Emine Erdoğan'dan Nijerya'da kanserle mücadele çağrısı

17:5416/05/2024, Perşembe
AA
 Emine Erdoğan
Emine Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Afrika ülkelerinin kanserle mücadelede, teşhis, takip ve tedavide, dünyanın geri kalanının sahip olduğu imkanlara erişebilmesi gerektiğine işaret ederek, "Bu konuda, uluslararası örgütler kadar, hatta daha fazla, İslam İşbirliği Teşkilatının sorumluluk üstlenmesinin, komşuluğun, kardeşliğin ve ümmet bilincinin bir gereği olduğunu düşünüyorum" dedi.

Emine Erdoğan, Nijerya'nın başkenti Abuja'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Afrika Ülkelerinin Kanserle Mücadele Farkındalığının Artırılması ve Destek Programı'nın bugünkü oturumunda onur konuğu olarak katılımcılara hitap etti.


Program dolayısıyla dünyanın farklı köşelerinden gelen ülke temsilcileriyle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, "13. İslam Zirvesi marjında Türkiye'de düzenlediğimiz ilk oturumun ve yayınladığımız 'İstanbul Deklarasyonu'nun üzerinden 8 yıl geçti. 2018 yılında Burkina Faso'da ve şimdi de Nijerya'da gerçekleştirilen seminerler, seneler önce ektiğimiz tohumların filizlendiğini gösteriyor" diye konuştu.


Dünya Sağlık Örgütünün gelecek 15 yıl içinde 30 milyona yakın insanın kansere yakalanacağını, yarısından fazlasının ise hayatını kaybedeceğini öngördüğünü aktaran Emine Erdoğan, "Günümüzde, küresel ölçekte her 6 ölümden birisi kanser yüzünden gerçekleşiyor" dedi.

Emine Erdoğan,
"Bugün Afrika'da kanser kaynaklı ölümler, AIDS, tüberküloz, sıtma gibi bulaşıcı hastalıkların toplamından daha fazla can kaybına neden oluyor. Bu tablo karşısında, tüm Afrikalı kardeşlerim adına soruyorum; daha önce kıtada çok ender görülen kanser vakaları neden böylesine arttı? Cevap, hepimizi ürkütecek kadar yalın, Afrikalıyı koruyan yerel yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarıyla birlikte sağlık hali kayboldu
" diye konuştu.

Çağın aşıladığı tüketim kültürü sebebiyle binlerce yıldır nesilden nesile aktarılan kadim yaşam öğretilerine sırt dönüldüğüne işaret eden Emine Erdoğan, geçmişte Asya'da, Anadolu'da ve Afrika'da, şifayı hayatın merkezine alan bir hayat tarzının hakim olduğunu anımsattı.

Geleneksel öğretilerin, sağlık ile doğal yaşam bağlantısını vurguladığını, İslam dininin helal ve temiz gıdayı emrettiğini aktaran Emine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Evimizi ve soframızı işgal eden kimyasallar ile mücadele etmekten bizi ne alıkoyuyor? Üstelik gıda sektöründeki bu zehirli dönüşüm, artık topraktan, ekilen tohumdan başlıyor. Küresel gıda sistemleri, artan nüfusu doyurabilmek için GDO'ya mecbur olduğumuzu ileri sürerek, kanserojen olabilecek yapay ürünleri dayatıyor. Oysa hepimiz, tarladan sofraya varıncaya dek heba edilen ürünlerin yalnızca üçte biriyle küresel açlığın engelleneceğini biliyoruz. Doğal ve helal olanı yeryüzünde hakim kıldığımız, tabiat ile aramıza ördüğümüz yapay duvarları yıktığımız oranda gelecek nesillere, önlenebilir hastalıklardan arındırılmış, yaşanabilir bir dünya bırakacağımıza inanıyorum"

"Sağlık ordumuz sayesinde yüzümüzü güldüren sonuçlar alıyoruz"

Emine Erdoğan, Türkiye'nin kanserle mücadele politikalarına değinerek, "Bu mücadeleye, hiçbir vatandaşımızın çaresiz hissetmemesi için sağlık altyapımızı herkes için erişilebilir olacak şekilde güçlendirerek başladık" dedi.


Türkiye'nin her hastaya oda tahsis edilen şehir hastaneleri ve her semtteki aile hekimlikleriyle, uluslararası kabul görmüş tanı ve tedavilere ücretsiz erişimle, sağlık sisteminde adeta çağ atladığını vurgulayan Emine Erdoğan,
"İnsan hayatının kutsallığına yürekten inanan, hastalara sevgi, saygı ve şefkatle yaklaşan sağlık ordumuz sayesinde, yüzümüzü güldüren sonuçlar alıyoruz"
ifadelerini kullandı.

Kanser başta olmak üzere, birçok kronik hastalığın sebebi olan kimyasal düzeni, doğal olan ile değiştirmeye çalıştıklarını dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Himayemde başlattığımız 'Mirasımız Ata Tohumu Projesi' ile ülkemizdeki yerel türleri kayıt altına alıyor, yüksek teknoloji içeren gen bankalarında koruyor, toprakla buluşturup çoğaltarak vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz. Yine himayemde başlattığımız Sıfır Atık Projesi kapsamında, organik atıklardan kompost yapımını teşvik ediyor, toprağımızı ve bedenimizi kimyasal gübrelerden korumayı hedefliyoruz. Başkanlığını yürüttüğüm Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Danışma Kurulu bünyesinde, dünyadaki iyi sıfır atık uygulamalarını araştırıyor ve yaygınlaştırmak için çalışıyoruz. Bu süreçte Türkiye, bilgi ve deneyimini paylaşmanın yanı sıra milli gelirine kıyasla dünyanın en cömert ülkesi olmayı ve dayanışmayı sürdürüyor"

"Türkiye, bugün dumansız hava sahasına sahip"

Emine Erdoğan, obeziteyi azaltarak, fiziksel aktiviteleri artırarak, gençliği her türlü bağımlılıktan kurtaracak etkinlikleri de önemsediklerini belirtti. 2009 yılında yürürlüğe giren kapalı alanlarda sigara içme yasağına elektronik sigaraları da ekleyen Türkiye'nin bugün dumansız hava sahasına sahip olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Tam bağımsızlığa giden yolun, zihni berrak, bedeni sağlıklı, vatansever, merhametli ve iyi eğitimli gençler yetiştirebilmekten geçtiğine inanıyorum. Bu nedenle yurt içinde ve yurt dışında yürüttüğü faaliyetlerle her türlü bağımlılıkla mücadele eden Yeşilay camiamızı, özgürlük savaşçıları olarak görüyor ve tüm kalbimle destekliyorum" şeklinde konuştu.


Kansere bağlı ölümlerin yüzde 70'inin, imkanları kısıtlı olan az gelişmiş ülkelerde yaşandığını anlatan Emine Erdoğan, "Afrika ülkelerinin yine küresel bir sorunun meydana gelmesinde payı olmadığı halde sonuçlarından orantısız biçimde etkilendiğini görüyoruz. Kıta ülkelerinin de kanserle mücadele alanında, teşhis, takip ve tedavide, dünyanın geri kalanının sahip olduğu imkanlara erişebilmesi gerekiyor. Bu konuda, uluslararası örgütler kadar hatta daha fazla, İslam İşbirliği Teşkilatının sorumluluk üstlenmesinin, komşuluğun, kardeşliğin ve ümmet bilincinin bir gereği olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.


Tıbb-ı Nebevi'nin hikmet reçetelerini insanlığın hizmetine sunma konusunda tarihi bir misyonları olduğu düşüncesini de paylaşan Emine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Peygamber Efendimizin bütüncül sağlık yaklaşımını yeniden benimsediğimizde yitirdiğimiz şifayı bulacağımıza tüm kalbimle inanıyorum. Türkiye'de, kadim tıp bilgeliği ile Batı'nın teşhis ve tedavi olanaklarını entegre edecek çalışmalar yürütüyoruz. Yüzyılların deneyimini günümüze aktarmak için arşivlerimizdeki nadide el yazması tıp eserlerini tercüme ederek günümüz literatürüne kazandırıyoruz. İnanıyorum ki Türkçe külliyatı ve 3 bini endemik toplam 12 bin bitki türünün yetiştiği Anadolu'nun hazineleri, kanıta dayalı yöntemlerle reçetelere eklendikçe, medeniyetimiz yeniden şifa yurdu olacaktır"

"Her insanın barış içinde yaşayabildiği, müreffeh bir dünya diliyorum"

Emine Erdoğan, bu birikimlerini paylaşmaya, her türlü işbirliğine ve desteğe açık olduklarını vurgulayarak, "Sözlerime son vermeden önce, Filistin halkına soykırım uygulayan ırkçı ve siyonist anlayışın, insanlığın kanseri olduğunu ifade etmek istiyorum. 7 Ekim'den bu yana şiddetini giderek artıran ve masum insanları katleden işgali lanetliyor, dini, milliyeti, rengi ne olursa olsun, her insanın barış içinde yaşayabildiği, müreffeh bir dünya diliyorum." diye konuştu.



#emine erdoğan
#Nijerya
#Afrika