Irak'ta KYB ve KDP kontrol alanı dışında kalan tüm bölgelerde hükümet karşıtı gösteriler sürüyor. Yüz binlerce sivil birçok kentte işsizlik, rüşvet, gelir dağılımı adaletsizliği ve elektrik su gibi alt yapı sorunlarını protesto ediyor. İlki 10 Ekim’de başlayan gösteri dalgasında 104 kişi hayatını kaybederken 6 bin 68 sivil de yaralandı. Yaşanan bu gelişmeleri yenisafak.com'a değerlendiren Irak Türkmen Cephesi Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Hicran Kazancı, ülkedeki kaosun kaynağının 2013 ABD işgali ve 2005 yılında hazırlanan işgal anayasası olduğunu belirterek, "2003 ABD işgali sonrası Irak’ta milli birlik yok edildi, ordu lağvedildi ve ülkenin kuzeyinde özerk yönetim ilanları ile Irak ucu açık bir belirsizliğe mahkum edildi" ifadelerini kullandı. Irak'taki bu krizin Türkmenleri etkileyeceğinin altını çizen Kazancı, "DEAŞ kesinlikle maşa olarak yeniden kullanıma sokulacak. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi Türkmen bölgelerine yönelik yağmacı, saldırıların atma riski oldukça yüksek" uyarısında bulundu.
Irak’ta iktidar alanının halk tarafından çizilmediğine vurgu yapan Hicran Kazancı, "Irak denkleme dahil edilen muhteris siyasiler farklı merkezlerin menfaatleri için çaba sarf ediyor ABD, İran, Körfez ve AB gibi harici aktörlere yaslanarak üretilmeye çalışılan siyaset ülkenin gerçek sahiplerini ise her geçen gün daha büyük mağduriyetlere itiyor. Sokağa inen mağdurlara müdahale eden güçler bile hariçten gelen katliam timleri. Şu ana kadar öldürülenlerin yüzde 80’i baş ve göğüs bölgelerinden vuruldu. Bu katliamlar İran tarafından Irak’a sokulan Horasan, Saraya, Hizbullah, Asaeb Ehlül Hak, El Nuceba ve Saraya Selam gibi silahlı Şii grup mensupları tarafından işleniyor. İlginç olan durum ise öldürülen sivillerin ciddi bir bölümü de Iraklı Şiiler" ifadelerine yer verdi.
HÜKÜMET ŞİDDETİN ÇÖZÜM OLMAYACAĞINI ANLAMAK ZORUNDA
Başken Bağdat’ta başlayan ve ülke geneline yayılan gösterilerin şiddet yolu ile bitirilemeyeceğine vurgu yapan ITC Yürütme Kurulu Üyesi Hicran Kazancı şunları söyledi:
- "Tahrir Meydanı’nda 10 Ekim günü toplanan binlerce gösterici ülkeyi saran yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, adaletsizlik ve işsizlik, gibi sorunları protesto mitingleri düzenledi. Hükümet gösterici kalabalıklara karşı orantısız güç kullandı ve maalesef ciddi ölümler yaşadık. Her şeye rağmen protestocular hükümete, taleplerinin yerine getirilmesi için 10 gün süre verdi. Durumu çözmek için hükümet tarafından oluşturulan komisyon, sorunlara çözüm getirilmesi konusunda başarısız oldu ve yeniden halk meydanlara indi. Irak’ta yolsuzluk siyasi yapının bir parçası haline geldi. Bu durum yoksulluğu ve tabii olarak ta büyük kesimlerde derin yoksulluk sonucunu doğuruyor. "
YOKSUL KİTLELERİN İSYANI
"Bugün meydanları dolduran yüzbinler, 2003’ten bu yana Irak’taki siyasal sistemin kullanarak kaynakları şahsi emelleri için kullananların yok saydığı insanlar. Bu insanlar tam 16 yıldır en temel haklardan mahrum yaşıyorlar. Şimdi hayatları pahasına ithal milis güçlerle desteklenen siyasal zorbalığa karşı çıkıyorlar. Toplumdaki bu uyanış, bir taraftan gösterilerin coğrafi alanlarını genişletirken, diğer taraftan da, ülkenin tüm zenginliklerini kişisel servete dönüştüren ve yabancı ülkelere kaçıran odaklara karşı da ciddi mesajlar içeriyor. "
MİLLİ PERSPEKTİF YOK EDİLDİ
"ABD işgali ile ülkemiz de milli menfaat perspektifi tamamen yok edildi. Ne yazık ki politikacılarımız ülkenin menfaati yerine sadece şahsi ve ailesinin çıkarlarını garanti altına almak için çalışıyorlar. Tüm bu çarpıklığın ortadan kaldırılması ve sorumluların adalet önünde hesap vermesini, yasama-yürütme organlarının iptal edilmesi gibi talepler ile yol çıka genç göstericiler ilkeleri onlarca kurban verdi. Irak dışı unsurların başımıza musallat ettiği siyasetçiler dün ve bugün olduğu gibi bundan sonra da sorunlarımıza çözüm olmayacaklar."
HALK EGEMENLİĞİ SAĞLANMADAN KAOS BİTMEZ
"Irak Meclisi’nde sandalyesi bulunan partilerin büyük oranda uzlaşarak iktidara getirdiği Adil Abdul Mehdi, ülkede yaygınlaşan, dahası da siyasal sistemin bir parçası haline gelen yolsuzlukla mücadele etme konusunda başarısız oldu. Dolayısıyla, Irak’ta patlak veren krizin köklü çözümü, yolsuzluk yapan Iraklı siyasetçileri adaletin önüne çıkarılması ve çaldıkları milyarları geri vermelerini sağlamaktan geçiyor. Ayrıca Irak’ta yasama ve yürütme organlarının lağvedilmesi, milyonlarca dolara satılan milletvekilliği sisteminin bitirilmesi ve BM riayetinde ve uluslararası gözlemcilerin denetiminde şeffaf bir seçim yapılması gerekiyor."
KDP VE KYB FIRSAT KOLLUYOR
"İran, kendi ulusal güvenliğini koruma ve Lübnan, Suriye koridorunda ki pozisyonu açısından Irak’ı ön karakol olarak kullanıyor. ABD’nin de benzer gerekçeleri var ve Irak’taki siyasi sitem bu güç dengeleri etrafında kuruldu, yürütülüyor. İran’ın dayatması ile kukla yönetim, ayaklanmalara karşı şiddeti çözüm olarak dayatmaya devam edebilir ve Suriye tecrübesini tekrarlayabilirler.
Bu bağlamda Irak Hükümeti, Bağdat’taki göstericileri bastırmak için Kerkük’te konuşlandırılan askeri gücü ülkenin güneyine kaydırma hazırlığı yapıyor. Kerkük’te 15 yıl boyunca işgal unsuru olarak kalan KDP ve KYB güçleri yeniden bölgeye girmek için fırsat kolluyor. Musul ve Kerkük’ü sözde DEAŞ’tan koruma görüntüsü altında bir kez daha işgal etmek istiyorlar. Kerkük sınırlarında 50-60 kişilik Peşmerge güçlerinin devriye faaliyetleri başladı."
ACİL ÖNLEMLER ALINMALI
- "Bağdat merkezli gelişmeler Türkmeneli’ni mutlak surette etkileyecektir. Başta Kerkük olmak üzere tüm Türkmen beldelerinde ciddi güvenlik zafiyetinin ortaya çıkacağı çok açık. DEAŞ kesinlikle maşa olarak yeniden kullanıma sokulacak. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi Türkmen bölgelerine yönelik yağmacı, saldırıların atma riski oldukça yüksek. Bu konuda ciddi önlemler alınmalı. Aksi durumda büyük felaketler yaşayabiliriz. Tüm Türkmeneli’nde halk komiteleri kurmak ve her ihtimale karşı güvenliğimizi temin adına hazırlıklar yapmak zorundayız. Elbette bu konuda en büyük güven ve umut kaynağımız Türkiye’dir."