Hollanda'da yaşayan Uygur Türkü Abdurehim Gheni, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine dikkati çekmek amacıyla yaklaşık 7 aydır başkent Amsterdam'da tek başına gösteri düzenliyor.
Gheni, turistlerin sıklıkla uğradığı Dam Meydanı'nda her hafta sonu yaptığı gösteride, bölgede yaşananları anlatan pankartlarla Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlallerine dikkati çekmeyi hedefliyor.
Amsterdam'a yaklaşık 50 kilometre mesafedeki Soest kentinden gelerek yaptığı gösterilerde, Çin'in Doğu Türkistan'daki uygulamalarını anlatan ve bu ülkeye boykot çağrısının yer aldığı bildiri dağıtan Gheni, konuya ilişkin şikayetini dile getirdiği Avrupa Parlamentosu İnsan hakları Alt Komitesi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu için hazırladığı dilekçeye imza topluyor.
Gheni, yaklaşık 3 yıldır Hollanda'da yaşadığını ve bir laboratuvarda araştırmacı olduğunu söyledi.
Gheni, Doğu Türkistan'ın önceden özgür bir memleket olduğunu vurgulayarak, "Doğu Türkistan, 1949'dan sonra Çin tarafından işgal edildi. Orada 3 milyondan fazla Uygur toplama kamplarında kalıyor. Milyonlarca Uygur kadını Çin vatandaşı erkeklerle zorla evlendiriliyor. Bu ve buna benzer yapılan zulümleri buradaki insanlara anlatıyorum." ifadelerini kullandı.
Aldığı tepkilerin genelde olumlu olduğunu ve insanların Doğu Türkistan'ın varlığını bilmediklerini dile getiren Gheni, "İnsanlar, Çin'in yaptığı etnik temizlik ve soykırımı duyunca şoke olduklarını ve çok üzüldüklerini belirterek Uygurlara yardımcı olmak istediklerini söylüyorlar ve bunu nasıl yapabileceklerini soruyorlar." diye konuştu.
Gheni, şunları kaydetti:
Çinli insan hakları kuruluşları, Doğu Türkistan'da milyonlarca Uygur'un "yeniden eğitim" gerekçesiyle toplama kamplarında tutulduğunu bir süredir uluslararası toplumun gündemine getirmeye çalışıyordu.
Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesinin Çin'de ayrımcılığa uğrayan topluluklarla ilgili İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlediği toplantıya katılan insan hakları kuruluşları, Doğu Türkistan'da yerel yöneticilerin siyasi olarak sakıncalı tutumlar içinde olduğunu iddia ettiği bireyleri siyasi eğitim merkezlerinde alıkoyduğunu öne sürmüştü.
Örgüt temsilcileri, toplantıda yaptıkları sunumlarda, herhangi bir yargı kararına dayanmadan hürriyetinden alıkonulan kişi sayısının 3 milyonu bulduğunu iddia etmişti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bir süre önce yayımladığı raporda, son iki yılda Doğu Türkistan'da çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbiri" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi açıdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın "siyasi eğitim merkezleri" denilen gözaltı merkezlerine gönderildiği iddialarına yer vermişti.
Avrupa Birliği (AB), Çin ile yapılan İnsan Hakları Diyaloğu toplantısında Doğu Türkistan'da "siyasi eğitim merkezleri"nin endişe kaynağı olduğunu vurgulamıştı.
Eğitim kamplarının varlığı konusunda yurt dışından gelen sert eleştirilere yanıt veren Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüleri, farklı dönemlerde defalarca bu kampların varlığını kesin bir dille yalanlayan açıklamalarda bulunmuştu. Pekin yönetimi söz konusu kampların "mesleki eğitim" için kullanıldığını savunuyor.