ABD Başkanı Trump’ın dengesiz mesajlarının hedefi bu kez Türkiye oldu. Trump, Fırat’ın doğusuna yönelik harekat için “Kürtler’e saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz” diyerek tehdit etti. PKK’nın Kürtlerle eşitlenmesi ve sözde müttefikten gelen düşmanca sözler Ankara’da sert tepkiye neden oldu.
ABD Başkanı Donald Trump, Twitter üzerinden, Fırat’ın doğusuna operasyona hazırlanan Türkiye’ye küstahça saldırdı. Terörist ortağını, “Türkiye’yi provoke etmesini istemiyorum” şeklinde nezaketle uyaran Trump, Türkiye’ye “Eğer Türkiye Kürtlere saldırırsa Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz” tehdidi savurdu. Bu tehdit, bundan 55 yıl önce 1964’te Türkiye’nin Kıbrıs müdahalesini engelleyen Johnson mektubuna benzetildi.
PKK SEVGİSİ AĞIR BASTI
- Türkiye ve ABD arasında yumuşamaya başlayan ilişkiler son dönemde Amerika’nın PYD-YPG angajmanından vazgeçememesi nedeniyle kilitlendi. Türkiye de bu süreçte, PKK/PYD’yi Kürtlerle bir tutan açıklamalarda bulunan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’a sert tepki verdi. Bolton’un Türkiye ziyaretinde birçok görüşme talebi cevapsız kaldı. Türkiye’nin Suriye’den asker çekmeye hazırlanan ABD ile koordinasyonu başlatacağı 2019 yılının ilk günlerinden itibaren PKK/PYD-YPG üzerinden ilişkiler tekrar gerildi.
PEŞPEŞE AÇIKLAMALAR
Suriye’deki ortağının baskısı altındaki Washington, peş peşe Türkiye’ye yönelik küstah açıklamalara imza attı. Önce Pompeo, Suriye’den çekilme konusunda, “Türklerin Kürtleri katletmemelerini sağlamanın önemi, Suriye’de dini azınlıkların korunması; tüm bunlar, halen ABD’nin ortaya koyduğu misyonunun parçasıdır” dedi. Ardından Bolton ise “ABD askerleri, Suriye’nin kuzeyindeki Kürtleri korumaya yönelik bir anlaşma olmadan çekilmeyecek” açıklamasını yaptı.
TEHDİT ETTİ
Bu haddini aşan açıklamalara Türkiye sert tepki gösterirken, çekilmekte kararlı olduğunu her platformda söyleyen Trump da bürokratlarının izinden gitti. Trump dün Twitter üzerinden “DEAŞ’ın mülki halifeliğinin kalan az kısmını sert ve birçok yönden vurmaya devam ederken uzun zamandır gerçekleşmesi gereken Suriye’den çekilmeye başlıyoruz. Tekrar toparlanırsa yakınlardaki üslerden tekrar saldıracağız. Kürtler’e saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz. 20 millik güvenli bölge kuracağız. Aynı şekilde Kürtler’in de Türkiye’yi provoke etmesini istemiyoruz. Rusya, İran ve Suriye, ABD’nin doğal düşmanları DEAŞ’ı Suriye’de imha etmesinin uzun dönemde faydalananları olacak” açıklaması yaptı.
KIRMIZI DOSYALARDAN SONRA
- Trump bu açıklamaları yaptığı sırada Körfez ziyaretleri kapsamında Suudi Arabistan’da bulunan Pompeo, Trump’ın ekonomik tehditle “Yaptırım veya bu tür şeylerden bahsettiğini tahmin ediyorum” dedi. Pompeo, “Trump yönetimi Türkiye’nin Kürtlerin peşine düşmemesi gerektiği konusunda son derece tutarlı bir tutum gösterdi” ifadelerini kullandı. Türkiye ile ABD arasında, PKK/PYD üzerinden gerilim tırmanırken, Trump’ın açıklamasının John Bolton’a PKK/PYD-YPG’nin Kürt halkının temsilcisi olamayacağını gösteren iki ayrı kırmızı dosya sunulmasından sonra gelmesi de dikkat çekti.
JOHNSON MEKTUBU VAKASI
Türkiye’nin Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki PKK uzantısı PYD-YPG’ye karşı harekat düzenleme ısrarı üzerine ABD Başkanı Trump’ın twitterdan yaptığı tehdit açıklaması, Türkiye-Amerika ilişkilerinde ‘ikinci Johnson mektubu’ vakası olarak yankı buldu. Bundan 55 yıl önce 2 Haziran 1964’te toplanan Milli Güvenlik Kurulu’ndan Kıbrıs’a müdahale kararı çıkınca, dönemin ABD Başkanı Johnson dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye çok sert ve kaba bir üslupla yazdığı mektupla uyarmış, mektubun ardından Türkiye, Kıbrıs’a müdahaleden vazgeçmişti. O mektup, tarihe ‘Johnson mektubu’ olarak geçmişti.
Çekilme niyetleri yok
Trump’ın twit açıklaması, Türk ve Amerikan askeri temsilcileri nezdinde Suriye konulu temasların yoğunlaştığı bir dönemde geldi. Trump, açıklamasıyla ilginç mesajlar da verdi. Suriye’den çekilmeye başladıklarını belirtmekle birlikte yakınlarda olacakların da işaretini veren Trump, Amerika’nın bölgeyi terk etmemekte kararlı olduğunu açıklamış oldu. Trump, 20 millik güvenli bölge kurma konusunda da Suriye’den çekilmeyecekmiş gibi bir planlamaya işaret etti. Amerika, Körfez’deki dostları Suudi Arabistan, Mısır, BAE gibi ülkeleri Suriye’de görevlendirmişti. İdlib’deki provokasyon girişimlerinin de sorumlusu olan bu ülkelerin destekleri ile İsrail’in güvenliğini sağlamayı planlayan Amerika’nın Suriye kuzeyinde PKK/PYD’yi koruma altına alma planlarını Suud-BAE destekli gruplarla yapma çabaları da bu kapsamda ortaya çıktı. Tüm bu tablo da çekilme kararının Türkiye’yi Fırat’ın doğusuna müdahale karşısında oyalama ve sahayı yeniden planlama çabasını daha da görünür kıldı.
Abuk sabuk açıklamalar
ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarını uzmanlar “abuk sabuk” olarak yorumladı. Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: “PYD üzerinden, Suriye’de Amerika’nın gücünü pekiştirmek isteyen odaklar var. PYD varlığının Türkiye’nin yumuşak karnı olarak orada kalması isteniyor. Trump’a bir baskı var. Bu abuk sapuk açıklamaları ne ikili ilişkiler ile ne de stratejik ortaklıkla bağdaşmıyor.” Güvenlik Uzmanı Dr. Abdullah Manaz: “Bu bir psikolojik savaş. Bu bölgede Türkiye ve Rusya ile karşı karşıya gelmek istemiyor. O yüzden Kürtleri kullanıyor. Bu yapılan tehdit, İsrail’in hoşuna gidecek. Seçimlere kadar oyalama taktiği devam edecek. S-400 teslimine kadar bu ağır baskılar devam edecek.”
- Müttefikler twitter’dan konuşmaz
- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Trump’un 20 mil açıklaması konusunda “30 km gibi bir güvenli bölgenin, bununla ilgili ABD’den bir teklif gelmedi ama bu ABD’nin de fikri değil. Bu, Cumhurbaşkanımızın tüm Avrupalılara teklifidir, Ruslar da dahil. Obama yönetimi bunu gerçekçi bulmuyordu. Şimdi Türkiye’nin kararlılığını gördükten sonra bu fikri ortaya attılar” dedi. Güvenlikle ilgili birimleri ABD’nin çekilmemesi için Trump’a baskı yaptığına işaret eden Çavuşoğlu, “Son twitin iç politika konusu olduğunu biliyoruz. Müttefikler Twitter, sosyal medya üzerinden görüşmez. Kullandığı tehdit diline gelince, biz hiçbir tehditten korkmayacağımızı ve pabuç bırakmayacağımızı defalarca söyledik, geçmişte de söyledik. Türkiye’yi ekonomik olarak tehdit ederek bir yere varılamaz. Biz ne olursa olsun, zorluklar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti olarak bertaraf etmek için ne gerekiyorsa onu yaparız. Bir tarafta ekonomik zorluklar, diğer taraftan terör tehdidi. Baskı altında Trump’ın açıklamalarını ve kullandığı dili doğru bulmuyoruz” dedi.
- ÇOK SEVİYORSANIZ ALIR GÖTÜRÜRSÜNÜZ
- Çavuşoğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Trump arasında diyalog olup olmadığı sorusuna “Her şeyden önce telefon görüşmesi niye olmasın? Biz de Pompeo ile değerlendireceğiz. Zaten 6 Şubat’ta da DEAŞ’a karşı mücadele koalisyonunun toplantısı var. Dostlar alışverişte görsün toplantıları. Herkes dağılıp gidiyor, iş yine bize kalıyor. Hiçbir ülke göğüs göğüse çarpışmamıştır, Türkiye’den başka. Eğer bu kadar çok seviyorsanız YPG’lileri PKK’lıları zaten ülkelerinizde var, alır götürürsünüz.”
Ölümcül hata
Trump’a ilk tepki Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan Twitter üzerinden geldi. Kalın, “Suriyeli Kürtleri, PKK ile bir tutmak ölümcül bir hatadır. Türkiye, ABD’den iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı onurlandırmasını ve bu durumun teröristlerin propagandasıyla gölgelenmesini istememektedir. DAEŞ, PKK, PYD ve YPG arasında hiç bir fark yoktur. Onlara karşı savaşmayı sürdüreceğiz” dedi.
Türkiye Kürtlerin hamisidir
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlerin düşmanı değil, hamisidir. Türkiye’nin Kürtlerle hiçbir sorunu yoktur. Bizim meselemiz PKK terör örgütüyle ve onun Suriye’deki uzantılarıyladır. PYD ve YPG bir terör örgütüdür. Türkiye terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir” mesajını paylaştı.
Tehditler bize sökmez
- Trump’ın sözlerine bir tepki de CHP’den geldi. Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Ülkemizin toplumsal huzurunu ve ekonomisini doğrudan hedef alan bu ifadeyi kabul etmiyoruz. CHP olarak görüşümüz, egemen güçlerin Suriye’yi bir an önce terk etmesidir, bu sorunun Türkiye’nin toprak bütünlüğü gözetilerek çözülmesidir. Bu tehditler bize sökmez. Kürtler bu ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin asli unsurlarıdır. ‘Türk Devleti Kürtleri vuracak’ gibi birtakım ifadelerin kullanılması son derece yanlıştır, bu aynı zamanda sosyal huzurumuzu da bozacak ifadelerdir. Bunları kabul etmemiz mümkün değil” dedi.