Üç yıl önce 4 milyondan fazla kişinin yaşadığı Rakka, Haseke, Deyrizor, Münbiç’in nüfusu PKK işgaliyle 500 binin altına indi. Evlerinin yağmalandığını, terör örgütünün çocuklarını alıkoyduğunu anlatan halk çaresiz. Rakkalı Suphi Desuki, “Bizi zulümden kurtarın” derken İdlib mutabakatından sonra umutlandıklarını da anlatıyor.
ABD destekli PKK’nın işgali altındaki Fırat’ın doğusunda Suriyeliler, iki yılı aşkın süredir zor şartlar altında yaşıyor. PKK baskısından ötürü sokağa dahi çıkamadıklarını, evlerinin ve tüm mal varlıklarının zorla yağmalandığını kaydeden siviller, örgütün Ayn el-Arab, Rakka, Haseke ve Münbiç’te çocuklarını zorla silah altına aldığını, hiçbir gelirleri olmamasına rağmen sürekli haraç vermeye zorlandıklarını anlatıyor. Rakkalı gazeteci Suphi Desuki, İdlib mutabakatı sonrası sıranın Rakka’ya geleceği ümidinin kendilerinde arttığını belirtip, “Lütfen bizi bu zulümden kurtarın” diyerek Türkiye’ye çağrıda bulundu. Daha 3 yıl öncesine kadar 4 milyondan fazla insanın yaşadığı Rakka, Haseke, Deyrizor, Münbiç hattının şimdi hayalet kentlere ve zulüm kamplarına dönüştüğüne vurgu yapan Suphi Desuki, Yeni Şafak’a şunları anlattı:
PENTAGON DEAŞ’I KORUDU
“4 milyon kişinin yaşadığı bölgede ABD ve PKK yüzünden şimdi ancak 500 bin kişi kaldı. Ayn İsa’da insanları zorla bir kampta tutuyorlar. BM’den mülteci yardımı almak için insanları orada iğrenç şartlarda yaşamaya mecbur bırakıyorlar. Kimse o kamptan çıkamıyor. ABD, 2016 yılında 2 hafta gibi bir sürede 3 bin insanı DEAŞ bahanesiyle katletti. Oysa DEAŞ’lılar, ABD’ye bombardıman koordinatlarını veren güçtü. ABD’nin savaşı DEAŞ’la değil Rakka, Münbiç, Ayn el-Arab ve diğer belde halklarına karşıydı. Pentagon, DEAŞ’ı Rakka’dan çıkarıp Fırat’ın batısına kendi kurdukları portatif köprülerle geçirdi. Koalisyon uçakları da DEAŞ konvoylarına havadan koruma sağladı. Ancak o dönem biz binlerce şehit verdik.”
TEK BİR ÇİVİ DAHİ ÇAKILMADI
“Rakka, Haseke ve Münbiç’e birçok ABD’li asker, sivil bürokrat ve siyasetçi ziyarete geliyor. Buralar tamamen harab durumda ve savaştan sonra 2 yıl geçmesine rağmen tek bir çivi çakılmadı. Halka da bir duvar örmeye bile müsaade etmiyorlar. Yıkılan evlerinin yeniden yapılmasına müsaade edilmediği için insanlar enkazın dibine çadır kurarak her tür zorluğa rağmen hayatta kalma mücadelesi veriyor. Başka bir şansları da yok. İnsanlar evlerine dönmesin diye DEAŞ sonrası 6 binden fazla ev PKK tarafından patlatıldı. Demirlerini ve içerisindeki malzemeleri çalıp sattılar. PKK her canlıya düşman ve ABD himayesinde her şeyimizi çaldı, bizi bitirdi. Rakka, Haseke ve Münbiç’te insanların can ve mal güvenliği yok. Bölgede akşam saat 6’dan sonra sokağa çıkma yasağı var. Gündüz evinden herhangi bir sebeple ayrılan insanların evi soyuluyor. Soyanlar PKK’lılar ve hiçbir şikayet mercii yok. Tüm bölgede yağma hukuku hakim.”
- ‘Size Türkler baksın’
- PKK’nın işgal ettiği 26 bin kilometrekarelik coğrafyada tüm insan hakkı ihlallerinin ABD onayıyla işlendiğine dikkat çeken Rakkalı Doktor Ebu Muhammed, “ABD, tarih ve vicdan nezdinde suçludur” dedi. Rakka’da ayakta kalan hastane olmadığını ifade eden doktor Muhammed yaşadıkları zulmü şu sözlerle anlattı: “Burada 35 binden fazla insan yaşıyor. Terör örgütü hastanelerin açılmasını engelliyor. Sadece kendilerine hizmet eden özel bir kuruma izin verdiler. Bu hastanelerden halkın yararlanma şansı yok. Hasta ve yaralılarımızın acı içerisinde ölmesini istiyorlar ve bunu açıkça söylüyorlar. Bazı durumlarda hastaları Cerablus’a sevk ediyorlar ve ‘Türkiye’yi seviyorsunuz, size Türkler baksın’ diyorlar. ABD’yi bütün bu suçların ortağı ve arka planda teşvik edici gücü olarak görüyoruz.”