İngiltere'nin gıda ve doğal gazda yüksek ithalat bağımlılığı faiz artışlarına rağmen enflasyondaki düşüşü baskılarken ülke, gelişmiş ülkeler arasında en yüksek enflasyon oranına sahip olarak öne çıkıyor.
Ekonominin beklenenden güçlü performans göstermesi ve işsizliğin de düşük seyretmesiyle yapışkan hale gelen enflasyon, İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz oranlarını artırmaya devam edeceği beklentilerini de güçlendiriyor.
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) verilerine göre, yıllık enflasyon mayısta yüzde 8,7 ile sabit kaldı. Beklenti, enerji fiyatlarındaki gerilemenin etkisiyle enflasyonun yüzde 8,4 olacağı yönündeydi.
Ülkede çekirdek enflasyon ise art arda iki aydır artarak nisandaki yüzde 6,8 seviyesinden mayısta yüzde 7,1'e çıktı.
Böylece, enerji ve gıda gibi değişken kalemleri dışarıda bırakan çekirdek enflasyon, son 31 yılın en yüksek seviyesini gördü. BoE'nin para politikası kararlarında dikkate aldığı en önemli göstergelerden biri olan hizmet sektörü enflasyonu da mayısta yüzde 7,4'e yükseldi.
Manşet enflasyonun ısrarcı olmasına etki eden kalemlerden biri olan gıda enflasyonu ise yüzde 19,2 ile son 46 yılın en yüksek seviyesine çıkmasının ardından, mayısta yüzde 18,4'e geriledi.
Enflasyonla mücadele kapsamında Aralık 2021'den beri sıkı para politikası uygulayan BoE, enflasyonun beklendiği şekilde gerilememesinin ardından piyasaları "kısmen şaşırtarak" dün 50 baz puan artışa gitti ve politika faizini yüzde 5'e çıkardı.
BoE'nin üst üste 13'üncü kez faiz artırmasının ardından, faiz oranları 2008'den beri en yüksek seviyesini gördü.
Çekirdek enflasyonun yükselişini sürdürmesi, gelecek aylarda enflasyonun ısrarcı olmaya devam edeceğinin ve bu nedenle yeni faiz artışlarının da işareti olarak değerlendiriliyor. Yüzde 2'lik enflasyon hedefi için daha fazla faiz artırımına ihtiyaç duyan BoE'nin, faiz oranlarını Aralık 2023 itibarıyla yüzde 6'ya kadar çıkarabileceği öngörülüyor.
Mayıstaki yüzde 8,7'lik enflasyon oranı, İngiltere'yi G7 ülkeleri arasında en yüksek enflasyona sahip ülke konumuna getirdi. İngiltere, yüzde 18,4 ile Batı Avrupa'daki en yüksek gıda enflasyonuna da sahip.
ABD'de enflasyon mayısta yüzde 4, Almanya'da yüzde 6,1 ve Fransa'da yüzde 5,1 olurken, Japonya'da ise nisanda yüzde 3,5 olarak kaydedildi.
ABD Merkez Bankası (Fed), geçen hafta, politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek yüzde 5-5,25 aralığında sabit tutmuştu. Avrupa Merkez Bankası ise üç temel politika faizini 25 baz puan artırarak, refinansman faizini yüzde 4'e, mevduat faizini yüzde 3,50'ye ve marjinal fonlama faizini de yüzde 4,2’5e yükseltmişti.
Enflasyonun İngiltere'de diğer G7 ülkelerine göre yüksek ve ısrarcı olmasında, İngiltere'nin gıda ve doğal gaz ithalatındaki bağımlılığının yanı sıra Brexit sonrası maliyetlerin artması, işsizliğin düşük seyretmesi ve ekonominin beklenenden güçlü performans göstermesi gibi faktörler ve para politikası ana nedenler olarak görülüyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre bir ada ülkesi olan İngiltere, Çin ve Japonya'nın ardından en büyük üçüncü net gıda ve içecek ithalatçısı konumunda bulunurken, yüksek ithalat bağımlılığı ülkeyi, gıda fiyatlarındaki yükseliş ve tedarikteki aksaklıklara maruz bırakıyor.
Ayrıca, İngiltere'nin elektrik üretimi ve ısınma için doğal gaz ithalat bağımlılığının yüksek olması ülkeyi bu alandaki fiyat değişimlerine karşı kırılgan hale getiriyor.
Uluslararası enerji piyasalarında rekor fiyatların ardından, İngiltere'nin enerji ithalat faturası geçen yıl ilk kez 100 milyar sterlin eşiğini aşarak 117 milyar sterline ulaştı. Bu rakam 2021'de 54 milyar sterlin, salgın öncesi dönem olan 2019'da 48 milyar sterlin olmuştu.
İngiltere'nin geçen yılki enerji ithalat faturasının 63 milyar sterlinini ham petrol ve petrol ürünleri, 49 milyar sterlinini ise gaz ithalatı oluşturdu. İngiltere geçen yıl elektrik üretiminin yüzde 43'ünü doğal gazdan karşıladı.
Geçen yıl doğal gaz fiyatlarında görülen keskin artıştan en fazla etkilenen ülkelerden biri olan İngiltere'nin, doğal gaz ithalatının 2030'a kadar ise yüzde 70 artabileceği öngörülüyor.
İngiltere 2016'da Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmaya karar vermesinin ardından 2021 itibarıyla AB'nin tek pazarından çıktı. İngiltere'nin AB ile arasında malların büyük ölçüde gümrüksüz ticaretine imkan veren bir anlaşma olmasına rağmen, ihracat ve ithalatta gecikmelere ve daha yüksek maliyetlere neden olan evrak işleri şeklinde engeller görüldü.
Brexit sonrası işçi sıkıntısı yaşanan İngiltere'de çalışanlar, enflasyonun altında maaş artışını kabul etmeyerek greve gidiyor. İngiltere'de çalışan ücretleri, bu yılın ocak-nisan döneminde yüzde 7,2 artarak 20 yılın en hızlı artışını kaydetti.
AB ülkelerinden gelen işçilerin serbest dolaşımının sona ermesi, birçok işverenin karşılaştığı personel sıkıntısına katkıda bulunurken, bu durum İngiltere'de diğer birçok ekonomiye kıyasla daha ciddi boyutlara ulaşarak ücretleri ve nihayetinde tüketiciler için fiyatları artırdı.
BoE Başkanı Andrew Bailey, dün faiz kararı sonrası yaptığı açıklamada, enflasyonla mücadelede maaşlardaki mevcut artışların devam edemeyeceğini ve bu artış seviyelerinin "sürdürülemez" olduğunu ifade etti.
Ekonominin beklenenden güçlü performans sergilediğini ve işsizliğin düşük seyrettiğini belirten Bailey, bu gelişmelerin ülkede enflasyonun inatçı kalmasına neden olduğunu kaydetti.
Hükümetin yüksek fiyat artışlarına karşı tüketicileri korumak için uyguladığı enerji ve sosyal destek programları nedeniyle İngiltere'nin kamu borcu, mayısta 1961'den beri ilk kez gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 100'ünü aştı.
Hunt, hükümetin, enflasyonunu düşürme çabalarında BoE’yi desteklemekte tereddüt etmeyeceğini ve yaşam maliyeti konusunda hedefli destek sağlayacağını da belirtti.