ABD’nin 45. Başkanı Donald Trump döneminin dikkati çeken gelişmelerinden biri radikal Hristiyan tarikat Evanjeliklerin Beyaz Saray’da artan etkisi oldu.
Bu etkide Donald Trump’ın Washington’daki yerleşik yapı tarafından kabul edilmemesi kadar, Evanjelik yapıya mensup Mike Pence’in Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturmasının da etkili olduğu belirtiliyor. Trump’ın, Oval Ofise taşındıktan sonra pekçok kez Evanjelik liderler tarafından ziyaret edildiği ve bu ziyaretler sırasında Beyaz Saray’da dua seansları düzenlendiği de medyaya yansımıştı.
Trump’ın Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıması ve ABD Büyükelçiliğini de uluslararası tepkiye rağmen bu şehre taşımasında Evanjelik tarikatının önemli rolü olduğu biliniyor. ABD’de yeni çıkacak bir kitap, Evanjeliklerin hedefinin sadece Trump’ın siyasetine yön vermekle sınırlı kalmayabileceğini gösteriyor. Michael D’Antonio ve Peter Eisner’ın ortak kaleme aldığı “Gölge Başkan: Mike Pence hakkındaki gerçek” adlı kitaba göre Evanjelikler Pence’i, ABD Başkanlığı görevine hazırlıyor. Kitapta son dönemde Türkiye’yi de hedef alan Mike Pence’in kişiliği hakkında da dikkat çeken bilgilere yer veriliyor.
Donald Trump eğer ilk görev görev süresinin ikinci yarısında görevinden azledilirse, Başkan Yardımcısı Mike Pence, sistem gereği otomatik olarak başkanlık görevine getirilecek. Bu durumda Pence sadece son iki sene değil, 2020 ve 2024 Başkanlık seçimlerinde de potansiyel olarak aday olma ve seçilme hakkına sahip olacak. Bu formül için de kritik tarih Ocak 2019. Ocak 2019’da Trump, 4 yıllık başkanlık süresinin ilk iki yılını doldurmuş olacak. Evanjelik tarikatı da bu senaryoya oynuyor.
Eğer senaryo gerçekleşirse, dünyayı kıyamete sürüklemeyi hedefleyen Evanjelikler, ABD’nin komuta-kontrol merkezi Oval Ofis’in hakimiyetini tamamen ele geçirecek. ABD’de daha önce Franklin D. Roosevelt’in görev başında ölmesi üzerine Başkan Yardımcısı Harry S. Truman başkanlık görevine Nisan 1945’te gelmiş ve Oval Ofis’teki görevini tam 8 yıl, Ocak 1953’e kadar sürdürmüştü. Truman uyguladığı siyasetle Soğuk Savaş’a yön vermişti.
Mike Pence’in ABD Başkanlığı görevine gelmesi halinde, mevcut uluslararası sistemi dağıtan Donald Trump’ı mumla aratacağına da kitapta yer veriliyor. Kitapta Evanjeliklerin sadık müridi Pence için, meczup, yobaz, yalancı ve zalim tanımlaması yapılıyor. Trump’ın dünyayı ayağa kaldıran Kudüs kararını aratacak ve İslamofobi’yi tırmandıracak kararların Pence tarafından rahatlıkla alınabileceği belirtiliyor.
Kitaba göre Pence kendisini ve Evanjelik tarikatının mensuplarını seçilmiş ama baskı altındaki bir grup olarak görüyor. Evanjelik Başkan Yardımcısı çıkış yolunu, amaçlarına hizmet edecek bir liderin, “tanrının yardımıyla” düşmanlarını mağlup etmesinde ve bir Hristiyan ulus oluşturmasında görüyor.
Pence’in Başkanlık makamına gelmesi halinde ABD’nin bir din devletine dönüşmesinin de yolunun açılacağı ifade ediliyor. Pence’in Trump’a nazaran “kendisini tanrının görevlendirdiğine” ve ABD halkının da kendi inancı doğrultusunda şekillenmesi gereğine inanıyor. Pence her cümlesinin “tanırının sözleri” olduğuna inanıyor. Pence’e göre Trump’ın başkan olaması “tanrının isteği” ve kendisini Oval Ofis’e götürecek “tanrının büyük planının” parçası.
ABD Başkanı Donald Trump, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile ön koşulsuz olarak görüşebileceğini açıkladı. İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’yi Beyaz Saray’da ağırlayan Trump, görüşme sonrası düzenlediği basın toplantısında İran’a da değindi. “İran isterse kesinlikle görüşürüz.” ifadelerini kullanan Trump, herkesle buluşabileceğini ifade etti. Ruhani ile görüşmeye yönelik ön şartı olmadığını kaydeden Trump “Diğer insanlarla konuşmakta bir sorun yok. Özellikle bu kişilerle muhtemel bir savaşa gireceğin, ölümlerin olabileceği durumlarda görüşürsün. Bunda bir sorun yok. Kuzey Kore lideriyle de görüştüm.” diye konuştu.