Yunanistan'da adında “Türk” ifadesi olan birçok sivil toplum kuruluşu türlü gerekçelerle hukuksuzca kapatıldı. Bunlardan ilki, Batı Trakya'da 1927 yılında kurulan İskeçe Türk Birliği. Birliğin kapısına adındaki “Türk” ifadesi dolayısıyla 1986 yılında kilit vuruldu. Ardından da adında “Türk” ifadesi geçen tüm STK'lar sırayla kapatıldı. Batı Trakya'daki soydaşlarımız Yunanistan'ın bu adımından dolayı 1988 yılında hukuk mücadelesi başlattı. Dava 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı. Kararını 27 Mart 2008'de açıklayan AİHM, İskeçe Türk Birliği'ni haklı buldu.
Aradan 15 yıla yakın zaman geçmesine rağmen, Yunanistan konuyla ilgili tek bir adım bile atmadı. İskeçe Türk Birliği'nin AİHM kararı üzerine yaptığı başvurular, Yunanistan makamları tarafından reddedildi. Avrupa Birliği (AB) üyesi Yunanistan'ın bu tutumuna karşı AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetleyen Avrupa Konseyi'nden ciddi bir adım gelmedi. Türkiye'ye karşı sürekli çağrı yapan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 15 yıl sonra Yunanistan'ı gördü.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Yunan makamlarına, Komite’nin mevcut durumla ilgili derin endişelerini ileten ve AİHM kararlarının tam ve etkili şekilde uygulanmasını sağlayacak önlemleri hızla almaya davet eden bir mektup gönderme kararı aldı.
İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, kararı “Geç kalınmış ama önemli bir karar olarak” değerlendirdi. Yeni Şafak'a konuşan Ahmetoğlu şunları söyledi: “Biz aslında daha sert kararlar istiyoruz. Yunanistan'a siyasi baskı yapılmasını istiyoruz. Avrupa’nın mektup yazma, mevzuatta değişikliğe gitme talebini pozitif karşılıyoruz. Ancak bu kararları uygulama konusunda Yunanistan’ın siyasi iradesi yok. Atina uluslararası hukuka, Batı Trakya Türklerinin iradesine saygı göstermeli. Haklarımızın gaspı konusunda uygulanan bu politikaya son verilmeli.”