Rusya, Suriye’ye yardımların girdiği Öncüpınar Sınır Kapısı’nı kapatmakla tehdit ediyor. 2014’ten beri yardımların ulaştırılmasına imkan sağlayan BM Güvenlik Konseyi kararının süresi 10 Temmuz’da bitiyor. Vetolarıyla yardım kapılarını 4’ten 2’ye indiren Moskova, bu kez Babüsselame’ye açılan Öncüpınar’ı devre dışı bırakmak istiyor. BM’nin 6 ayda 1613 yardım konvoyu geçirdiği kapı kapanırsa, özellikle İdlib’de yeni kıtlık patlak verebilir.
YARDIMLAR SÜRMELİ
BM’ye göre İdlib’de yaşayan 3 milyona yakın kişinin yüzde 70’i insani yardıma ihtiyaç duyuyor. BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, İdlib ve çevresinde 5 yaş altı her 10 çocuktan 3’ünün büyüme geriliğinin olduğunu, gıda ve ilaca erişimi bulunmayan Suriyeli annelerin bazılarının çocuklarına ot pişirdiğini belirterek, “Babüsselame ve Babülhava sınır kapılarından sınır ötesi insani yardımların yapılmasına olanak sağlayan mekanizmanın 12 ay daha yenilenmesi gerek” çağrısı yapmıştı. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ise Türkiye üzerinden iki sınır kapısından ocak ayından beri 1613’ü Öncüpınar’dan olmak üzere 8 bin 468 yardım konvoyu gönderildiği bilgisini verdi. Nisan ve mayısta yardım için 1,3’er milyon Suriyeliye ulaşıldı.
OPERASYONLARI ETKİLEYEBİLİR
Öncüpınar Sınır Kapısı’nın kapanması ayrıca, Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında Suriye’ye yaptığı operasyon alanlarına gönderilen insani yardımları etkileyebilir. Geçen yıl ikisi Türkiye’den olmak üzere Suriye’ye yardımların yapıldığı 4 sınır kapısı bulunurken, Rusya ve Çin’in vetosunun ardından bunlar 2’ye indirilmişti. Suriye ve Ürdün arasındaki er-Remse ve Irak ile olan Yarubiyye sınır kapıları yardımların girişine kapatılmıştı. Her yıl 12 aylığına yenilen BMGK kararı yine Rusya’nın itirazları üzerine 6 aya düşürülmüştü.
Şam ve Moskova savaş suçu işledi
- Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu, Beşşar Esed rejiminin İdlib ve çevresinde sağlık kuruluşları ve sivil unsurları vurarak savaş suçu işlediğine dair makul gerekçeler olduğunu, Rusya Hava Kuvvetlerinin de İdlib’de misket bombası kullanarak ve sivil unsurlara gelişigüzel saldırılar düzenleyerek savaş suçları teşkil eden eylemlerde bulunduğunu duyurdu. Kasım 2019-Haziran 2020’yi kapsayan döneme ilişkin 29 sayfalık raporda, zaten ‘savaş yüzünden mahvolmuş’ ve ‘yaygın insan hakları ihlalleri’ ile ‘savaş suçlarının yaşandığı’ bölgede halkın şimdi de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla karşı karşıya olduğu vurgulandı. “Suriyeli çocuklar, kadınlar ve erkekler, hükümet (Esed rejimi) yanlılarının 2019’da silahlı grupların elinde kalan son bölgeleri de ele geçirmek için başlattığı askeri harekatta sonu gelmeyen acılara maruz kaldı” denilen raporda, rejim ve destekçilerinin havadan ve karadan sınırsız bombardımanları, tutuklama, işkence, yağma ve yerinden edilme olayları bu acılara örnek olarak gösterildi. Raporda, son 8 ayda bölgede 17 hastane ve sağlık kuruluşu, 14 okul ve 9 pazar yeri ile 12 saldırıda da sivillerin yaşadığı evlerin hedef alınması olmak üzere 52 saldırı gerçekleştirildiği aktarıldı. Yakın geçmişte sadece üç ayda İdlib’de 1 milyondan fazla sivilin yerinden edildiğini hatırlatan rapor, Cenevre’deki BM İnsan Hakları Konseyinin 44. oturumunda 14-15 Temmuz’da sunulacak.