İsrail müfettişlerince hazırlanan bir raporda, 2006’daki Lübnan Savaşı’ndan sonra caydırıcılık gücü giderek azalan ordunun yeni bir savaşa hazır olmadığı, eğitim ve donanımda sınıfta kaldığı belirtildi.
İsrail Ordusu’nun mevcut durumunu belirlemek için yapılan denetlenemenin sonucunda askeri yapının yeni bir savaşa hazır olmadığı açıklandı. Devlet Müfettişi Yossef Shapira tarafından hazırlanan rapora göre, 2006 II. Lübnan Savaşı’nın ardından yedek askerler konusunda düzenlemelere gidileceğini duyuran ordu, eğitim ve donanımdan sınıfta kaldı.
Raporda, gerekli yedek askerin, etkili savaş araçlarının ve özellikle ordu içinde iletişimin yetersiz olduğu ifade edildi. Ordu içinde büyük boşluklar olduğunu duyuran müfettişin saptamasına göre Lübnan Savaşı’nın üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen İsrail ordusunun “yedek askerlerdeki eksikliklerle yeni bir savaşa hazır olmadığı” belirlendi.
Raporu yorumlayan ordu sözcüsü, “Rapor hükümetin ve özel şirketlerin sorumluluğundaki problemleri içermiyor. Mesela bütçenin güvence altına alınması ve güvenlik için gerekli kaynakların sağlanmasının ne kadar süreceği belirtilmiyor” diyerek topu hükümete attı.
Ancak müfettişin tespitleri ordunun siyasi eksik raporlama yaptığını ve sivil denetimi engellediğini ortaya çıkardı. Sanılanın aksine 2011-2013 yılları arasında yedek askerler komutasındaki tugayların bu mevkiye 3 yıldan kısa bir sürede geldikleri belirtildi.
Amerikan Foreign Policy dergisinde yer alan bir analizde ABD'nin “kabul edilemez davranış” şeklindeki "kınama diplomasisi"nde ismi en fazla geçen ülkeler sıralandı. İsrail, 2014'te 87 kez “kabul edilemez” açıklamasına maruz kaldı. Bu ifadeyi 147 kez işiten Suriye listede 1. sıraya oturdu. Listede 4. sıraya yerleşen İsrail’in Kuzey Kore ve Pakistan arasında olduğu belirtildi. İsrail’i listeye sokan davranışlarının ise çoğunlukla Filistinlilerin yerleşim bölgelerine Yahudi yerleşimleri inşa etmesi ve geçtiğimiz yaz düzenlediği Koruyucu Hat Operasyonu esnasında sebep olduğu sivil ölümler olduğu ifade edildi. ABD, İsrail'in suçları hakkında açıklamalar dışında BM'de harekete geçilmesini engelliyor.