Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un resmî daveti üzerine bu hafta Cezayir’i ziyaret edecek. En son 2017’de Cezayir’e giden Macron’un söz konusu ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerildiği bir zaman dilimine denk gelmesiyle de dikkatleri çekiyor. Fransa, 132 yıl boyunca sömürge yönetimi altında tuttuğu Cezayir’de hâlâ etkili bir aktör olarak boy göstermeye çalışıyor.
Macron, ülkesinde cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının hız kazandığı bir süreçte, diplomatik teamüllere hiçbir şekilde sığmayacak bazı açıklamalar yaparak, Fransa-Cezayir ilişkilerinin krize sürüklenmesine yol açmıştı.
Cezayir yönetimi, Fransız sömürgesi döneminde yaşanan hak ihlalleri ve kaybedilen canlar için, Fransa’dan resmî özür talebinde bulunuyor. Şimdiye kadar bu yöndeki istekleri karşılamayı reddeden Paris, 2020’de sömürge karşıtı direniş hareketlerine katılan Cezayirli vatanseverlerin kemiklerini Cezayir’e iade etmekle yetinmişti. Sömürge döneminde yaşanan birçok insanlık suçu konusunda, Fransa hâlâ ayak diremeyi sürdürüyor.
Tam 53 yıl önce, 21 Ağustos 1969 günü, Mescid-i Aksa içindeki Kıble Mescidi, Avustralyalı Hristiyan Siyonist Dennis Michael Rohan tarafından kundaklandı. Kudüs’e turist kılığında gelerek Mescid-i Aksa ve çevresinde uzun süre keşiflerde bulunan Rohan, Aksa’yı yok ederek yerine “Süleyman Tapınağı”nın inşasını sağlamak için Kıble Mescidi’ni ateşe verdi.
İsrail’in Kudüs’ü işgalinden sadece 2 yıl sonra gerçekleştirilen korkunç eylemde, yangın Filistinlilerin kendi imkânlarıyla güçlükle söndürüldü. Dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir, yangın alanını bizzat ziyaret ettiğinde, alevler yerini çoktan bir harabeye bırakmıştı. Yangında Kıble Mescidi’nin bütün tarihî kısımlarıyla birlikte, Salahaddin Eyyubi’nin 1187’de mescide yerleştirdiği olağanüstü güzellikteki minber de yok oldu.
Aksa Yangını, ertesi ay, Fas’ın başkenti Rabat’ta İslam dünyasının devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı geniş kapsamlı bir toplantının düzenlenmesine neden oldu. Suudi Arabistan Kralı Faysal’ın öncülüğünde düzenlenen toplantıyla, İslam Konferansı Örgütü (şimdiki adıyla: İslam İşbirliği Teşkilatı) kuruldu. Birleşmiş Milletler’den sonra en büyük uluslar arası yapılanma olan Cidde merkezli örgüt, İsrail işgaline karşı İslâm ülkeleri arasındaki dayanışmayı artırmayı hedefliyordu.
Aksa Yangını’nın üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçmiş olsa da, işgal altındaki mahzun duruşuyla, İslâm’ın ilk kıblesindeki yangın bugün de devam ediyor.