Mavi Vatan’ın koordinatları Libya Anlaşması’nın Meclis’te kabulü sonrası BM’ye sunulacak.
Türkiye’nin Libya ile yaptığı Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması, mavi sulardaki hak ve menfaatlerin savunulmasında ilk ve en kritik adımı oldu. Anlaşmayla birlikte Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgesinin (MEB) batı sınırları tüm dünyaya ilan edildi. Ankara, tartışmalı sular konusunda bugüne dek ortak görüşme ve ikili anlaşmaları önceliyordu. Ancak yapılan çağrılara bir karşılık verilmedi. Libya ile attığı bu adımın ardından Türkiye’nin kendi MEB’ini tek taraflı olarak ilan etmesi bekleniyor.
DEFALARCA UYARMIŞTIK
Dışişleri Bakanlığı şimdiye kadar deniz alanlarının sınırlarını Birleşmiş Milletler’e bildirimlerle deklare edip bunların kayıt altına alınmasını sağlıyordu. Bu doğrultuda son bildirim 13 Kasım’da yapıldı. BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu imzalı mektupta, Türkiye’nin kıta sahanlığı bilgileri koordinatlarıyla bir kez daha yinelendi. Bildirimde, Mısır ile deniz yetki alan sınırlarına ait koordinatlar sunuldu, uluslararası hukuk uyarınca adaların ‘kara suları kadarlık bir kıta sahanlığına sahip olabilecekleri’ vurgulandı. Girit doğusundaki 28 derece doğu meridyeni Mavi Vatan’ın batı sınırı olarak ortaya konulurken, Türkiye ile KKTC arasındaki anlaşmaların kapsadığı koordinatlar da bir kez daha hatırlatıldı. Bu bildirim, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Mayıs 2019’da BM nezdinde yaptığı girişimlere yanıt olarak yapıldı. Ankara, Kıbrıs’ın tek sahibi gibi hareket eden GKRY’nin Akdeniz’deki eylemleri konusunda 2004 yılından beri BM’ye 6 kez uyarı mektubu yollamıştı.
MAVİ VATAN’IN İLANI
Türkiye’nin 13 Kasım tarihli kıta sahanlığı bildirimi, MEB ilanı anlamına gelmemekle birlikte MEB adımı öncesi sınırların muhataplara net bir şekilde deklare edilmesi açısından büyük önem taşıyor. Ancak bu bildirimler bile bölgede Türkiye’nin haklarını gasp etmeye çalışan Yunanistan ve Kıbrıs Rumlarını rahatsız etmeye yetiyor. 13 Kasım tarihli bildiriyi “Türklerden yeni kışkırtma... Mavi Vatan’ı ilan ediyorlar” başlıklı haberlerle yansıtan Yunan haber sitesi Newsit’e göre, 13 Kasım tarihli mektupla Türkiye, deniz yetki alanlarını Rodos adasının batısına kadar uzattı, Mavi Vatan’ı BM’ye bildirdi. Libya ile Dolmabahçe’de yapılan anlaşma TBMM’de kabul edildikten sonra deniz koordinatları BM’ye bildirilecek. Böylece Türkiye, uluslararası hukuk nezdinde Doğu Akdeniz’de MEB ilanını resmen duyurmuş olacak. Yunanistan, Güney Kıbrıs, ABD, İsrail ve Mısır’ı daha da panikletecek bu adım, denizdeki doğu sınırını KKTC ile yaptığı anlaşma uyarınca belirleyen Türkiye için aynı zamanda Mavi Vatan deklarasyonu olacak. Libya anlaşmasıyla birlikte batıda Girit’ten başlayan harita, Akdeniz’i orta yerden yatay biçimde bölerek Kıbrıs doğusuna kadar ilerliyor.
Kimya bozan hamle!
***
- Yunanistan-Güney Kıbrıs-İsrail-ABD-Mısır ittifakına karşı Türkiye ve Libya’yı ‘komşu ülke’ yapan tarihi adımla Doğu Akdeniz’de dengeler değişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez el-Sarraj arasında imzalanan muhtıra, Akdeniz’de Türkiye’yi by-pass etmek isteyen ülkelerin kimyasını bozdu. Anlaşmaya sert tepki gösteren Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Dolmabahçe mutabakatının ‘kabul edilemez’ olduğunu iddia ederek şu ifadeleri kullandı: “Anlaşma bu iki ülke arasındaki (Libya ve Türkiye) Girit’i yok sayıyor. Akıl ve mantık dışı. Gelişmeler tamamıyla coğrafi bilgi eksikliğini gösteriyor.”
- BÜYÜKELÇİ ÇAĞRILDI
- Türkiye-Libya arasındaki anlaşmayı yok saymakla yetinmeyen Atina yönetimi, Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin’i Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı. Yunan medyasının iddiasına göre Bakan Nikos Dendias, Doğu Akdeniz mutabakatına ilişkin izahat istedi. Ayrıca Dendias’ın konuyu Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ve Mısır’ın darbeci cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi ile de telefonda görüştüğü iddia ediliyor.
- DARBECİ DE ENDİŞELİ
- Libya ile yapılan anlaşma, bu ülkede ABD yardımıyla darbe yapmaya çalışan ve son günlerde Rusya’dan da paralı asker desteği alan General Halife Hafter’e yakın medyada da yankı buldu. Tarihi anlaşmaya ilişkin geniş bir haber yayımlayan Hafter Terör Örgütü yayın organı Almarsad, “Çarşamba günü Libya ve Türkiye, Akdeniz’deki deniz sınırı konusunda bir anlaşma imzaladı. Fakat, Uluslararası Deniz Yasası’na göre iki ülkenin, onları doğrudan bağlayan ortak bir deniz sınırı bulunmuyor. Kötü niyetli anlaşma, tüm Akdeniz havzasının istikrarını tehdit ediyor” ifadelerine yer verdi.
- 3 TRİLYON DOLAR
- Türkiye’nin Deniz Yasası’na ilişkin ‘tek taraflı bir yorumu dayattığını’ iddia eden Almarsad, “Bu anlaşma, açık bir şekilde Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasına ve böylece Libya’yı Yunanistan ile dolaylı bir savaşa sürükleyecek” diye yazdı. Ayrıca Tümgeneral Cihat Yaycı’nın çalışmasına ilişkin yoruma da yer veren Almarsad, “Deniz Kanunu’nun bu tek taraflı yorumuyla Türkiye, 3 trilyon ABD dolarına ulaşmayı bekleyen Doğu Akdeniz gaz havzasını kontrol etmeyi hedefliyor” şeklinde ifadeler kullandı.