Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM'nin 79'uncu Genel Kurulu'na katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere ABD'nin New York şehrine geldi.
New York John F. Kenndy Havalimanı'na gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan ve beraberindeki heyet, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, Washington Büyükelçisi Sedat Önal ve New York Başkonsolosu Büyükelçi Muhittin Ahmet Yazal tarafından karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve bazı yetkililer de ABD'ye geldi.
Erdoğan, ABD ziyareti kapsamında BM 79. Genel Kuruluna katılacak ve bazı temaslarda bulunacak.
Erdoğan'ın gündeminde İsrail'in yaklaşık bir yıldır katliam gerçekleştirdiği Gazze olacak. Birleşmiş Milletlerin yeniden şekillendirilmesi gerektiğinin altını çizecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ziyareti kapsamında iş dünyası temsilcileriyle de bir araya gelmesi bekleniyor. New York'taki toplantıya dünyanın en büyük şirketlerinin üst düzey yöneticileri katılacak. Türkiye’ye yatırım imkanları ve karşılıklı ticaretin artırılması ele alınacak. Son dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinde elde edilen olumlu ivmeyle birlikte, 100 milyar dolarlık ortak ticaret hacmi hedefi gündemde olacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlık görevinde bulunduğu 2005'te ilk kez BM 60. Genel Kurulu görüşmelerine katıldı.
Erdoğan, Genel Kuruldaki hitabında, "Her şeyden önce kendini yenileyen, daha demokratik ve şeffaf, tüm üyelerin ortak iradesini temsil kabiliyetine sahip, uluslararası ihtilafların çözüm zemini olan, dünya barışının teminatı olarak görülen, saygınlığı, tüm üyeleri tarafından yüceltilen, daha aktif ve daha dirayetli bir BM teşkilatı, insanlığın ortak yararınadır" mesajını verdi.
Erdoğan'ın katıldığı sonraki BM Genel Kurulu ise 2007'deki 62. Genel Kurul görüşmeleri oldu.
Erdoğan, 2009'da katıldığı BM 64. Genel Kurulunda ise BM'nin yapısının reforme edilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Adil ve katılımcı bir küresel düzenin kurulması için Birleşmiş Milletlerin etkinliğinin artması gerektiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Temsil kabiliyeti güçlendirilmiş, demokratik, şeffaf, adil ve etkin bir Birleşmiş Milletlerin, küresel barış ve istikrara daha fazla katkı yapacağına inanıyoruz. Birleşmiş Milletler, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yoksullukla mücadele, kadın-erkek eşitliği, insan hakları ve insan onurunun korunması konularında, daha etkin bir kurum haline gelmelidir. Bu amaca matuf reform girişimlerine tam destek veriyoruz. Fakat Birleşmiş Milletler sistemindeki reformun, Güvenlik Konseyi de reforma tabi tutulmadığı müddetçe başarılmış sayılamayacağı muhakkaktır"
2011'deki BM 66. Genel Kurulunda bölgesel konuları değerlendiren Erdoğan, Suriye, Libya, Somali, Filistin'e ilişkin mesajlar verdi, Azerbaycan topraklarının yıllardır süren haksız işgalinin sona ermesi gerektiğini kaydetti.
Erdoğan, "Karabağ sorununun bu şekilde çözümsüz kalması asla kabul edilemez, uluslararası sorunlara, kangren haline gelmeden çözümler bulunması, hepimizin siyasi ve ahlaki sorumluluğudur" diye konuştu.
Erdoğan, cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez 2014 yılındaki BM 69. Genel Kuruluna hitap etti.
BM'nin reform ihtiyacını "Dünya beşten büyüktür" ifadesiyle dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Daha fazla gecikmeden, daha fazla mazlum insan, masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, dünya beşten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Tüm alınan kararlar, bakıyorsunuz bir ülkenin iki dudağı arasındadır. Eğer 'hayır' derse hayır, 'evet' derse o zaman icraata geçilebiliyor. Filistin'de sadece birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken, Birleşmiş Milletler beklenen çözümü üretememiştir. Suriye'de 4 yıldır 200 binden fazla kişi katledilirken, 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, Birleşmiş Milletler yine etkili çözümler sunamamıştır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden yaklaşık 2 ay sonra BM 71. Genel Kuruluna katıldı.
Burada dost ülkeleri FETÖ'ye karşı önlem almaya çağıran ve terörle mücadele konusunda önemli mesajlar veren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu darbe girişimi, milletimizin demokrasisine, hükümetine, özgürlüklerine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Bu bakımdan milletimle iftihar ediyorum. Demokrasisine sahip çıktığı için iftihar ediyorum. 29 gün, gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak bedenini tankların önüne siper ederek engelleyen milletimle iftihar ediyorum. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam, milletimizin işte bu cesur ve asil duruşu sayesindedir. Unutulmasın ki Türkiye’deki darbe girişimi, aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Milletimiz o gece darbe heveslilerine tarihi bir ders verirken, demokrasiye inanan tüm halklar için de ilham kaynağı oldu. Bu yeni nesil terör örgütü, sadece Türkiye’nin değil, varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Diğer bir deyişle, bugün bu Genel Kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2017'de yapılan BM 72. Genel Kurulu'ndaki konuşmasında ise Suriye ve terörle mücadele mesajları öne çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018'deki BM 73. Genel Kurulunda, BM'ye yönelik eleştirilerde bulundu, Filistin meselesini gündeme getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019'daki BM 74. Genel Kurulu'nda ise düzensiz göç sorununu "Aylan bebek" örneğiyle anlattı.
Muğla'nın Bodrum ilçesinde, sahile vuran minik bedeniyle düzensiz göç meselesinin sembolü haline gelen Aylan bebeğin fotoğrafını gösteren Erdoğan, "Dünya, canlarını kurtarmak için çıktıkları yolculukları ya Akdeniz’in karanlık sularında, ya da sınırlara gerilen tel örgülerin önlerinde sonlanan milyonlarca mazlumu maalesef çok çabuk unuttu. Özellikle işte gördüğünüz gibi Aylan bebeği dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın ki, bir gün ola ki aynı durum sizlerin de başına gelebilir. Çünkü Aylan bebekler bir değil binler, milyonlar, bütün bunlara karşı tedbirimizi almak durumundayız" şeklinde konuştu.
"Ben merak ediyorum, bu İsrail neresidir? Acaba bu İsrail'in toprakları nereleri kapsıyor? 1947'de İsrail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967'de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi? Bakınız sene 1947, neredeyse burada İsrail yok gibi, tamamı Filistin. Sene 1947, paylaşım planı var ve Filistin küçülüyor, İsrail büyüyor. Geliyorum 1967'ye 1949'la birlikte, İsrail büyüyor, Filistin küçülüyor. Ve geliyorum bugüne, güncel durum şu: Artık adeta Filistin yok, neredeyse tamamına yakını İsrail... İsrail doyuyor mu? Hayır, doymuyor. İsrail şimdi de kalanını almanın gayreti içerisinde. Peki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, Birleşmiş Milletlerin İsrail'le ilgili almış olduğu bunca kararlar var, bu kararlar uygulamaya geçiyor mu? Hayır, geçmiyor. Peki, o zaman Birleşmiş Milletler ne işe yarıyor? O zaman bu çatının altında bizler aldığımız kararla tesirli olamıyorsak, adalet nerede temerküz edecek? İşte sıkıntımız burada"
BM 75. Genel Kurulu, 2020 yılında tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgını nedeniyle video konferans aracılığıyla düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kuruluna 10'uncu hitabını video konferans yöntemiyle gerçekleştirdi.
BM'nin yapısına yönelik eleştirilerini yineleyen Erdoğan, konuşmasında şunları dile getirdi:
"Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok taraflı örgütlerin reform ihtiyacı bulunuyor. Mevcut küresel mekanizmaların bu krizde ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Öyle ki Birleşmiş Milletlerin en temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyinin salgını gündemine alması haftalar, hatta aylar sürdü. Salgının başlarında ülkelerin kendi hallerine terk edildiği bir manzara ortaya çıktı. Böylece yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile getirdiğim, 'Dünya beşten büyüktür' tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz. Uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçmek için öncelikle zihniyetimizi, kurumlarımızı ve kurallarımızı gözden geçirmeliyiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021'de BM 76. Genel Kurulu konuşmasında dünyanın farklı bölgelerindeki sıcaklık artışının neden olduğu afetlere dikkati çekti. Asya ve Avrupa'da seller, Amerika'da kasırgalar, Afrika'da kuraklık, Akdeniz ülkelerinde yangınlar, Grönland'ın zirvesinde yağmur, çöllerde kar görülmesi gibi alışık olunmayan hadiseler yaşandığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu afetler çevreye ve ekosisteme verdiği zararlar yanında, insanların can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor. Pek çok yerde insanlar, toplu olarak başka yerlere gitmeye, göç etmeye hazırlanıyor. Halbuki dünya henüz Suriye ve Afganistan gibi çatışma kaynaklı kriz bölgelerinin yol açtığı mülteci meselesine çözüm bulamadı. Böyle bir dönemde kuraklık, gıda sıkıntısı, hava olayları gibi bu tür sebeplere dayalı yüzlerce milyonluk göçlerle nasıl baş edileceği meçhuldür."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 77. Genel Kurulu'nda Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili gelişmelere değinerek, Karadeniz Tahıl Koridoru ve taraflar arasındaki müzakerelere ilişkin Türkiye'nin çalışmalarını anlattı.
Anlaşma kapsamında tahıl taşıyan bir geminin İstanbul Boğazı'ndaki fotoğrafını gösteren Erdoğan, "Sayın Genel Sekreter ile yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde, Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasını temin ettik. Bu gelişmeyi sağlayan İstanbul Mutabakatı'nın ikinci ayı dolarken, sevkiyatın her geçen gün ivme kazanmasını memnuniyetle izliyoruz. Tahıl arzının sürdürülmesinin sağlanmasında kritik öneme sahip bu mutabakat Birleşmiş Milletlerin son yıllarda imza attığı en büyük başarılardan biridir. Dünyanın dört bir yanında uluslararası camiadan medet umanların Birleşmiş Milletlere besledikleri güven, bu başarıyla yeniden tazelenmiştir. İstanbul Mutabakatı, taraflar açısından hayati önem arz eden meselelerde müzakerelerin sonuç verdiğini de ispatlamıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl düzenlenen BM 78. Genel Kurulu'nda da BM'ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. Terörle mücadele, İslam düşmanlığı ve ırkçılık gibi konularda mesajlarını paylaşan Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı, Filistin meselesi, Doğu Akdeniz'deki gelişmelere de değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Eylül'de BM 79. Genel Kurulu'na 14'üncü kez hitap edecek, konuşmanın ana gündem maddesi İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumu İsrail'in saldırılarına karşı durmaya çağıracak. Erdoğan, zirve kapsamında devlet ve hükümet başkanlarıyla da görüşmeler gerçekleştirecek.
Genel Kurula 190 ülkeden üst düzey katılım sağlanması bekleniyor.