Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sınır hattı boyunca PKK ve terör koridoru planlarını yok etmek üzere icra edilen Barış Pınarı Harekâtı, sonrasında ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalar ve güvenli bölgeyi bundan sonra nelerin beklediğine ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. İşte Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Çavuşoğlu'nun mesajlarından çarpıcı satır başları...
Barış Pınarı Harekâtımızın meşruiyeti 5 gün içinde hem ABD hem de Rusya tarafından kabul edilmiştir. Türkiye 5 gün içinde dünyanın en büyük iki gücüyle masada bir anlaşmaya varmıştır. Bu mutabakat bizim ulusal güvenliğimiz için çok önemlidir ama diplomasi ve siyasi başarı olarak da tarihe geçmiştir.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve en son Barış Pınarı Harekâtlarıyla artık dengeler tamamen değişti. Bu, sahada ve masada güçlü olmanın neticesidir. Sahada varsanız, masada da varsınız.
Barış Pınarı'na tepki, diğerlerinden çok daha fazla oldu. Aşırı tepki oldu. Biz buna tabii ki cevabımızı verdik. Büyük bir oyunu bozduğumuz için, orada kurulacak bir terör devletini engellediğimiz için bu tepkiler şiddetli gelmeye başladı. Buna da en çok İsrail ve Fransa gibi ülkeler bozuldu.
Avrupa'nın Barış Pınarı'na yönelik tutumu samimiyetsiz ve gerçeklerden çok uzak. Özellikle Fransa'nın, burada bir YPG/PKK devleti kurmak için çok çaba sarf ettiğini biliyoruz. Harekâtımızla birlikte büyük bir hüsrana uğradılar.
Emmanuel Macron bu teröristlerin önde gelenlerini de, daha önce olduğu gibi Elysee Sarayı'nda ağırladı. ABD'ye yaranmak için böyle davrandılar. Şimdi ne oldu? Biz ABD ile de mutabakata vardık. İşleri yoluna koyduk, bunlar ortada kaldı.
Türkiye'nin Tel Abyad ve Rasulayn bölgesindeki harekatının meşruiyeti kabul edilmiştir. Burada bu statüko şu anda muhafaza edilecektir. Bunun bir süresi yok. Siyasi bir çözüme kadar.
ABD, YPG'yi tamamen çektiğini bildirdi. Hem yazılı hem de sözlü. Biz buradayız zaten. Herhangi bir terörist unsuru karşımıza çıkarsa, olur da kalmış, çekilmemiş, onları etkisiz hale getiririz.
YPG/PKK kimle iş tutarsa tutsun biz gereğini yaparız. Bu teröristleri her yerden temizlemek milletimize sözümüzdür.
Rusya Devlet Başkanı Putin, "Biz YPG/PKK'ya güçlü ültimatom vereceğiz. Çekilmezse siz gereğini yaparsınız" dedi.
Soçi'de vardığımız mutabakata göre Fırat Nehri'nden Ayn el-Arab dahil, Rasulayn'ın doğusu olan, Kamışlı'nın doğusu dahil, Irak sınırına kadar bir bölge güvenli bölge olacak. Buralarda PKK/YPG'li teröristler Rusya ve rejim unsurları tarafından 150 saat içerisinde 30 kilometrenin altına gönderilecek, silahları da dahil buradan temizlenecek.
Türk ve Rus askerleri 150 saatin sonunda ortak devriyelere başlayacak. Fırat Nehrinden Irak sınırına kadar. Bir istisnası var, Kamışlı. Başından beri burada rejim var, Kamışlı şehrinde. Rejim unsurlarıyla karşı karşıya gelmemek bakımından burada Rusların da tavsiyesi ve ricası üzerine ortak devriye konusunda Kamışlı'yı hariç tuttuk. Ama bu, bu bölgeden de YPG'lilerin çekilmeyeceği anlamına gelmez. Burada Fırat Nehri'nden Irak sınırına kadar 30 km'nin altına tüm YPG'liler indirilecek. Kamışlı dahil.
Münbiç ve Tel Rıfat'tan da YPG'liler tüm silahlarıyla beraber çıkarılacak. Bu bizzat Sayın Putin'in sözüdür. Bu harekât, bu çalışmalar esasen teröristlerin kurmak istediği terör devletinin önüne geçmiştir.
Buralarda şimdi Rusya olacak. Rejim sınır muhafızları da var. Halkın katılımıyla yerel yönetimler oluşacak. Bu konuda hiçbir endişemiz yok. Önemli olan teröristlerin çıkması.
Türkiye'nin bulunduğu yerde zaten nüfusun yüzde 80'inden fazlası Arap. Ayrıca Türkmenler var, Hristiyanlar var ve de diğer azınlıklar var. Çoğunluğu Arapsa bu yönetimlerin içinde Araplar olacak. Kürt kardeşlerimizin olduğu yerlerde ise onlar da ağırlıkta olacak.
Türkiye'deki 350 bin civarındaki Suriyeli Kürt kardeşimiz de buraya dönecek. YPG bu kişilerin dönüşlerine izin vermediği için bunlar dönemiyor. Dolayısıyla demografide de raylar yerine oturacak. Bozulan sistem ve demografik mühendislik de sona ermiş olacak. Anlaşmaların ve harekatımızın, sadece bizim için değil, Suriye geleceği için de o kadar faydaları oldu, o kadar dönüm noktaları oldu ki tarih bunu yazacak.
Adana Mutabakatı'na göre Suriye, terör tehditlerini engelleyemezse o zaman Türkiye tek başına teröristlerin yok edilmesi için gereğini yapar. Şu andaki rejimin, Adana Mutabakatı'nı istese de uygulama kapasitesi yok. Buralarda otoritesi yok, boşluklar var. O nedenle rejimin garantörü olan Rusya, bu anlaşmanın uygulanması noktasında kolaylaştırıcı rol üstlenecek.