Firari FETÖ'cüler Uslu ile Arslan'ın Atilla davasını yerinde takip edip mahkeme çıkışında sosyal medyadan "Türkiye aleyhinde karalama kampanyası" yürütmeleri tepki çekti. Firari terör örgütü mensupları, Türkiye aleyhinde karalama kampanyasına dönüştürülen duruşmaların cuma günkü bölümünün ardından salonun dışında canlı yayın yaptılar.
Firari FETÖ mensupları Uslu ile Arslan'ın, yanlarında başka FETÖ mensuplarıyla birlikte Atilla davasını yerinde izlemeleri objektiflere takıldı.
FETÖ üyelerinin sosyal medyada Türkiye aleyhinde karalama kampanyasına dönüştürdüğü duruşmaların cuma günkü bölümünün ardından salonun dışında Periscope’tan yayın da yapan Uslu ile Arslan, AA ekibi tarafından görüntülendi.
Ayrıca FETÖ'nün ABD'deki yayın organlarından Zaman Amerika'nın yazarlarından Sıtkı Özcan da Atilla davasını yerinden izleyen örgüt üyelerinden biri olarak dikkat çekti.
Özellikle dava sürecinde savcılık makamının kullandığı delillerin önemli bir bölümünün 17/25 Aralık sürecinde FETÖ mensubu polisler tarafından yasa dışı olarak elde edilen ve sonradan ABD'ye kaçırılan bilgi ve belgeler olduğu iddiası soru işaretlerini daha da artırdı.
Uslu'nun adı, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan 10 bin 529 sayfalık "Selam Tevhid" soruşturması iddianamesinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile birlikte firari sanıklar arasında geçiyor. Hakkında başka davalardan da yakalama kararı bulunan Uslu, mayıs ayında AA tarafından Virginia’daki evinin bulunduğu sokakta görüntülenmiş ve muhabiri "polis çağırmakla" tehdit etmişti.
FETÖ’nün medya imamlarından olan ve 2014’te ABD’ye kaçan FETÖ'nün eski basın organlarından Zaman ve Bugün gazetesi ile Aksiyon dergisinde çeşitli görevlerde bulunmuş olan Arslan hakkında da birçok davadan dolayı yakalama kararı bulunuyor. Arslan'ın adı son olarak Hrant Dink davasında geçmiş ve FETÖ elebaşı Gülen'le birlikte hakkında yakalama kararı verilmişti.
- FETÖ mensubu polis tanıklık yapacak
- 4 gündür süren duruşmaların ilk gününde savcılığın mahkemeye delil olarak sunduğu ve kaynağını açıklamayı reddettiği ses kayıtlarını FETÖ söylemiyle savunması dikkati çekmişti.
- Savcı Yardımcısı David Denton, ses kayıtlarını alan FETÖ üyesi polislerin "görevlerini yaptığını" savunmuş ve o polislerden birinin de mahkemede tanık olarak ifade vereceğini söylemişti.
Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 17/25 Aralık yargısal darbe teşebbüsüne ilişkin yürüttüğü soruşturmada, "FETÖ üyesi olmak" suçundan firari olarak aranan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Bankalar Yeminli Murakıbı Osman Zeki Canıtez de Atilla davasındaki tanıklar arasında yer alıyor.
Canıtez'in, ByLock kullanıcısı olduğu ve 25 Aralık soruşturmasında bilirkişi olarak görev yaptığı belirlenirken, Atilla davasına "Türkiye'den yasa dışı şekilde delil ve belge götürdüğü" tespit edilmişti.
Duruşmaların ilerleyen safhasında mahkemeye çıkması beklenen FETÖ firarisi Canıtez'in, söz konusu belgeler üzerinden Türkiye aleyhinde tanıklık yapacağı kaydediliyor.
Diğer yandan aynı soruşturmada adı geçen ve hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Aykan Erdemir de Atilla davasının tanık listesinde yer alıyor.
Ayrıca geçen yıl mart ayında Georgetown Üniversitesinde firari FETÖ'cü Uslu'nun da yer aldığı bir panele katılan Erdemir'in "Türk dış politikasına yönelik sert eleştirileri" de tepki çekmişti.
- FDD yöneticileri bilirkişi
- Erdemir aynı zamanda ABD'de İsrail yanlısı ve Türkiye karşıtı çizgisiyle bilinen Demokrasileri Savunma Vakfının (FDD) Türkiye Programı uzmanı olarak da görev yapıyor.
- Erdemir'in görev yaptığı FDD'nin Başkanı Mark Dubowitz ile Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer'in duruşmalara bilirkişi olarak tayin edilmeleri de tartışmalara neden olmuş, Türkiye karşıtı çizgisiyle bilinen bir kurumun tepe yöneticilerinin Atilla davasındaki rolleri sorgulanmaya başlamıştı.
Atilla'nın avukatlarından Cathy Fleming, ABD'nin New York Güney Bölge Mahkemesine ekim ayında sunduğu yeminli dilekçelerde ABD'li yetkililerin delil olarak sunduğu tartışma yaratan bilgi, belge ve kayıtların "çalıntı ve sahte olduğuna inandıklarını" belirtmişti.
Fleming, "Ses kayıtları ABD'de delil kabul edilebilirlik standartlarını karşılamıyor eksiklik kuralı altındaki minimum standartlara uymuyor ve ayrıca ses kayıtlarının güvenilir olmadığını gösteren önemli kanıtlar var ve bu da ses kayıtlarının delil olarak kabulünü imkansız kılıyor." ifadelerini kullanmıştı.