna bağlı sokak hareketleri gibi pek çok olumsuz gelişmenin sıralanması mümkün. Tarım potansiyeli, genç nüfusu, teknolojik gelişmeler gibi kıtanın sahip olduğu potansiyeller ve dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesinin faaliyete geçmesi gibi hayati gündem başlıklarını göz önüne aldığımızda karamsar tablolar çizmenin haksızlık olacağı aşikâr. Tüm bunları göz önüne aldığımızda, Afrika’nın 2021 yılına umutla baktığını dile getirebiliriz.
Afrika’da yeni yılın gündeminin üst sırasında hiç şüphe yok ki salgının yol açtığı ekonomik problemlere karşı mücadele gelecektir. Kovid-19 salgını küresel ölçekte olduğu gibi sağlık alanındaki sorunların yanında ekonomilere de ağır yükler getirdi. Afrika’da salgın nedeniyle getirilen kısıtlamalar pek çok sektörü olumsuz etkilemiş durumda. Ülkelerin sınırlarının kapanması, sokağa çıkma kısıtlamaları vb. alınan önlemler ülke ekonomilerinin 2020 yılındaki büyüme oranlarına negatif şekilde yansıdı. Salgının olmadığı koşullarda yapılan tahminlerde Afrika kıtasındaki ekonomik büyümenin yüzde 3,9 ila 4,8 olacağı öngörülüyordu. Afrika Kalkınma Bankası, kıta ekonomilerin Kovid-19 salgınını iyi yönetmesi durumunda 2021 yılında toparlanabileceğini açıklaması iyimserlerin devam ettiğinin bir göstergesi. Yeniden gözden geçirilen tahminler ekonomik büyümenin yüzde -3,4 oranından yüzde 3’lere çıkabileceği yönünde revize edildi. Elbette bu salgının kıtadaki seyri ve aşılamanın yapılması ile doğru orantılı olacaktır. Salgının etkilerinin azalması ile birlikte ekonomilerin yeniden açılmasının ekonomik verilere olumlu etki etmesi bekleniyor. Tüm bunlara karşın turizm, ulaşım ve eğlence gibi sektörlerin toparlanmasının tahmin edilenden daha fazla zaman alacağı da Afrika Kalkınma Bankası’nın yayınladığı raporda endişeler arasında geliyor. Büyümenin daralması ile Afrika ekonomilerinin 145 ve 189 milyar dolar aralığında GSYİH kaybetmesinin olasılığı vurgulanıyor. Bu durumdan etkilenecek bölgelerin başında Batı ve Orta Afrika geliyor. Bu durumun 49 milyon Afrikalıyı yoksulluğa itebileceği endişeleri de dile getirilen hususlar arasında. Afrika ülkelerinin salgından beklenildiği kadar olumsuz etkilenmemesi hatta kıtada ölüm rakamlarının toplamının Avrupa ülkelerinin bir veya ikisine eşit olduğu bir ortamda kıta ekonomilerinin salgını doğru şekilde yönetmesine bağlı olarak salgının açtığı ekonomik yaraları hızla sarmasının yollarını bulma beklentisi kıtanın geleceğine umutla bakmasını beraberinde getirmektedir.
KOVİD-19 SALGINI, SPEKÜLASYONLAR VE AŞI SORUNU
2021 yılında Afrika kıtasında salgının ekonomik etkileri kadar sağlık alanındaki sorunlar, kıtada aşı temini ve kitlesel aşılama gibi sorunlar gündemin üst sıralarında olabilir. Bu etkenler olumsuz gibi görünse de kıtanın Kovid-19 ile başarılı mücadelesi göz önüne alındığında üstesinden gelinemeyecek kadar büyük bir problem oluşturacağa benzemiyor. Salgının ilk aylarında Afrika hakkındaki spekülasyonların başında kıtada milyonlarca insanın hayatını kaybedeceği ve ciddi bir sağlık krizinin yaşanacağı yönündeydi. Fakat, kıtanın pek çok avantajı salgının seyrinin Avrupa veya ABD’de olduğu gibi sonuçları ağır olmadı. Bu durumun olumlu etkilerinin 2021 yılında da devam etmesinin önünde şu an için bir engel yok.
Kıta hakkında ölüm ve vaka sayısı spekülasyonları yerini aşı temini ve kitlesel aşılama çalışmaları konusundaki kurgulara bırakmış durumda. Bazı çevrelere göre Afrika salgını beklenenden daha iyi atlatsa da kitlesel aşılama konusunda büyük sıkıntıların olacağı evhamını dile getirmekteler. Halbuki, kıtanın salgın hastalıklarla mücadeledeki yıllar içinde edindiği tecrübeler ve aşı konusunda ülkelerin atacakları adımlar temelsiz kuruntuları uzun vadede boş çıkaracaktır.
DÜNYANIN EN BÜYÜK SERBEST TİCARET BÖLGESİ
2021 yılında Afrika ekonomileri, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi’yle (AfCFTA) yeni bir döneme giriyor. Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle kıta genelinde ticarette sınırları kaldıracak gelişme önümüzdeki günlerde ve aylarda kıtada dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesinin devasa potansiyeline şahit olmamızı sağlayacak. AfCFTA anlaşması, katılan ülke sayısı ve coğrafi genişliğe göre dünyanın en büyük serbest ticaret alanını oluşturacak. Anlaşma, 55 ülkede 1,3 milyar insanı 3,4 trilyon ABD doları değerindeki gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) ile birleştiriyor. 30 milyon insanı aşırı yoksulluktan kurtaracak potansiyele sahip. Buna bağlı olarak AfCFTA, Afrika ülkelerinde uzun vadeli büyümeyi artırmak için gerekli olan türden derin reformların başlamasına yardımcı olacaktır. AfCFTA’nın en önemli avantajlarından biri de bürokrasiyi azaltan ve gümrük prosedürlerini basitleştiren ticareti kolaylaştırma önlemleri sayesinde, 450 milyar dolarlık potansiyel getiri sağlayabilecek kapasiteye sahip olmasıdır. Ancak tam potansiyeline ulaşmak, önemli politika reformları ve ticareti kolaylaştırma önlemlerinin uygulamaya konmasına bağlı olacaktır. Bir başka önemli engel ise Kovid-19 salgınının uygulamayı geciktirme olasılığıdır.
KRİTİK SEÇİMLER OLACAK
2020 yılında Kovid-19 salgınına rağmen kıta genelinde önemli seçimler gerçekleştirildi. Fildişi Sahili, Gine, Orta Afrika Cumhuriyeti, Tanzanya gibi ülkelerde yapılan seçimlerde mevcut liderler halktan göreve devam icazeti aldı. Seçimlerde hile yapıldığı, baskı ortamında gerçekleştiği gibi iddiaları dile getiren muhalif liderler bazı ülkelerde sokak hareketliliğine neden olduysa da geniş kitleleri mobilize edemedikleri için kitlesel gösteri amaçlarına ulaşamadılar. 2021 yılında da Afrika’da Etiyopya, Uganda, Somali, Güney Sudan, Çad, Benin, Zambiya ve Gambiya gibi önemli ülkelerde seçimler gerçekleştirilecek. Özellikle Etiyopya, Uganda, Somali, Güney Sudan’da yapılacak seçimlerin öncesi ve sonrası yaşanabilecek gelişmeler bakımından önemli olması sebebiyle takip etmemizi elzem kılabilir.
AFRİKA BOYNUZU’NDA KRİZ VE NİL
2020’nin yılının son aylarındaki krizleri yaşamamış olsaydık, Afrika Boynuzu veya Nil Havzası’na tekabül eden bölgede en önemli sorun çözümün bulunamadığı, taraf ülkeler arasındaki görüşmelerin tıkandığı, Nil Nehri paylaşım sorunu ve Etiyopya’nın Hedasi Barajı olabilirdi. Etiyopya ve Mısır arasında rekabetin her geçen daha da hissedildiği bölgede, tüm bunların üstüne Etiyopya merkezi hükümeti ile Tigrey bölgesi arasında yaşanan gerilim ve merkezi hükümetin Tigrey’e askeri müdahalesi 2021 yılında da gündem maddelerinden biri olacaktır. Üstelik buna Etiyopya ve Sudan arasında zuhur eden sınır anlaşmazlığının da eklenmesi dikkatleri bölge üzerine çekecektir.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, KURAKLIK VE ÇEKİRGE İSTİLALARI
Yeni yıl ile birlikte küresel bir kaygı haline gelen iklim değişikliği, kuraklık gibi sorunların Afrika kıtasına etkileri daha çok tartışılacağa benziyor. Bununla birlikte geçtiğimiz yıl kıtanın doğu bölgelerindeki çekirge istilalarının tarım arazilerine verdiği zararların temel gıda maddelerinin teminine yönelik düşük ölçekli olumsuz etkilerinin devam edeceği bekleniyor. Tüm bunlara rağmen Afrika’nın tarım ve gıda maddeleri temini konusundaki potansiyelinin Kovid-19 salgını sürecinde daha iyi anlaşılması bu yıl ve önümüzdeki yıllarda en çok zikredilen gündem başlıklarından biri olmasını sağlayacaktır.