Taliban’ın büyük bir kısmında hakimiyet sağladığı Afganistan’da halkın tedirgin bekleyişi sürerken, Avrupalı hükûmetler çıkarcı politikalarla insanlık sınavında sınıfta kaldı.
Avrupalıların başını çektiği 64 ülke geçen hafta ortak açıklama ile ülkeden ayrılmak isteyen Afganlara tüm çıkış yollarının açık tutulmasını istedi. Ancak ne Almanya ve Fransa ne diğer Avrupa ülkeleri mülteci kabul etmeye yanaşmıyor. Bu nedenle “Ülkeden ayrılmak isteyen Afganlar nereye gidecek?” sorusu cevapsız kalıyor.
ABD’nin 20 yıl sonra kaçar gibi çekildiği Afganistan’da belirsizlik sürerken, Avrupalı hükûmetler, uyguladıkları skandal politikalarla her geçen gün gaddarlık çıtasını bir basamak daha yükseltiyor.
Geçtiğimiz pazartesi günü çoğu Avrupa’dan 64 devlet, Afganistan’dan ayrılmak isteyen yabancılara ve Afganlara müsaade edilmesi gerektiğini ifade eden ortak bir bildiri yayımlamıştı.
Yunanistan’ın sınırına ördüğü 40 km’lik çelikten duvar, Avrupa hükûmetlerinin uyguladığı ironik tahliye politikaları ve göçmenler için ayrılan trajikomik kontenjanlar, Batı’nın düşen maskesi ardındaki karanlık yüzünü ortaya çıkardı.
YUNANİSTAN’IN GÖÇ KORKUSU
Afganistan’daki trajediye karşı kafasını kuma gönen Yunanistan’da birinci gündem, olası bir göç dalgası.
Atina yönetimi, göçmen akınına karşı Türkiye sınırına 40 kilometrelik çelikten bir duvar ördü. Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı ise bölgede 7/24 devriye gerçekleştirecek ekstra bin 760 personelin tahsis edildiğini açıkladı.
Daha önce de Yunanistan, göçmenlerin sınıra yaklaşmasını engellemek için 3 milyar dolara inşa ettiği bariyerlere “ses topu” yerleştirmişti.
AFGANLAR MACRON’UN UMURUNDA DEĞİL
Fransız gazeteci Brice Andlauer, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve yönetimi ile ilgili skandal bir iddia ortaya attı. Andlauer, tahliye için Afganlarla irtibatta olduklarını belirten Macron’un açıklamalarının aksine, Afganistan’da Fransa ordusu için çalışan Afganlarla tahliye için iletişime bile geçilmediğini belirtti. Andlauer, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Fransız ordusunun eski Afgan çalışanlarına ulaştığını kaydederek,
“Macron’un pazartesi akşamı yaptığı açıklamaya rağmen hiçbiri tahliye edilmemiş, hiçbiriyle irtibata dahi geçilmemiş. Evlerine kapanmış bekliyorlar” ifadelerini kullandı. Macron daha önce de “Göçmenlere karşı kendimizi korumalıyız”
diyerek büyük bir tepkiye yol açmıştı.
ALMANYA İÇİN İÇKİLER DAHA ÖNEMLİ
İnsan hakları söylemlerinin en yükses sesle vurgulandığı Almanya’nın, Afganistan’dan çıkmaya hazırlandığı haziran başında 65 bin bira kutusunu ve 340 şarap şişesini ülkeden tahliye ettiği, kendisi için çalışan Afganların taleplerine ise cevap vermediği ortaya çıkmıştı.
Geçtiğimiz salı günü ise Berlin yönetimi, Afganistan’ın başkenti Kabil’e gönderdiği A400 tipi askeri kargo uçağıyla 7 kişiyi tahliye etmiş, bekleyen binlerce kişiyi yüzüstü bırakmıştı.
Binlerce Afgan Kabil Havaalanı’ndan ülke dışına çıkmanın yollarını ararken, Estonya Başbakanı Kaja Kallas, 30 göçmen kabul edeceklerini duyurmuştu.
Kallas’ın açıkladığı 30 kişilik kontenjan, Avrupa’nın bölge sıkıntılarına karşı ne kadar duyarsızlaştığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Geçtiğimiz pazartesi günü 64 ülke, Afganistan’dan ayrılmak isteyen yabancılara ve Afganlara müsaade edilmesi gerektiğini ifade eden, Avrupa Birliği Yüksek Temsilciliğinin imzasını taşıyan bir bildiri yayımlamıştı. Taliban’a yapılan çağrı sonrası Avrupalı devletlerin tahliyelerde sorumluluktan kaçması, Afganlara göçmen kontenjanı açmaması, göçe karşı sınırlara çelikten duvar örmesi,
“Ayrılmak isteyen Afganlar nereye gitsin?”
sorusunu gündeme getirdi.
#Avrupa
#Almanya
#Fransa
#Afganistan