Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konulu "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi"nde önemli açıklamalarda bulundu.
İranlı şair Sadi Şirazi'nin "
Eğer sen başka insanların mihnetinden, ızdırabından gamlanıp kederlenmiyorsan sana Ademoğlu demek yakışmaz
" sözlerine atıfta bulunan Erdoğan, "
Bizim de bugün burada bulunma sebebimiz Suriyeli kardeşlerimizle hemdert olmak, yaşanan insani drama son vermenin yollarını aramaktır
" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Sayın Ruhani, değerli dostum Rusya Federasyonu Başkanı sayın Putin, bu önemli zirve vesilesiyle sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti belirtmek istiyorum.
Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından sabırsızlıkla bekleniyor. Alacağımız kararlarla beklentileri boşa çıkarmayacağımıza inanıyorum.
Astana ruhunun özünde asgari müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bu asgari müşterekler ise Suriye'nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve itilafa siyasi bir çözüm bulunmasıdır. Sahada baştan beri şiddetin durdurulması insani durumun iyileştirilmesi ve siyasi sürecin önünün açılmasını istedik.
Bölgede kurduğumuz 12 gözlem noktasının sahadaki anlamlarından biri de Türkiye'nin İdlib halkına ve buraya sığınanlara can güvenliği konusunda güvence vermiş olmasıdır.
Bölgedeki 3,5 milyonu aşkın sivilin tamamı bundan etkilenecektir. Onbinlerce sivil bombardımanlarda can verirken gidecek başka yerleri kalmadığı için milyonlarcası bizim sınırımıza dayanacaktır.
Çoğunluğu Suriyeli 4,5 milyon sığınmacıyı topraklarında halen barındırmakta olan Türkiye mülteci ağırlama kapasitesini zaten doldurmuştur.
PYD/YPG dahil Suriye'den kaynaklanan terörün her türlüsüne ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne kasteden girişimlere ortak tavır almalıyız.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Sen ki başkalarının mihnetinden keder duymuyorsun, sana insan adını vermek yakışmaz. Yangını seyretmek yerine söndürmenin yollarını arıyoruz. Amaç insani drama son vermektir.
Sivil halk korunmalı, terörist gruplar ayrılmalı. İdlib'e saldırıları siyasi süreci çökme noktasına getirir. İdlib meselesi, Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmeli.
3 buçuk milyondan daha fazla mülteciye ev sahipliğine gücümüz yetmez."
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, zirve sonrası yaptığı açıklamada,
"Teröristleri silahlarını bırakmaları için teşvik etmeliyiz.İdlib'de sivillerin zarar görmemesi için tedbir almalıyız"
diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Putin ise, "Suriye'deki barış için Astana formatını kullanacağız. Uluslararası düzeyde toplantılar yapacağız. Hatırlatmak istiyorum; bugüne kadar 10 zirve yaptık. Bizim önceliğimiz Suriye'yi terörizmden tamamen temizlemektir. Tüm taraflara silahları bırakma çağrısı yaptık. Suriye'nin yeniden inşa edilmesi için çaba gösteriyoruz.Orada olup bitenleri takip ediyoruz. Radikal unsurların Suriye'den çıkmasını ve İdlib bölgesine geçişini sağladık. Fakat İdlib bölgesinde çeşitli silahlar var, İHA'lar var. Ordaki teröristler sivil insanları siper olarak kullanıyorlar. Bunun bir örneğini de Rakka'da gördük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin, "Suriye" meselesi için yapılacak "Üçlü Zirve" öncesi baş başa görüştü.
Ruhani ile görüşme sonrasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ikili görüşme için bir araya geldi.
Sözlerine besmeleyle başladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin "Suriye" meselesi için yapılacak Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi öncesinde bir araya geldi.
Baş başa görüşmenin basına açık bölümünde Başkan Erdoğan, sözlerine besmeleyle başladı.
"Tahran'da önemli bir görüşmeyi gerçekleştireceğiz"
Erdoğan, "Bugün gerçekten çok önemli ve anlamlı bir gün. Günlerden de cuma. Soçi ve Ankara'dan sonra Tahran'da önemli bir görüşmeyi gerçekleştireceğiz." ifadesini kullandı.
Ruhani de Başkan Erdoğan'ı ağırlamaktan dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti.
Daha sonra görüşme basına kapalı şekilde devam etti.
İran Liderler Konferans Salonu'nda Ruhani'nin ev sahipliğinde Suriye meselesi için yapılacak Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi öncesi gerçekleşen baş başa görüşme 45 dakika sürdü.
Görüşmeye Türk heyetinden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile MİT Başkanı Hakan Fidan da iştirak etti.
Ruhani: Umarım başarılı bir zirve olur
Zirvenin açılış konuşmasını yapmak üzere İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani söz aldı. Ruhani, "Umarım başarılı bir zirve olur. İdlib'deki mücadelede sivillere asla zarar verilmemeli. Üç ülke Suriye'de barışın gelmesi için, her müzakerede Suriye'de toprak bütünlüğüne saygı duyulmalıdır. Suriye'de güvensizliğin son bulması için ABD'nin orada bulunması son bulmalıdır. Suriye krizinin çözülmesi için Suriye'de barış için üç ülkenin iş birliğine saygı duyulmalıdır" ifadelerini kullandı.
Tahran'da bir araya gelen üç liderin ortak imzası bulunan sonuç bildirgesi şöyle:
1. Astana formatının Ocak 2017’den bu yana sağladığı başarılardan, özellikle de Suriye Arap Cumhuriyeti genelindeki şiddetin azaltılmasında katedilen ilerlemeden ve ülkede barış, güvenlik ile istikrara yapılan katkıdan duydukları memnuniyeti ifade etmişlerdir.
2. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli ve devam eden taahhütlerini vurgulamış ve bunlara herkes tarafından saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir. Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğini yinelemişlerdir. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir.
3. Sahadaki güncel durumu ele almışlar, 4 Nisan 2018 tarihinde Ankara’da yapılan son toplantılarının ardından Suriye Arap Cumhuriyeti’yle ilgili meydana gelen gelişmeleri değerlendirmişler ve aralarındaki mutabakat uyarınca üçlü eşgüdümü sürdürmek hususunda hemfikir kalmışlardır. Bu çerçevede, İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki durumu görüşmüşler ve bu konuyu yukarıda belirtilen ilkelere ve Astana formatını tanımlayan işbirliği ruhuna uygun olarak ele almayı kararlaştırmışlardır.
4. BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Terörle mücadelede, yukarıda belirtilen terörist grupların ateşkes rejimine katılmış veya katılacak olan silahlı muhalif gruplardan ayrıştırılmasının sivil zayiatın önlenmesi bakımından da dahil olmak üzere büyük önem arzettiğinin altını çizmişlerdir.
5. Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını yinelemişlerdir. Siyasi sürecin Soçi’de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin kararları ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak ilerletilmesi amacıyla aralarındaki aktif işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmişlerdir.
6. Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde bir siyasi çözüme ulaşma sürecini ilerletme amaçlı ortak çabaları sürdürme konusundaki kararlılıklarını yinelemişler ve Anayasa Komitesi’nin kurulması ile çalışmalarının başlatılmasına yardımcı olmaya yönelik taahhütlerini vurgulamışlardır. Kıdemli memurları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi arasındaki yararlı istişarelerden duydukları memnuniyeti vurgulamışlardır.
7. Bütün Suriyelilerin normal ve huzurlu bir hayata yeniden kavuşmalarına ve acılarının hafifletilmesine yönelik tüm çabalara destek olma ihtiyacını vurgulamışlardır. Bu bağlamda, ilave insani yardım göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, sosyal ve ekonomik tesisler de dahil olmak üzere temel altyapı unsurlarını eski haline getirmek ve tarihi mirası korumak suretiyle Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve insani ajansları olmak üzere uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır.
8. İhtiyaç duyan tüm Suriyelilere hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanmasını kolaylaştırma yoluyla, sivillerin korunması ve insani durumun iyileştirilmesini hedefleyen ortak çabaları sürdürmedeki kararlılıklarını yinelemişlerdir.
9. Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların oluşturulması ihtiyacının altını çizmişlerdir. Bu amaçla, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacını vurgulamışlardır. [Suriyeli mülteciler ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler hakkında uluslararası bir konferansın toplanması fikrini değerlendirmek hususunda mutabık kalmışlardır.]
10. BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla yürütülen, alıkonulanlar/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti Çalışma Grubu’nun faaliyetlerindeki ilerlemeyi memnuniyetle karşılamışlardır.
11. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in daveti üzerine, bir sonraki toplantılarını Rusya Federasyonu’nda yapmayı kararlaştırmışlardır.
12. Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanları, Tahran’daki Üçlü Zirve’ye evsahipliği yapmalarından ötürü İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Hasan Ruhani’ye içten teşekkürlerini sunmuşlardır.