"İlk Millet (First Nation)" olarak bilinen yerli grup, yaptıkları teknik araştırmalar sonucu, Kuzey Ontario'da bulunan eski bir yatılı okulun alanında, mezar olduğunu düşündükleri 171 bulgu tespit ettiklerini duyurdu. Grubun açıklamasında, "Beş mezar işareti dışındaki buluntularda herhangi bir mezar veya gömü işareti bulunmuyor." ifadeleri kullanıldı.
Kenora bölgesinde faaliyet gösteren grubun üyesi Wauzhushk Onigum Nation, St. Mary's Kızılderili Yatılı Okulu sahasında mezar olduğunu düşündükleri bulgulara, yer altını görüntüleyebilen radarlı aletler kullanarak ulaştıklarını vurguladı.
Şef Chris Skead, yeni bulguların manevi açıdan kendilerini zorladığını, bunun bütün Anishinaabe kabilesini derinden etkilediğini ifade etti.
Ontario Kuzey Kalkınma ve Yerli İşleri Bakanı Greg Rickford, yaptığı açıklamada, "Bu zor zamanda toplumla omuz omuza duruyoruz ve bu çalışmanın bir sonraki aşamasına yardımcı olmak için ortaklarla çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
En son Mart 2022'de, Kanada'nın Alberta eyaletindeki eski bir yatılı kilise okulu arazisinde, resmi kayıtlarda görünmeyen 169 çocuk mezarı tespit edilmişti.
Kanada'nın Sakatchewan eyaletindeki Cowessess Bölgesi First Nation Yerlileri Şefi Cadmus Delorme, 24 Haziran 2021'de, 1990'lara kadar faaliyet göstermiş bölgedeki Marieval Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde resmi kayıtlarda olmayan 751 çocuk cesedi kalıntısının olduğu mezarlar bulunduğunu açıklamıştı.
Ülke genelindeki 139 okulda başlatılan derine nüfuz eden radar taramalarında, ilk kez 29 Mayıs 2021'de, British Columbia eyaletinin Kamloops kentindeki diğer bir yatılı kilise okulunun bahçesinde 215 çocuğa ait ceset kalıntılarının olduğu kayıt dışı mezarlar ortaya çıkarılmıştı.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, kamuoyunda büyük yankı uyandıran eski yatılı kilise okullarının bahçesinde bulunan çocuk mezarları için, "Kanada tarihinin en karanlık bölümlerinden biri" ifadesini kullanmıştı.
İlki 1840'ta Katolik Kilisesi tarafından Kanada hükümeti adına açılan ve sonuncusu 1997'de kapatılan yatılı kilise okulları, 150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden zorla koparılarak alıkonulduğu yerler olarak tarihe geçti.
Beyaz çoğunluğun hakim olduğu topluluklara "entegre edilmek için" zorla ailelerinden ve kültürlerinden uzaklaştırılan Kızılderili çocukların büyük kısmının kötü muameleye maruz kaldığı, açlık ve soğuğun yanı sıra cinsel ve fiziksel tacize uğradığı, hatta bazı çocuklar üzerinde tıbbi deneyler yapıldığının belirlendiği öne sürüldü.
Yatılı kilise okullarında yaşanan trajedinin tüm boyutları ile ortaya çıkarılması için 2008'de Kanada'da Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu kuruldu.
Hayatta olan mağdurların 6 bininden fazlasını dinleyen Komisyon, çalışmalarını 2015'te tamamladı ve yaşananları "kültürel soykırım" olarak tanımlayarak 4 bin sayfalık rapor yayımladı.
Bazı kaynaklarda, kilise okullarında kalırken ölen çocukların sayısı 4 bin 200 olarak verilirken, Komisyon raporunda, ölümlerin kilise yönetimlerince belgelenmemesi nedeniyle bu sayının 5 bin 995 olduğu kaydedildi.