Batı medyası, Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda başlattığı terör operasyonunu karalamak için her türlü algı operasyonuna yer vermeye devam ediyor.
New York Times, The Guardian, Quartz gibi ABD ve Avrupa merkezli gazete ve haber siteleri, isimsiz kaynaklara dayandırdıkları haberlerinde, ABD ordusunun Adana İncirlik Üssü’nde bulunan 50 adet B-61 tipi nükleer bombayı başka bir ülkeye ya da ABD’ye taşımayı düşündüğü iddiasında bulundu. Taşımanın gerekçesi olarak ise Türkiye’nin PKK/YPG terör örgütüne karşı düzenlediği askeri operasyonla, “güvenilmez müttefik” konumuna düştüğü gibi skandal bir gerekçeye sığınıldı.
New York Times gazetesi, söz konusu nükleer bombaların fiilen çekilmesinin, “ABD-Türkiye arasındaki ittifak ilişkisinin fiilen sona ermesi anlamına gelecek” yorumuyla bir kara propagandaya da imza attı.
15 TEMMUZ BENZERİ GİRİŞİM
İngiliz The Guardian gazetesi de, The New York Times ile benzer bir haber dili kullanarak, Washington ile Ankara arasında artan gerilimde, nükleer bombaların Türkiye elinde rehine olduğu imasıyla skandal bir çarpıtmaya imza attı. Gazete, 15 Temmuz FETÖcü darbe girişiminen sonra da dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın da nükleer bombaları taşıma fikrini tartışmaya açtığını iddia etti. Quartz internet sitesi ise ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in hafta sonu FoxNews kanalında Türkiye’yi hedef alan sözlerinin, nükleer bombaların Türkiye’de ne denli güvenli olduğu sorusuna sebep olduğunu iddia etti.
Rutin süreci köpürttüler!
- Öte yandan, İncirlik’teki B-61’lerin bakım ve modernize edilme amacıyla ABD’ye götürüleceği iddia edildi. Amerika merkezli Foreign Policy Research Institute Ortadoğu Direktörü Aaron Stein’ın Twitter hesabı üzerinden paylaştığı bilgilere göre B-61’lerin ABD’deki eklemeler ile akıllı nükleer bomba sınıfına yükseltileceği belirtildi. Stein, ABD ile Türkiye arasında bu çerçevede müzakerelerin de yürütüldüğünü iddia etti. Amerikalı araştırmacı, rutin bir gelişmenin siyasi gerginlik neticesinde büyütüldüğünü ifade etti. Stein’ın açıklamaları Batı medyasında, Barış Pınarı Harekatı’nın başlamasıyla, Türkiye karşıtı kara propaganda kampanyasının ulaştığı boyutu bir kez daha gösterdi.