Türkiye ve Yunanistan'ın kadim anlaşmazlık meselelerinden biri de adalar konusu. Ege Denizi'ndeki Rodos, Meis ve On İki Ada konusu önümüzdeki dönem gündemde kalmaya devam edecek.
Türkiye ise adalar üzerinden deniz kıta sahanlığı elde edilemeyeceğini ve Yunanistan'ın hak iddialarının asılsız olduğunu ifade ediyor.
Peki, Rodos, Meis ve On İki Ada nerede? Bu adalar neden önemli?
Uluslararası hukuka göre Doğu Akdeniz’de söz hakkı olmadığı halde Mısır ile korsan anlaşma imzalayan Yunanistan, gerilimi tırmandırırsa Ege’de de hesap vermek zorunda kalacak. Atina, gayri askeri statüde olan 23 adadan 16’sına asker ve silah yığmış durumda.
Ege Bölgesi, Akdeniz havzası içinde yer almakta olan ve Balkan yarımadası ile Anadolu yarımadası arasında bulunan Ege Denizi çevresinde; Asya ve Avrupa kıtalarının kıyılarını, yani Yunanistan, Makedonya ve Trakya’nın doğu, Anadolu’nun batı ve güney-batı kıyılarını kapsayan ve hiçbir yerde genişliği 400 kilometrekareyi geçmeyen dörtgen şeklinde coğrafi bir alandır.
Yaklaşık olarak 214.000 km2 alana sahip olan Ege Denizi’ndeki toplam ada, adacık ve kayalık sayısında değişik kaynaklarda farklı rakamlar görülebilmekle birlikte, Türk Deniz Kuvvetleri tarafından yapılan çalışmalarda bu sayının 1800 civarında olduğu, 100 kadarının meskun halde olduğu, büyük bir çoğunluğunun ise insan yaşamasına uygun olmayan kayalıklar şeklinde bulunduğu bilinmektedir.
Ege Denizi’ndeki formasyonların ada, adacık ve kayalık olarak toplam sayısının 10.000 civarında olduğunu, adalardan sadece yaklaşık olarak 800-1000 adedinin isminin belli olduğunu ifade etmektedir. Bu adalardan yüzölçümü 100 km2’den büyük olanlar 24 adet olup, daha küçük olanlarla birlikte toplam yüzölçümleri yaklaşık 23.000 km2 dir.
Osmanlı Devleti zamanında İmroz’dan Meis’e kadar Anadolu sahillerindeki adalara Cezâir-i Bahr-i Sefid (Akdeniz Adaları) adı verilmiş, buradan yola çıkarak Ege Denizi “Adalar Denizi” olarak da isimlendirilmiştir.
Ege Denizi’ndeki adalar, çok geniş bir deniz alanına dağılmış bir görünüm arz etse de; belli bir coğrafik yayılışa sahip oldukları, hemen hepsinin Türk ve Yunan anakaraları önünde bulunan deniz bölgelerinde gruplaştıkları görülmektedir. Ege Adaları’nı uluslararası antlaşmalarda yer alış biçimleri, jeopolitik ve stratejik önemleri dikkate alındığında 5 ayrı grupta incelemek mümkündür.
Bunlar; Boğazönü Adaları ve Trakya Adası, Saruhan(Doğu Sporad) Adaları, Menteşe Adaları (Güney Sporadlar veya Rodos, 12 Ada ve Meis), Kuzey Sporad Adaları ve Kiklat Adalarıdır. Türkiye açısından günümüzde önemli olan ve Anadolu yarımadasını batıdan çevreleyen Boğazönü, Saruhan ve Menteşe Adaları’na toplam olarak Doğu Ege Adaları da denilmektedir.
Yunanistan’ın Ege Denizi’nde yer alan tarihi ve turistik adalarından Rodos, On İki Adalar’ın en büyük yerleşim merkezi. Meis Adası hesaba katılmadığında ülke ana karasının en doğu sınırını oluşturan Rodos, Türkiye’nin Bozburun Yarımadası’na 18 km uzaklıkta yer alıyor.
Zengin tarihi geçmişi ile sayısız medeniyete ev sahipliği yapan Rodos’ta ilk yerleşim tarihi Mö 2 bin 500 yılına uzanıyor. MÖ 16. yüzyılda Girit (Minos) Uygarlığı’nın yerleştiği ada, Persler, Makedonya Cumhuriyeti, Bizans İmparatorluğu, St. John (Rodos) Şövalyeleri ve Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine girdi. 1912’de Trablusgarp Savaşı sırasında İtalyanlar tarafından işgal edilen ada, 1947 Paris Antlaşması’nın ardından Yunanistan’a verildi. Adada az sayıda Türk Müslüman azınlık da yaşıyor.
Rodos’ta Yunanistan’ın resmi dili Yunanca konuşuluyor. Adanın yüksek turizm potansiyeli ve turist hareketliliği nedeniyle İngilizce, Almanca ve Türkçe de konuşulan diller arasında. Yunanistan para birimi Euro. Rodos, Türkiye ile aynı saat diliminde bulunuyor. Adanın nüfusu 120 bin.
On İki Ada ismini, Osmanlı Devleti’nın gayrimüslim bölgelerde uyguladığı yönetim şeklinden almıştır. 12’li denen bu sisteme göre her on hane birer temsilci çıkarır, bu temsilciler de aralarından bölgeyi yönetecek "12 kişilik bir ihtiyar heyeti" seçerdi. Türkçe "On İki Ada" ismi ilk önce Yunancaya daha sonra birebir çevirilerek diğer batı dillerine girmiştir.
"On İki Ada" denilen adalar grubunda, isminin çağrıştırdığı gibi sadece 12 adet ada yoktur. 12 ada olarak adlandırılan bu ada grubunun sadece büyük olanlarını sayarsanız 14 ada, büyüklü küçüklü hepsini sayarsanız 20'den fazla ada ve adacık vardır. Bunlara "Güney Sporat adaları", "Güney Sporatlar" denilmektedir. Ayrıca her adanın kendi ismi vardır. Buradaki 12 sayısı adaların sayısını ifade etmek için değil; "12 üyeli meclisle yönetilen adalar" anlamındadır.
Osmanlılarda ise, önceleri "Ege Adaları" denilmiş, sonra ise Cezayir-i Bahr-i Sefid (Akdeniz Adaları)" ve "Cezair-i isna aşer" denilmiştir. Daha sonra yönetim vilayeti olan Akdeniz Adaları, Sisam ve Sakız Adası gibi On İki Ada'nın dışında kalan adaları da içine almaktaydı.
Türkler bu adların bazılarını Türkçenin hançeresine uydurmuş, bazılarına ise Türkçe isimler vermişlerdir. Rodos ismi olduğu gibi kalmış. Kasos, Kaşot olmuş; Karpethos, Kerpe; Aliminya, Limoniye; Simi, Sömbeki; Tilos, İlyaki; Nisiros, İncirli; Mandraki, Yalı; Kos, İstanköy; Astropalya, Koçbaba; Kalimnos, Kilimli; Kharki, Herke olmuş; Patmos, Meis, Chalke, Lipos, Leros ise olduğu gibi söylenmiştir.
"On İki Ada" tabiri, Yunanlar tarafından, Balkan Savaşı öncesinde, adaların İtalyanlar tarafından işgalinden sonra kullanılmıştır.
Meis veya Kızılhisar, Doğu Akdeniz'de Yunanistan'a bağlı Oniki Ada ilinde bir ada. Türkiye kıyılarından (Kaş, Antalya) sadece 2.1 km uzaklıktadır. Yüzölçümü 7,3 kilometrekaredir.
Adadaki tek yerleşim yeri olan Kastellorizo (Megisti ya da Meis), St. Jean Şövalyeleri'nin buradaki kızıl kayalardan ötürü adaya verdikleri Château-Roux (Kızıl Şato) adının bozulmuş biçimidir. St. Jean Şövalyelerinden sonra ada sırasıyla Mısır, Napoli ve 1512'de Osmanlı egemenliğine girdi. Osmanlılar kısa aralıklar dışında 1915'e değin adayı ellerinde tuttular.[kaynak belirtilmeli] I. Dünya Savaşı sırasında Fransızların eline geçen ada Lozan Antlaşması (1923) ile İtalya'ya verildi. II. Dünya Savaşı sonrasında (1948) ise On İki Ada'yla birlikte Yunanistan'a bağlandı.
Az miktarda üzüm ve zeytin yetiştirilen adada en önemli uğraş sünger avcılığıdır. Kıyıları son derece girintili çıkıntılı ve sarp olan adaya yalnızca doğu kıyısından girilebilir. Tek yerleşim de bu kıyıdaki Megisti köyüdür.