İşkence, tecavüz ve katliamlardan kaçan Suriyelilerin son sığınağı durumundaki İdlib yavaş yavaş ölüyor. Yarıdan fazlasını başka bölgelerden göç edenlerin oluşturduğu 4 milyonu aşkın nüfuslu bölge Esed, Rusya ve İran tarafından ‘insansızlaştırılmak’ isteniyor. Esed rejimi ve Rusya’nın havadan, İran’a bağlı milislerin ise karadan ölüm yağdırdığı İdlib’de tam bir katliam yaşanıyor. Özellikle şehrin güneyindeki yerleşim bölgeleri karadan ve havadan abluka altında. 1 Kasım 2019’dan bu yana başta Maar’ed Numan olmak üzere sivillerin bulunduğu yerleşim yerlerine binden fazla varil bombası atıldı. Sadece son 45 günde çoğu kadın ve çocuk 1500’e yakın sivil hayatını kaybetti, 10 bine yakın kişi de yaralandı. İran’a bağlı 7 bin civarında milis ise karada dehşet saçıyor. Rejim ordusu ve İran destekli milisler ele geçirdiği 30’a yakın yerleşim yerinde terör estiriyor.
Evleri basıp yağmalayan milisler sivilleri göçe zorladı. Türkiye ile varılan anlaşmaya rağmen 2019 yılında bin kilometrelik alan ile 114 köy ve kasaba rejimin kontrolüne geçti. Sadece 01 Kasım 2019 ile 3 Ocak 2020 tarihleri arasında İdlib’in güney ve doğu kırsalından Türkiye sınırına göçen insan sayısı 330 bine ulaştı.
Son bir yılda İdlib’den Türkiye sınırına göç edenlerin sayısı 1 milyon 400 bine dayandı. Rejimin ele geçirdiği köy ve kasabalardan göç eden binlerce sivilin muhaliflerin kontrol ettiği bölgelere geçmesiyle kilometrekareye düşen insan sayısı da 821 kişiye yükseldi. Evlerini terk edip Türkiye sınırına göçen sivillerin durumu içler acısı. Asgari ihtiyaçların karşılanabildiği 911 adet kampta 962 bin kişi yaşıyor, geriye kalan 200 bini aşkın kişi ise her türlü altyapıdan yoksun derme çatma 242 adet düzensiz kampta kalıyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıyla Yarubiye, Ramse, Öncüpınar ve Cilvegözü sınır kapılarından insani yardım gönderilebilirken, Rusya, rejim ve milisler bu yardımları engelliyor. Belçika, Kuveyt ve Almanya tarafından hazırlanan ve Türkiye’den iki, Irak ve Ürdün’deki birer sınır kapısından Suriye’ye insani yardım gönderilmesini bir yıl daha uzatacak uygulama Rusya ve Çin’in veto etmesiyle geri çevrilmişti. Sivilleri katleden Rusya, Irak ve Ürdün’deki sınır kapılarından gönderilen yardımların durdurulmasını, sadece Türkiye üzerinden 6 ay süreyle yardım gönderilmesini talep etmişti.
İdlib’de özellikle son 2 ay içinde göç etmek zorunda kalanlar büyük mağduriyet yaşıyor. On binlerce insan çadır sıkıntısı nedeniyle derme çatma barınaklarda yaşam mücadelesi veriyor. İdlib, sıcaklığın sıfırın altına indiği gecelerde adeta ölüm kalım savaşına sahne oluyor. Bölgede etkili olan yağmurlar ve sonrasında oluşan sel de evinden barkından olan sivillerin işini iki kat zorlaştırıyor. Son 10 günde 17 kampı vuran sel yüzünden 2 bin 133 aile mağdur oldu. Kamplar ve çadırların içi adeta göle döndü. Isınma, gıda ve temiz su sıkıntısı da diğer büyük sorunlardan.
Yalın ayaklı bu çocuklara yardım edin
İdlib kenti ve kırsalına havadan ve karadan yapılan yoğun saldırılardan kaçıp, Türkiye sınırına yakın bölgelere gelerek kurdukları derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veren Suriyeli ailelerin çocukları, savaştan en çok etkilenenler oluyor. Ev ve arazilerini terk edip sınıra yakın bölgelere yerleşen Suriyelilerden kamp yeri bulanlar kurdukları çadırlarda, birçoğu da kamp yeri bulamadığı için zeytin ağaçları altında, boş alanlarda veya kayalıklar üzerine çadır kurarak barınmaya çalışıyor. Suriyeli çocuklar, savaşın acımasızlığına ve çamur deryası haline gelen kamp alanlarındaki sefalete rağmen yüzlerinden tebessümü eksik etmiyor. Bu çocuklar ayakkabısız ve üzerlerinde ısıtacak giysileri olmadan ağır kış şartlarında kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.
Ağır bombardımana rağmen evlerini terk etmeyenlerin de kamplardaki insanlardan farkı yok. Şehrin tüm altyapısı Esed rejimi, Rusya ve İran’a bağlı milisler tarafından yok edildi. 82 sağlık ve 143 eğitim tesisi, 8 su pompa istasyonu, 23 fırın, 139 mescit ve ibadethane, 6 elektrik tesisi, 42 hizmet ve 36 sivil savunma merkezi bombardımanlarla yerlebir edildi. Saldırılarda 8 insani yardım ve 11 sivil savunma çalışanı ile 12 ambulans görevlisi ve 7 sağlık çalışanı yaşamını kaybetti.
Tel Abyad kapısı 7 yıl sonra açıldı
Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesi karşısında bulunan Tel Abyad’ın önce terör örgütü DEAŞ, sonra ise PKK/YPG kontrolüne geçmesi nedeniyle 7 yıl önce kapanan Akçakale Gümrük Kapısı, Barış Pınarı Harekâtı ile bölgenin terör unsurlarının temizlenmesinin ardından insani ve lojistik yardımlara açıldı. Türkiye sınırındaki Akçakale’ye sınır komşusu olan Suriye’nin kuzeyindeki Tel Abyad kenti, 2014 yılında terör örgütü DEAŞ’ın eline geçmişti. Türkiye olası terör eylemlerinin önüne geçmek adına Akçakale’deki gümrük kapısını geçişe kapattı ve beton bloklarla güçlendirdi. Daha sonra Tel Abyad, terör örgütü PKK/YPG’nin kontrolüne geçti ve gümrük kapısındaki beton bloklu güvenlik önlemi devam etti. Barış Pınarı Harekâtı ile Tel Abyad’ın terör örgütlerinden temizlenmesinin ardından Akçakale Gümrük Kapısı 7 yıl sonra yeniden faaliyete geçirildi. Her iki ülkenin kapılarının yeniden geçişlere açılmasıyla birlikte Tel Abyad’a yapılacak insani velojistik yardım buradan gitmeye başladı.
Kapının açılmasının ardından Şanlıurfa’daki Suriyeliler, ülkelerine dönmek için Akçakale Gümrük Kapısında yapılan işlemlerinin ardından hasret kaldıkları ülkelerine dönmeye başladı. Her iki ülkenin gümrük kapılarının açılmasıyla birlikte ilçe ekonomisinin canlanacağını belirten Tel Abyad Gümrük sorumlusu Ebu Feyz, “Türkiye sayesinde yaşadığımız Tel Abyad artık güven altındadır. Bundan sonra bu ülkenin halkı olarak yaşadığımız şehrimize sahip çıkmaktır. Gümrük kapısının açılmasıyla birlikte ekonomik bir canlılık yaşanmaya başlandı. Türkiye’de kalan diğer Suriyelilerin de ülkelerine dönüp şehirlerine sahip çıkmalarını istiyoruz” diye konuştu.