Terör devleti İsrail, Gazze’de işgal ve katliamlarına ara vermeden devam ederken, diğer taraftan tam abluka altındaki bölgeyi Filistin’den koparmak için planlarına hız verdi. İşgal altında tuttuğu Batı Şeria ile tüm bağlantıyı kopartmayı hedefleyen İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile 'sözde insani koridor' adı altında Gazze’nin ihtiyaç duyduğu yardımların Güney Kıbrıs üzerinden tedarik edilmesini sağlayacak bir deniz yolu projesi kurulmasını görüşmek için bir araya gelmeye hazırlanıyor. Görünürde 'Gazze’ye yardım' bahanesi öne sürülen ama gerçekte Filistin’den koparma amacı taşıyan hain planın koçbaşı ise Güney Kıbrıs kontrolündeki Larnaka limanı olacak. Rum Kesimi ile İsrail arasındaki 'deniz koridoru' planıyla aynı zamanda Türkiye’nin Gazze’ye yardım ve desteğinin de kesilmesi amaçlanıyor.
Katil İsrail, bombalarla kadın, çocuk, yaşlı demeden on binlerce masum Filistinli'yi her gün ve her an vahşice katlederken, bir yandan da diplomatik masada hain emellerine ulaşmak için her türlü yola başvuruyor.
Katliam yaptığı Gazze Şeridi'nin Batı Şeria'yla olan tüm bağlantılarını koparmak isteyen Gazze Kasabı Netanyahu, 'by-pas planını' devreye soktu.
İsrail ve Güney Kıbrıslı Bakanlar görüştü
- Teklifin Güney Kıbrıs tarafından iletildiği ve iki bakanının “sözde koridor” için çalışma grupları kurulması noktasında anlaştıkları belirtildi.
Ziyaretin ana gündemi: Hain deniz koridoru planı
İsrail Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'yle (GKRY), hain deniz koridoru planını görüşmek için yeniden bir araya gelineceğini açıkladı.
- GKRY Lideri Nikos Hristodulidis, kasım ayında Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen insani yardım konferansında, insani yardımların Kıbrıs adasından Gazze'ye deniz yoluyla taşınması için bir deniz koridoru oluşturulacağını duyurmuştu.
Gazze'yi Filistin'den tamamen koparacak
Görünürde Gazze’ye 'yardım bahanesi' öne sürülen ama gerçekte Filistin’den koparma amacı taşıyan planın koç başı Güney Kıbrıs kontrolündeki Larnaka limanı olacak.
Masaya yatırılan plana göre Gazze’ye nakledilmesi gereken su, gıda ve ilaç gibi tüm insani ihtiyaçların, limanda oluşturulacak özel bir bölgede toplanması ve burada İsrailli yetkililerin kontrolünden geçtikten sonra Gazze’ye nakledilmesi planlanıyor. Deniz yoluyla gönderilecek ürünleri taşıyan gemilerin Gazze Şeridi’nde nereye yanaşacağı ise bilinmiyor. Bu amaçla işgalci güç kontrolünde küçük bir limanın inşası ya da Mısır’ın El-Ariş limanına gönderilerek, buradan kara yoluyla refah kapısından Gazze’ye girişinin sağlanması gibi formüller üzerinde konuşulduğu belirtiliyor.
Amaç Türkiye’yi zor duruma sokmak
Rum Kesimi ile İsrail arasındaki hain “deniz koridoru” planı ile işgalci gücün Gazze’yi hedef alan saldırılarına en güçlü tepkiyi veren ve Filistin davasına diplomatik, siyasi ve ekonomik desteğini her fırsatta yineleyen ve 7 Ekim’den sonra insani yardımlarını hızlandıran Türkiye’nin Gazze’ye yardım ve desteği de kesilmek isteniyor.
- ABD, İngiltere ve Almanya’nın Güney Kıbrıs’a İsrail ile bağlantı kurmak için özel bir rol verdiği biliniyor. Üç ülkenin Rum Yönetimini Doğu Akdeniz’de İsrail için ileri bir karakol görevi verdikleri görülüyor.
İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim'de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200'ü kadın olmak üzere, 19 bin 667 Filistinli öldü. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 131'i karadan işgal sürecinde olmak üzere 463 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım'da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani arada" 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 301 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 24 Lübnanlı sivil, 113 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 6 İsrail askeri öldü.
Gazze'de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1,9 milyon Filistinli, barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.