5 Temmuz 2009'da Urumçi'de baskıcı politikalara karşı başlayan ayaklanma Çin Silahlı Kuvvetleri'nin müdahalesi ile kanlı bir şekilde bastırıldı. Çin kaynaklarına göre 200, Uygur kaynaklarına göre ise en az 5 bin kişi öldürülmüştü. Olaylardan sonra protestolara katıldığı gerekçesiyle binlerce Uygur Türkü'nün tutuklandığı tahmin ediliyor. 2009 yılında Uluslararası Af Örgütü, Pekin hükümetinden idam cezası infaz edilen mahkumların sayısını açıklamasını istemiş ve bu çağrı cevap bulmamıştı.
İdamların sayısı belirsiz
Bölgede tutuklamalar ve yargısız infazlar devam ediyor. Karakollara saldırıldığı, patlayıcı madde taşındığı iddialarıyla ve İslami teröre destek vermek suçlamasıyla tutuklanan kişiler, kimi zaman kurşuna diziliyor, kimi zaman da idam ediliyor. Çin'in işgali altındaki Doğu Türkistan Bölgesi'nde son 2 yılda meydana gelen olaylarda 200'den fazla kişinin öldüğü tahmin ediliyor. İdamların sayısı ise belirsiz.
Başörtüsüne saldırı bardağı taşırdı
Yarkent bölgesinde bayramın birinci günü başörtülü kadınların Çin güçleri tarafından köy meydanında toplatılıp hakaret edilmesi ve tacize uğrayıp, örtülerinin alınmak istemesi son olayların sebebi olarak görülüyor. Bu duruma tepki gösteren halkın taş ve sopalarla devlet binalarına ve karakollara saldırması sonrası Çinli görevliler ateşli silah kullanarak yeni bir katliama imza atmış durumda.
Ramazan'da "oruç tutmayın" provokasyonu
Geçtiğimiz günlerde yerel kaynaklar, halkın gruplar halinde karakolların ve devlet binalarının önünde toplanıp, sebepsiz bir şekilde tutuklanan yakınları için protesto yaptıklarını ve polisin kalabalığa ateş açması sonucu 10 Uygur Türkünün şehit olduğunu belirtmişti. Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk yenisafak.com'a yaptığı açıklamada bölgedeki durumun son derece ciddi olduğunun altını çizdi. Ramazan ayında orucun yasaklanmasının Çin yönetiminin bir planı olduğunu söyleyen Tümtürk, "Bu bir provokasyondu" dedi.
Sokağa çıkma yasağı ilan edildi
Çinli yetkililerin protestocuları silahla bastırıp birçok kişiyi öldürmesinin ardından büyüyen olaylardan sonra bölgede sıkı yönetim ilan edilip, sokağa çıkma yasağı getirildiğini belirten Seyit Tümtürk, bölgede elektriğin ve telefonların kesildiğini, internet bağlantısının tamamen bittiğini bildirdi. Bölgeye sürekli takviye birlikler gönderildiğinin ve tecrit edildiğinin altının çizen Tümtürk, bölgeyle hiçbir iletişim imkanı olmadığı için yaşanan katliamın boyutunun bilinmediğini de kaydetti.
Bölgede son olaylar sonrası kaç kişinin öldürüldüğüyle ilgili çelişkili haberler bulunuyor. Bazı kaynaklar yüzlerce kişinin öldürüldüğünü belirtiliyor. Son birkaç gündür hiçbir haber alınamayan bölgedeki son durum ise belirsizliğini koruyor. "Gazze için, Suriye için içimiz yanıyor, oradaki kardeşlerimizin bütün acısını paylaşıyoruz" diyen Seyit Tümtürk, benzer katliamların Doğu Türkistan'da da yaşandığını ancak dünyadan hiçbir tepki gelmediğinin altını çizdi. Tümtürk, İslam İşbirliği Örgütü ve tüm insan hakları örgütlerini göreve çağırdı.