Bağış'tan AB'ye Kıbrıs uyarısı

Aa
00:003/12/2009, Perşembe
G: 3/12/2009, Perşembe
Yeni Şafak
Bağış'tan AB'ye Kıbrıs uyarısı
Bağış'tan AB'ye Kıbrıs uyarısı

Devlet bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin limanlarını Kıbrıs Rum kesiminin kullanımına açmaması nedeniyle AB sürecinde yeni yaptırımlarla karşılaşması halinde, toplumda AB üyelik iradesinin kalmayacağı uyarısında bulundu.

Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezinin Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ile ortaklaşa düzenlediği toplantıda Türkiye'nin AB üyelik sürecini anlatan Bağış, enerji güvenliği, terörle mücadele, insan ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele, uluslararası sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesi, refahın yaygınlaştırılması, demokrasi ve insan haklarının güçlendirilmesi gibi AB'nin karşılaştığı temel sorunların Türkiye'nin de meseleleri olduğunu belirterek, Türkiye'nin AB üyeliğinin tüm bu sorunların çözümünü kolaylaştıracağını ve AB'yi küresel aktöre dönüştüreceğini anlattı.   

Türkiye'nin bölgesinde "Komşunun evi tutuşmuşsa yangın sana da sıçrar" bilinciyle hareket ettiğini ve İsrail-Suriye, İsrail-Filistin, Afganistan-Pakisan, Bosna Hersek-Sırbistan, Gürcistan-Rusya ve İran ile Batı başta olmak üzere birçok uluslararası sorunda ya arabulucu, ya kolaylaştırıcı ya da teşvik edici olarak çözüm tarafında yer aldığını vurgulayan Bağış, "Bölgedeki zorlu ortaklar arasında arabuluculuğa çalışırken kendi içimizdeki sorunlara da bakıyoruz. Geçmişte Alevilerin sorunlarının inkar edilmesi gibi Kürt vatandaşlarımızın hiçbir sorunu yokmuş gibi, hatta Ortodoks Rumların ve Süryanilerin ilgilenmemiz gereken hiçbir meselesi yokmuş gibi davranabilirdik. Kadınların, emekçilerin sorunlarını görmezden gelebilirdik. Ama Türkiye şu anda ulaştığı yeni aşamada tabularını geride bırakarak kendi sorunlarına eğiliyor" dedi.

Bağış, limanların açılmaması nedeniyle Kıbrıs Rum kesiminin AB'nin gelecek hafta Türkiye'ye yeni yaptırımlar getirmesi için çaba göstermesi nedeniyle endişeli olup olmadığının sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Bakın, Kıbrıs yüzünden Türkiye'ye zaten çok fazla yaptırım uygulandı. AB'nin 2006'da aldığı karar nedeniyle müzakerelerde 8 fasıla hiçbir şekilde dokunamıyoruz, kalanları da kapatamıyoruz. Bunlar fahiş yaptırımlar. AB'nin Kıbrıs konusunda Türkiye'ye herhangi bir yeni yaptırımı halkın AB motivasyonunu tamamen bitirir. Adadaki her iki liderin kapsamlı bir çözüm için büyük çaba gösterdiği bir zamanda bu çabaları boşa çıkaracak bir girişim kimsenin çıkarına hizmet etmeyecektir. Ben yeni yaptırım endişesi taşımıyorum, çünkü Avrupa'nın karar alıcılarının sağduyusuna güveniyorum."

Egemen Bağış, AB'nin KKTC'ye yönelik taahhütlerini yerine getirmesi halinde Türkiye'nin de limanlarını açacağını bildirdi. Bağış, "Tüm AB üyelerinin KKTC'ye izolasyonları kaldırma ve doğrudan ticaret sözü vermesine rağmen sadece bir üyenin (Kıbrıs Rum kesimi) KKTC ile doğrudan ticaret ve serbest dolaşım yapabildiğini ve bu ayrıcalığını kimseyle paylaşmak istemediğini" söyledi.

KKTC'ye doğrudan ticaret konusunda Tavyan örneğinin alınmasını isteyen Bağış, "Birçok ülke tanımamasına rağmen Tayvan ile ticaret yapıyor. Biz Avrupalı müttefiklerimizden Kuzey Kıbrıs ile aynısını yapmalarını bekliyoruz" dedi.

Türkiye'nin her zaman Kıbrıs'ta BM prensiplerine uygun ve her iki toplumun kabul ettiği bir çözüme destek verdiğini hatırlatan Bağış, "Rum kesimini AB üyeliğinde ön şart olmayan Kıbrıs sorununun Türkiye'nin üyeliğinde ön şart haline getirilmesini seçmenlerimize izah edemiyoruz" diye konuştu.


"TAÇLANAN BAŞ AKILLANIR"

Başmüzakereci Bağış, Belçika'da 2004 yılında partisi muhalefetteyken parlamentoda Türkiye'nin üyeliğine oldukça sert bir söylemle karşı çıkan Herman Van Rompuy'un AB Konseyi Başkanı seçilmesinden dolayı endişeli olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:

"Yıllar önceki sözlerinde, partisi muhalefetteyken Türkiye'ye olumsuz baktığını görüyoruz, ama Türkçede bir söz vardır, 'Taçlanan baş akıllanır' derler. Şu anda AB başkanı oldu, daha büyük bir taç taktı. Zaten kendisi AB'nin daha önceki kararlarına bağlı kalacağını açıkladı. AB başkanlığına atanmasının ardından Başbakanımızla çok sıcak bir telefon görüşmesi yaptı. Buradaki büyükelçimize, Türkiye'nin üyeliğine karşı çıktığı konuşmasının yanlış yorumlandığını söylemiş. Ona şans vermemiz gerekir."