Hindistan'ın Maharaştra eyaletinin başkenti Mumbai’de Hinduların şikayeti üzerine camilerdeki ezan sesinin kısılması kararlaştırıldı. Hoparlörden ezan okunmasının yasaklanmasına tepki olarak Müslümanlar sokaklarda ezan okumaya başladı.
Mumbai’deki Müslüman din adamları, bu eyaletteki yaklaşık 900 caminin bundan sonra hoparlörlerinin daha kısık bir tonda ezan sesini dışarıya aktaracağını duyurdu.
Euronews'te yer alan habere göre İslam din aliminin bu görüşlerine rağmen eyaletteki çoğu Müslüman, son adımı Hinduların, Müslümanları yeni bir sindirme girişimi ve haklarına vurulmuş bir darbe olarak görüyor.
Maharaştra eyaletinde 10 milyon Müslüman ve 70 milyon Hindu yaşıyor.
MÜSLÜMANLAR SOKAKLARDA EZAN OKUMAYA BAŞLADI
- Hindistan'ın Mumbai şehrinde hoparlörden ezan okunmasının yasaklanmasına tepki olarak Müslümanlar sokaklarda ezan okumaya başladı.
Hindistan'da gerilim neden artıyor?
Ramazan Bayramı'na ilişkin bayrakların kaldırılmasına tepki gösteren Müslümanlar ile Hindular, taş ve sopalarla birbirlerine saldırmıştı.
Çok sayıda kişinin yaralandığı olayların büyümemesi için Jodhpur'da internet hizmetleri askıya alınmıştı ve kentin 10 bölgesinde bir süreliğine sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti.
Ülkede, Müslümanlara yönelik toplumsal baskı ve şiddet olayları son aylarda arttı
1,4 milyar nüfusunun yaklaşık yüzde 14'ü Müslüman olan Hindistan'da, iktidardaki Bharatiya Janata Partisinin (BJP) Hindu-Müslüman kutuplaşmasını tetikleyen politikalar izlemesi şiddet olaylarının yaşanmasında etkili oldu.
Hindistan yönetiminin 5 Ağustos 2019'da Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırmasının ve eyaleti merkeze bağlı iki Birlik Toprağı'na ayırmasının ardından bölgedeki şiddet olayları artmıştı.
Müslümanlara ait mülkler buldozerle yıkılmıştı
Hindu gruplar ile Müslümanlar arasında nisan ayında da çatışmalar yaşanmıştı.
Madya Pradeş Eyaleti İçişleri Bakanı, şiddet nedeniyle Müslümanları sorumlu tutmuştu.
Yetkililer, şiddete teşvik etmekle suçlanan Müslümanlara ait yaklaşık 50 mülkü buldozerle yıkmıştı.
Polis, yıkılan mülklerin yasa dışı yollarla inşa edildiğini savunurken, hukuk uzmanları yıkımların yasal olmadığını söylemişti.
Uluslararası Af Örgütü, mülk yıkımlarının azınlıklar için "toplu cezalandırma" anlamına geldiğini açıklayarak, olaylar hakkında "kapsamlı, tarafsız ve şeffaf bir soruşturma" yapılması çağrısında bulunmuştu.