Bugün Afrika diye bildiğimiz kıtanın antik dünyada adı Libya'ydı. Tarih biliminin en önemli isimlerinden biri olan Bodrumlu Heredot’un bilinen dünyasında üç kıta vardı: Avrupa, Asya, Libya. Avrupalıların bin yıllardır kötü bir huyu vardır isim koydukları bölgeyi yerlilerine rağmen yönetmek isterler. Roma’nın Kuzey Afrika’yı işgal ettikten sonra yaptığı ilk iş topraklarına tuz dökmek olmuştu. O gün verimli topraklara zarar veren zihniyet bugün de bölgenin en büyük zengiliği petrole göz diktiler. Bunun için ise Toyota Savaşı’nda Çad’ın savaş esiri olarak alıp rezil ettiği Hafter’i kullanıyorlar. Libya tam istikrara kavuşacakken ABD’den getirilen Hafter kim? Neden daha önce ABD’ye kaçmak zorunda kalmıştı? Bu soruların cevabının arkasında ise Çadlı milislerin kahramanlık öyküsü yatıyor: Büyük Toyota Savaşı
Sömürgecilerin Afrika’yı terk edişinin üzerinden hepi topu 20 yıl geçmişti. Libya’da askeri darbe yapıp iktidarı ele geçiren Kaddafi’nin, güney komşusu Çad’ı kendi kaderine bırakmaya niyeti yoktu. Fransa ile Libya anlaşmış 16. enlemi sınır belirleyip Çad’ı aralarında ikiye bölmüştü.
Güney Çad, Fransa’nın kontrolündeyken kuzey, Libyalı askerler tarafından kontrol ediliyordu.
Büyük oranda milisler tarafından kontrol edilen Çad’ın kaderini de Libya’daki gibi başka bir askeri darbe değiştiriyordu. Fransa destekli Hissene Habre Çad Başkanlığına atanırken durumdan hoşnut olmayan Libya destekli milisler de bu sefer ona karşı yeni bir askeri darbe düzenledi. Başarısız bu darbe girişiminin ardından Libya ile Çad arasındaki statüko bozulmuş Çad, Libyalı askerlerin kontrol ettiği kuzeye saldırı başlatmıştı.
- Çad’ın saldırısıyla Libya bu savaşta 7500 askerini kaybederken 1000 askeri ise esir düştü. 800’e yakın tank ve zırhlı personel taşıyıcı kaybetti.
- 32’ye yakın ise hava aracı.
Savaş esiri Hafter
Kaddafi bunu çok büyük bir ulusal utanç olarak kabul edip çekilme planını ortaya atarken Hafter, savaş esiri olarak Çad’ın elinde bulunuyordu. Çad’ın yalnızca bin askerini kaybedip Libya’yı hezimete uğratmasının sebebi her türlü zırhlı araç ile donanmış güçlü ordusu muydu?
- Aslında cevap bunun tam tersi: Çad’ın ordusu büyük oranda milislerden oluşan ekipmanı da Libya karşısında oldukça zayıf bir yapıydı. Libya ordusundan farklı olarak ise kullandıkları bir araç hem savaşın kaderini değiştirmişti hem de modern savaş doktrinlerini: Toyota Hilux
Çadlılar savaşa tanklar ve zırhlı araçlarla girmek yerine çiftçilerin kullandığı bir pick up olan Toyota Hilux ile orduyu yönetiyorlardı.
Üzerinde herhangi bir zırh olmayan bu savunmasız araçların en önemli avantajı ise tanklara karşın çölde son derece hızlı olması ve hareket kabiliyetinin üst düzey olması. Çad ordusu elinde bulunan 400 Toyota pick-upı anti-tank füzeler ve uçaksavarlarla donatmıştı.Küçük bir taktik detay ile hız avantajını ele geçiren Çad bunun karşılığında Libya ordusunu paralize etmişti.
Artık her yol Roma’ya çıkmıyor
Bu, dünya savaş stratejilerine Kuzey Afrikalıların ilk soktuğu taktik değildi.Bundan 2200 yıl önce başka bir Kuzey Afrikalı Hannibal babasına verdiği Roma’yı yıkma sözünü tutmak için filleriyle İtalya’ya girmişti.
- Uyguladığı muhteşem askeri stratejiler ile neredeyse Roma ordusunun tamamını yok edince Romalılar yeni bir savaş doktrini ortaya attı: Fabian stratejisi.
Kartaca’nın müttefiki olan Numidia’lı Masinissa Afrika’ya ihanet etmiş Avrupalıların kıtayı işgal etmesine zemin hazırlamıştı. Romalıların kıtadaki ilk işi ise tarım yapılan topraklara tuz döküp bölgeyi en büyük zenginliğinden yoksun bırakmak olmuştu.
Tarih, Hafter ile tekrarlanırken Türkiye’nin devreye girmesi ile hikayenin akışı değişti. Avrupalıların da bölgedeki tasmasını tuttukları Hafter’in de yeni bir gerçek olduğunu fark etmesi gerekiyor: