Türkiye'nin tüm girişimlerine rağmen, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya ayağında yer alan firari Abdullah Bozkurt ve Levent Kenez'in Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nde terör örgütü propogandası yapmasına izin verildi.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin 40. oturumunun devam ettiği BM Cenevre Ofisi'nde, FETÖ tarafından Türkiye ve Anadolu Ajansı (AA) aleyhine yalan, iftira ve tehditlere sahne olan panel yapıldı.
Türkiye'nin tüm girişimlerine rağmen, Cenevre'deki BM yerleşkesinde, İnsan Hakları Konseyinin yanı başında gerçekleştirilen panel, terör örgütleri arasındaki dayanışmayı bir kez daha gözler önüne serdi.
Moderatörlüğünü PKK sempatizanı Eric Sottas'ın yaptığı panelin organizatörlüğünü ise "Kadın Sünnetine Karşı Küresel İttifak" (Global Alliance Against Female Genital Mutilation) adlı sözde sivil toplum kuruluşu (STK) yaptı.
BM Ekonomik ve Sosyal Konseyinden (EKOSOK) statü alan sözde STK'nin FETÖ'ye propaganda imkanı tanıması Türkiye'nin büyük tepkisine neden oldu.
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilciliğinin günlerdir yaptığı tüm girişimlere rağmen, kadın sünneti konusunda faaliyet gösteren örgüt BM'deki yasal boşluklardan faydalandı.
Temsilciliğin, BM Cenevre Ofisi Genel Direktörü Michael Moller ve BM İnsan Hakları Konseyi Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'e yazılı ve sözlü girişimlerine rağmen gerçekleştirilen panelde, katılımcılar arasında adına yer verilen BM İnsan Hakları ve Terörle Mücadele Özel Raportörü Fionnuala D. Ni Aolain, panele bir gün kala katılmaktan vazgeçti.
Aolain, dün AA muhabirine yaptığı açıklamada "çıkar çatışması" nedeniyle panele katılmayacağını açıklamıştı.
Aolain'nin panele katılmayacağını bildirmesinin ardından panikleyen Türkiye düşmanı organizatörler, BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliğini (ACANU) de panele alet etti.
Organizatörler, ACANU'ya gönderdikleri mektupta, Türkiye Daimi Temsilciliğini hedef alarak, gazetecileri paneli takip etmeye davet etti. Tüm çabalara rağmen, panele sadece iki gazetecinin katılması ise organizatörleri hayal kırıklığına uğrattı.
Panelin moderatörlüğünü ise PKK sempatizanı olduğu bilinen Türkiye düşmanı Eric Sottas yaptı. İsviçre'deki PKK sempatizanlarının da panelde yer alması Türkiye düşmanı iki kanlı örgütün dayanışmasını bir kez daha ortaya koydu.
Program başlamadan önce AA muhabirine tehditler savuran firari Bozkurt, konuşmasında da Türkiye ve AA hakkında asılsız iddialarda bulundu.
Paneli takip eden AA muhabirine yönelerek, "Artık radarımdasın" diyen Bozkurt, AA muhabirinin, "Türkiye hakkında Twitter üzerinde sürekli iftira atmaktan utanmıyor musun?" şeklindeki tepkisine, "Sen bekle daha panelde neler diyeceğim Türkiye hakkında." karşılığını verdi.
Konuşmasında sürekli "Türkiye'nin FETÖ üyelerini paketlemesinden" bahseden Bozkurt ve Kenez'in 15 Temmuz kanlı darbe girişimi hakkında da FETÖ'nün inkar taktiğini sürdürmesi gözlerden kaçmadı.
FETÖ mensubu Bozkurt, panelde AA tarafından yayınlanan ve kendisinin de aralarında bulunduğu firari FETÖ'cülerin multimedyasını gösterdi. Kenez ve Bozkurt'un konuşmalarının büyük bir bölümünde AA'yı hedef aldığı görüldü.
FETÖ'nün medyadaki tetikçilerinden, Today's Zaman'ın eski Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt , 3 yıldır İsveç'in başkenti Stockholm'de yaşıyor.
İsveç merkezli sözde düşünce kuruluşu Stockholm Center for Freedom (SCF) kurucularından olan Bozkurt, düşünce kuruluşu adı altında İsveç devletinden yardımlar alırken FETÖ darbe girişimini aklamaya çalışıyor.
İsveç medyasında da sık sık boy gösteren Bozkurt, İsveç'teki Türk STK'leri suçlayan açıklamalarda bulunuyor. Sosyal medya hesabı üzerinden de Türkiye aleyhinde sık sık kara propaganda yapan Bozkurt, kendisine karşı çıkan Türk vatandaşlarını mahkemeye vermesi ile biliniyor.
Bozkurt, geçen yıl Cenevre'deki gösterilerde Katar'a destek veren bazı STK başkanlarını Twitter üzerinden alenen hedef göstermişti.
Firari FETÖ mensubu Bozkurt, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikastından üç gün önce, "Türkiye'de büyükelçiler artık güvende değil" şeklinde bir yazı kaleme almıştı. Bozkurt, Karlov'a saldırıdan üç gün önce yazdığı yazıda adeta saldırının haberini vermişti.