Beşşar Esed rejimi güçlerinin yoğun saldırılarından kaçarak Türkiye sınırı hattındaki kamplara sığınan ve ramazana çadırsız ve erzaksız giren siviller, yardım bekliyor.
Yoğun saldırılardan kaçarak, yanlarında getirebildikleri kıyafet, battaniye ve bez parçalarıyla derme çatma çadır kuran siviller, ramazan ayında daha da zorlanıyor.
Hama’nın Şeria köyünden göç eden 4 çocuk annesi Fatima Asi, "Ancak canlarımızı kurtarabildik. Hiçbir şey getiremedik. Zeytin ağaçları altında barınıyoruz. Yoğun bombardıman oluyordu. Araçsızdım. Evimin bütün eşyası köyde kaldı" dedi.
Köylerine ve evlerine geri dönmeyi istediklerini belirten Asi, "Yıkılmış olsa da vatan tatlıdır. 50 yıldır kurduğum evim şu an yok. Saldırılarda yıkıldı. Yıkıldığı haberini alınca çok ağladım." dedi.
İdlib’in güney kırsalındaki Hassane köyünden göç eden Fatma Yasin de, köylerinin havadan ve karadan yoğun bombardıman altında kaldığını söyledi.
Battaniyesini ve yattığı süngeri komşularının verdiğini dile getiren Yasin, "Gece aşırı soğuk, gündüz çok sıcak. Dün orucumu çay ile açtım. Onu da bulamadığında aynı arazide barınanların yanlarında yiyorum. Çocuklar hep kusuyor ve ishal oluyor. Hepsi hasta." şeklinde konuştu.
Türkiye, Rusya ve İran, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve çevresini "Gerginliği Azaltma Bölgesi" ilan etmişti. Türkiye ve Rusya, rejim güçlerinin bu kapsamda başlatılan ateşkes sürecini ihlal eden saldırıları karşısında söz konusu bölge için ek mutabakata varmıştı.
Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) kaynakları, 25 Nisan'dan bu yana en az 140 sivilin yaşamını yitirdiğini, 375'ten fazla sivilin yaralandığını belirtiyor.