Bangladeş'te Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda kontenjan ayrılmasının ardından başlayan protestolarda hayatını kaybedenlerin sayısı 201'e çıktı. Yerel medyadaki haberlere göre, ülke genelinde 19 Temmuz gecesi itibarıyla yürürlüğe giren sokağa çıkma yasağı mesai saatleri dışında devam ederken, şiddet olaylarının kontrol altına alınması için görevlendirilen askerlerin kentlerdeki varlığı da sürüyor.
Dakka Medikal Koleji ve Hastanesi'nde görevli polis Baççu Mia, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gösterilerde 3 kişinin daha hayatını kaybettiğini söyledi. Dakka'nın dışındaki Savar bölgesinde de 1 kişi yaşamını yitirdi.
Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda kontenjan ayrılmasının ardından başlayan protestolarda hayatını kaybedenlerin sayısı 201'e yükseldi. Prothom Alo gazetesi, ölenlerin çoğunun vücudunda kurşun izleri bulunduğunu belirtti.
Son 8 günde 4 bin 500'den fazla kişi gözaltına alındı
Gösterilerde son 8 günde 1400'ü dün olmak üzere 4 bin 500'den fazla kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin çoğu, ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ile Bangladeş Cemaat-i İslami Partisinin mensuplarından oluşuyor.
Bangladeş'teki "kamuda kontenjan kararı" protestoları
Bangladeş'te 1971'deki Bağımsızlık Savaşı'nda görev alan kişilerin çocuklarına kamuda kontenjan ayrılması kararının ardından protestolar başlamıştı. 16 Temmuz'da, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina Vecid liderliğindeki Avami Birliği Partisi ile bu partinin öğrenci kanadı Bangladeş Öğrenciler Birliğinin üyelerinin yanı sıra polisin üniversite kampüslerinde öğrencilere saldırıları ve müdahaleleri sonucu protestolar yoğunlaşmıştı.
Bangladeş Yüksek Mahkemesi, 21 Temmuz'da, Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine ayrılacak kontenjanı yüzde 30'dan yüzde 5'e çekmiş, toplam kontenjanın yüzde 2'sinin etnik azınlık ve engelli bireylere, yüzde 93'ünün ise liyakate dayalı şekilde tahsis edilmesine karar vermişti.
Bangladeş Adalet Bakanı Enesul Hak, gerginliğin azalmasıyla protestolar nedeniyle konulan sokağa çıkma yasağının tedricen kalkacağını belirtmiş, ardından ülkede bazı işyerleri ve resmi kurumlar kısıtlı hizmet vermeye başlamıştı.