İsrail'in Ankara Maslahatgüzarı Amira Oron, Türkiye ile normalleşme süreci kapsamında büyükelçi atamasının çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşeceğini belirterek "Türkiye ve İsrail arasında normalleşme anlaşmasına ilişkin tamamlanması gereken birkaç prosedür daha var. Bunun bir parçası olan büyükelçi ataması haftalar içinde gerçekleşecek." dedi.
Türkiye ve İsrail arasında temmuz ayında imzalanan ilişkilerin normalleşmesine dair anlaşmanın geçen hafta TBMM tarafından kabul edilmesinin ardından, Maslahatgüzar Oron, sürece ve muhtemel bir doğalgaz anlaşmasına ilişkin, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Oron, Meclis tarafından anlaşmanın onaylanmasının bir yıldan uzun bir süredir devam eden normalleşme sürecinin bir parçası olduğunu ifade ederek, artık iyi bir sona doğru yaklaşıldığını söyledi.
Anlaşmanın ilişkilerin temelini oluşturacağını kaydeden Oron, "Normalleşmenin daha başındayız. İlişkilerimizi büyükelçilik seviyesine çıkardığımızda, iki ülke arasındaki faaliyetlerin çok daha artacağına inanıyorum. Türkiye ve İsrail arasında normalleşme anlaşmasına ilişkin tamamlanması gereken birkaç prosedür daha var. Bunun bir parçası olan büyükelçi ataması haftalar içinde gerçekleşecek." ifadelerini kullandı.
Oron, Türkiye ile ilişkilerin kriz öncesi duruma gelmesinin İsrail için önemini vurgulayarak, iki ülke arasında güven ve ortak çıkarların temin edilmesinin faydalı olacağını belirtti.
Normalleşme sürecinin Türkiye ve İsrail için avantajlarını üç maddede sıralayan Oron, ekonomi, enerji ve bilgi paylaşımının kilit rolde olduğunu vurguladı.
Oron, ekonomi konusunda ticaret hacmini artırmak istediklerini belirterek, 2014 yılında ticaret hacminin 5,4 milyar dolarken, 2015'te bu rakamın 4 milyar dolara gerilediğini, potansiyelin ise 8 milyar dolar olduğunu kaydetti.
Türkiye ve İsrail arasındaki enerji işbirliği potansiyelinin de yüksek olduğunun altını çizen, Oron şöyle konuştu:
"Doğalgaz konusu ilişkilerin normalleşmesinde bir teşvik oldu ama ana neden diyemeyiz. Bunun stratejik bir anlaşma olacağını düşünüyoruz. Bundan önce, Türkiye ve İsrail'in ilişkilerinin iyi olduğu döneme geri dönülmesi gerekiyor. Türkiye ve İsrail arasında olası bir doğalgaz anlaşması yapılabilmesi için öncelikle hükümetler arası bir anlaşmanın imzalanması gerekiyor. Böyle bir anlaşma, özel sektöre projenin detaylarını görüşme imkanı sağlayacak. Normalleşme süreci tamamlandıktan sonra, doğalgaz konusu görüşülebilir. Doğalgaz ticareti konusunda İsrail tarafında ciddi bir istek var. İnanıyoruz ki anlaşma İsrail ekonomisi ve halkı için faydalı olacaktır."
Doğalgazın yanı sıra iki ülkenin yenilenebilir enerji konusunda da işbirliği yapabileceğini belirten Oron, "Doğalgaz anlaşması iki ülke için de bir kazan-kazan durumu yaratacak. Kesin bir tahminde bulunamayız, ama doğalgaz görüşmeleri önümüzdeki yıl başlayabilir." diye konuştu.
Normalleşmenin üçüncü bir avantajının da bilgi paylaşımı olduğunu vurgulayan Oron, bunun bölgedeki gelişmeleri daha iyi anlamak açısından önemli olduğunu ifade etti. Oron, Türkiye'nin bölgede ana oyunculardan biri olduğunun altını çizerek, bölgenin iki istikrarlı ülkesi olarak Türkiye ve İsrail'in böyle bir işbirliğinden karlı çıkacağını söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin değerlendirmede de bulunan Oron, Türk hükümeti ve halkının normale dönme çabalarını takdir ettiklerini, uluslararası kamuoyunun Türkiye'yi mümkün olduğunca desteklemesi gerektiğini ve ülkedeki demokratik süreci tamamıyla desteklediklerini kaydetti.
İsrail ile 2010 yılında yaşanan Mavi Marmara krizinin ardından, ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik Temmuz sonunda anlaşma imzalandı. TBMM'de 20 Ağustos'ta kabul edilen iki ülke arasındaki tazminata ilişkin usul anlaşmasının uygun bulunduğuna dair yasada, İsrail'in 31 Mayıs 2010'da yaşanan Mavi Marmara olayı sırasında yakınlarını kaybeden ailelere tazminat olarak, Türkiye tarafından açılacak bir hesaba 20 milyon dolar yatırması kayıt altına alındı.
Ayrıca, son dönemde hız kazanan normalleşme süreci çerçevesinde konuşulan ve iki ülke arasında yapılacak olası bir gaz anlaşmasıyla bölgedeki kaynakların uluslararası piyasalara Türkiye üzerinden aktarılması senaryosu yeniden güçlendi. İsrail'in en büyük doğalgaz sahası olan Leviathan ve Tamar'da ise yaklaşık 800 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğu tahmin ediliyor.