Libya’da Muammer Kaddafi yönetiminin kanlı bir süreçle yıkılmasında başrolü oynayan Fransa, ülkede devam eden iç savaş ve kaosun da baş sorumlularından. Fransız gizli servisi ve özel kuvvetlerinin, Libya’da terör örgütü lideri Hafter’e destek amacıyla operasyonlar düzenlediği biliniyor. Öte yandan Paris, BAE’nin Hafter’e gönderdiği tonlarca silah ve askeri araç konusunda ise suspus.
Fransa’nın başta Libya olmak üzere Afrika ülkelerini hedef alan operasyonlarında artan ivme dikkatlerden kaçmıyor. Bölgedeki istikrarsızlığın ve büyüyen terör ortamının baş müsebbiplerinden olan Paris, darbeci yönetimlere ve yapılara desteğiyle de öne çıkıyor. Bu siyasetin en önemli parçası Libya’nın Birleşmiş Milletler tarafından tanınırlığa sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) devirmeyi hedefleyen terör örgütü lideri Hafter’e Fransa tarafından sağlanan siyasi, askeri ve istihbari destek. 2011 yılında Muammer Kaddafi yönetiminin yıkılmasına ve ülkenin kaosa sürüklenmesine sebep olan müdahalenin tetikçisi olan Paris, o günden bugüne Libya’nın istikrarlı bir yönetime kavuşmasının önündeki en büyük engellerden biri. Kimi iddialara göre Kaddafi’nin öldürülmesinde de Fransa’nın birinci elden sorumluluğu var. Yine Fransa yönetimi Kaddafi döneminden kalan ve Libya halkına ait olan milyarlarca dolara el koymuş durumda. Paris yönetimi her ne kadar inkar etse de son yıllarda ortaya çıkan kanıtlar, Fransa’nın darbeci Hafter’e açık destek verdiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor. Paris, bu yolla hem Libya’nın petrolüne el koymayı hem de Afrika kıtasındaki sömürge düzenini devam ettirmeyi hedefliyor.
Fransız gazetesi Le Monde Şubat 2016 tarihinde, Fransa’nın Libya’da gizli operasyonlar düzenlediğini ortaya çıkardı. Fransız istihbaratı ve özel birliklerinin, “terörle mücadele” kılıfı altında Hafter’in işgal altında tuttuğu doğu bölgesine konuşlandığı aynı tarihlerde Fransız medyasında yazıldı.
Temmuz 2016’da üç Fransız gizli servis mensubunun Bingazi’nin güneyinde bir helikopterin düşürülmesi sonucu hayatını kaybetmesi, Fransa’nın ülkedeki askeri varlığını resmen kabul etmesine sebep oldu. Hafter terör örgütünün helikopterin teknik arıza sonucu düştüğü ve içinde sadece Libyalıların bulunduğunu savunmasına rağmen dönemin Fransa hükümet sözcüsü, Fransız gizli servisinin Libya’da operasyonlar gerçekleştirdiğini teyit etti.
Fransız gizli servisi ve özel kuvvetlerinin Libya’da Hafter saflarında düzenlediği operasyonlar ifşa olmasına rağmen faaliyetlerine devam ettiği, üç yıl sonra Tunus’ta yakayı ele vermeleriyle bir kez daha teyit edildi. Nisan 2019 tarihinde, Libya’dan Tunus’a geçmek isteyen, silahlı 13 Fransız diplomatik pasaportlarıyla birlikte Tunus güvenlik güçlerince ele geçirildi. Yakalanan 13 kişinin de Fransız istihbarat teşkilatı üyesi olduğunu açıkladı.
Tunus’tan yayın yapan bir haber sitesi de Libyalı kaynaklara dayandırdığı haberinde, Fransız askeri danışmanların Halife Hafter’in Trablus’a yönelik başlattığı askeri operasyona destek verdiğini ileri sürdü. “Tunus Şimdi Ağı” isimli internet sitesi, Fransız askeri danışmanlarının Trablus’a 75 kilometre uzaklıkta, o dönem Hafter’in elinde bulunan Giryan kentinde bulunduğunu, “insansız askeri hava araçlarıyla inceleme yaparak bu bilgileri Hafter güçlerine aktardığını” yazdı.
- UMH güçlerinin Hafter’e karşı başlattığı operasyon sonucu Temmuz 2019’da Hafter’den geri alınan Giryan kentinde Fransız ordusuna ait javelin anti-tank füzelerinin ele geçirilmesiyle, Libya’da Paris’e bir kez daha suç üstü yapıldı. Fransız Savunma Bakanlığı füzelerin kendisine ait olduğunu “terörle mücadele operasyonları yürütmek üzere görevlendirilen bir Fransız askeri biriminin kendini koruması” bahanesini öne sürerek kabul etmek zorunda kaldı.
Üç maymunu oynuyor
Fransa yönetimi, Libya’ya yönelik silah ambargosunu pekçok kez deldiği ispat edilen Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ve Hafter saflarındaki Rus paralı askerlerinin ülkedeki faaliyetleri karşısında üç maymunu oynuyor. BAE darbeci Hafter’e, Ürdün ve Mısır üzerinden tonlarca askeri malzeme, araç ve mühimmat taşırken, ülkenin doğusunda işgal altında tuttuğu üslerden de meşru hükümet güçlerini ve sivil halkı hedef alan SİHA saldırıları düzenliyor. Son dönemde Rusya’nın Libya’nın doğusunda arttığı iddia edilen askeri varlığına ise bir NATO üyesi olan Fransa’nın ses çıkarmaması dikkatlerden kaçmıyor.
Afrika’da istenmeyen ülke
- Afrika’yı sömürgeleştiren Batılı güçlerden biri olan Fransa, günümüzde kıtada varlığı istenmeyen ülkelerin başında geliyor. Sömürge günleri geride kalsa da Paris, Afrika’daki varlığını farklı kılıflarla sürdürmeye çalışıyor. Bu kılıfların başında ise “terörle mücadele” adı altında kıtanın stratejik Sahel bölgesinde askeri varlığını artırması geliyor. Sahel bölgesi ülkeleri ise Fransız askeri varlığının bölgede terörü ve istikrarsızlığı arttırdığını iddia ediyor. Senegal, Moritanya, Çad, Mali, Nijer ve Burkina Faso gibi ülkeler Fransa’nın bölgenin kaynaklarını sömürmeye yönelik politikalarına son dönemde yüksek sesle karşı çıkmaya başladı. Pekçok ülkede Fransız askeri varlığının sonlandırılmasını ve Fransız sömürge mirasının kaldırılmasını talep eden protesto gösterileri de düzenlenmekte.