Türkiye’nin Suriye’de Fırat’ın doğusuna yönelik harekât hazırlıkları sürerken terör örgütü PKK/PYD, Haseke iline bağlı Kamışlı ilçesinde dikkat çeken bir etkinliğe imza attı. “Afrin’de Demografik Değişim ve Etnik Soykırım” başlığı altında düzenlenen korsan panel, çok sayıda Batılı siyasetçi ve akademisyeni ağırladı. Haklarında yakalama kararları bulunan Suriye PKK’sının eski eşbaşkanı Salih Müslim ile Kandil’den bölgeye gönderilen PKK elebaşı Polat Can’ın boy gösterdiği terör toplantısına Fransa, Almanya, İsviçre, Avusturya, Danimarka ve ABD başta olmak üzere çeşitli ülkelerden 60’tan fazla akademisyen, politikacı, emekli asker ve Batılı bürokrat katıldı. Kamışlı’da 2 Aralık günü başlayan ve bugün sona erecek toplantılar dizisinde soruşturmaya konu olacak skandal ifadeler kullanıldı.
Afrin’i PKK’dan temizleyen Türkiye’den ‘işgalci’ ve ‘soykırımcı’ olarak bahsedilen toplantıda en dikkat çekici isim, dünyanın en ünlü Yahudi siyasetçilerinden Fransa eski Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner oldu.
Irak kuzeyinde geçtiğimiz yıl Mesud Barzani’nin ülkeyi parçalama amacıyla imza attığı korsan referandum girişimi sürecinde de (25 Eylül 2017 referandumu) aktif rol oynayan Kouchner, “Gelecekte Kürdistan devletinin vatandaşı olmak istiyorum” sözüyle hafızalara kazınmıştı. Kamışlı’daki toplantıda PKK’lı teröristleri överek, “Hepimiz Türkiye’nin işgaline karşı durmalıyız” diyen Kouchner, ‘barışın gelmesi için acı çekmenin kaçınılmaz olduğunu’ dile getirdi. ABD destekli PKK’nın bölgede yürüttüğü etnik temizliğe hiç değinmeyen Kouchner, Türkiye’nin Suriye kuzeyinde ‘illegal’ faaliyette bulunduğunu ileri sürdü.
“Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonuna mutlaka engel olunmalı. Batılı ülkeler bu konuda siyasi, askeri tüm seçenekleri sonuna kadar kullanmalıdır. Şunu bilmenizi istiyorum: Hepimiz sizinleyiz” diyen Kouchner, ABD ve Fransa başta olmak üzere birçok ülkenin sözde ‘Rojava’ için PKK/PYD’yi daha fazla destekleyeceklerini kaydetti. Aynı korsan panelde, ABD’li ‘think-tank’ yetkilisi, Kaliforniya Üniversitesi Öğretim Üyesi David Phillips de söz aldı. Irak ve Suriye devletlerinin parçalanması suretiyle Akdeniz’e açılacak ‘koridor’dan yıllardır bahseden ve ‘Kürt Baharı’ kitabıyla tanınan Phillips, Amerika’daki Yahudi/Siyonist akademisyenler grubunun önde gelen isimlerinden.
Phillips konuşmasında Batı ülkelerinin PKK/PYD’ye daha fazla yardım etmesi çağrısında bulundu. Avusturya’nın Viyana Üniversitesi’nden Thomas Schmidinger’in de PKK’ya yardım çığlıkları atarak Türkiye’nin Kandil’e yönelik operasyonlarını eleştirdiği toplantıda çok sayıda PKK elebaşı da kürsüye çıkarak Batı’dan yardım dilendi.
Suriye PKK’sının 2012 yılından beri işgali altında tuttuğu Kamışlı’da düzenlenen terör toplantısı için bölgeye gelen katılımcılar, ABD ordusu tarafından sıkı bir şekilde korundu. Irak’tan ABD Hava Kuvvetleri’ne ait helikopterlerle taşınan Batılı heyet için Pentagon hava ve kara güçleri seferber oldu. Fransız eski Dışişleri Bakanı Kouchner ve bazı katılımcılar, Amude ve Malikiye bölgelerinde sınıra sıfır noktalarda konuşlu PKK’lı teröristlere de moral ziyareti düzenledi. Daha sonrasında misyonerler tarafından bölgede açılan okul ve kiliseleri gezen heyet, PKK elebaşıları ile birlikte mezarlık ziyaretinde bulundu.
PKK’nın Suriye kolunu terör örgütü olarak görmeyen ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türkiye, Rusya ve İran tarafından yürütülen Astana sürecine ilişkin şok ifadeler kullandı. Suriye’de silahların susması ve yeni anayasa hazırlanması için yapılan Astana görüşmelerinin başarısız olduğunu iddia eden Jeffrey, “Artık Astana’nın fişini çekme vakti” dedi. Suriye’ye ilişkin İngiltere, Fransa, Almanya, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan temsilcileriyle yaptığı görüşmenin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı’nda açıklamada bulunan Jeffrey, Astana toplantısında özellikle Suriye Anayasa Komisyonu üyelerinin belirlenemediğine işaret etti. ABD’nin Astana görüşmelerine bizzat katılmasa da desteklediğini fakat gelinen noktada sürecin artık sona geldiğini ileri süren Jeffrey, Türkiye’nin Suriye Anayasa Komisyonu üyeleri konusunda Rusya ve İran’ın verdiği isimleri kabul etmediğine atıfta bulunarak “Suriye’de siyasal bir çözüm için Cenevre süreci takip edilmeli” ifadelerini kullandı. Jeffrey ayrıca, halen PKK işgali altındaki Münbiç’ten şu ana dek 50 grubun ayrıldığını iddia etti ancak bu grupların hangileri olduğu konusunda hiçbir şey söylemedi. PKK işgalindeki bölgenin ‘istikrarlı’ olduğunu savunan Jeffrey, PKK/PYD yetkilileriyle görüşüp görüşmediği sorusunu, “İşimi yapmak için kiminle görüşmem gerekirse görüşürüm” diye cevapladı.