Mülteci akınının yaklaştığını gören Avrupa, göç dalgasını karşılayacak güvenlik personelinin sayısını artırıyor. Panik yaşayan AB ülkeleri, Suriye’de krizin son bulması için çağrı üstüne çağrı yapmaya başladı.
İdlib’de yaşanan gelişmeler Avrupa’nın kâbusu oldu. Yunan adalarına bir günde 600’e yakın göçmenin girmesinin ardından Avrupa Birliği (AB), sınırlarına etten duvar örme kararı aldı. Avrupa Parlamentosu (AP) ve Avrupa Konseyi arasında varılan anlaşmaya binaen 2020 bütçesinden yapılan aktarma sonucu Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı, eski adıyla FRONTEX’e, 101,4 milyon euro ek bütçe ayrılacak. Bu şekilde ajansın güvenlik görevlisi sayısının 2027 yılına kadar 10 bin kişiye yani bugünkü sayının iki katından fazlasına çıkarılması hedefleniyor. Şimdiye kadar ajansın bütçesi sadece bazı üye ülkelerin katkıları ile karşılanıyor ve birliğin sınır ülkeleri tarafından yetersiz bulunuyordu.
SAYI 10 BİN OLACAK
Konsey’den yapılan açıklamada, “Güvenlik ve göç alanında AB bütçesi üzerinden üye ülkelere destek verilmeye devam edilecektir” denildi. Sınır ajansı çalışanlarının sayısı ilk aşamada 2021 itibarı ile 5 bin kişi olacak ve 2027’de de 10 bin sayısına ulaşacak. Ajansın ayrıca iade süreçleri konusunda da üçüncü ülkeler ile doğrudan iletişim ve işbirliği içerisinde olması sağlanacak. Güncellenmiş görev tanımı ile AB Sığınma Ajansı ile de işbirliği içerisinde çalışılacak.
YUNAN’A SIĞINMACI FIRÇASI
Göç endişesi taşıyan kurumlardan Avrupa Komisyonu ise “Yunanistan Türkiye’ye daha çok sığınmacı iade etmeli” çağrısı yaptı. Die Welt gazetesinin haberine göre Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı ‘özel’ raporda Yunanistan’ın Türkiye’ye ‘sığınmacı geri gönderme işlemlerinin düşündürücü bir biçimde yavaş yapıldığı’ ifade edildi. Ayrıca ‘geri göndermelerin etkin bir biçimde yapılabilmesi için Yunan makamlarıyla koordineli bir biçimde hareket etmeye ihtiyaç olduğu’ belirtildi. ‘İltica konusundaki nihai kararların da artırılması’ gerektiği de ifade edilen raporda, Ege’deki Yunan adalarında bulunan sığınmacılara ilişkin şu çağrı yapıldı: “Yunan makamlarının derhal harekete geçmesi gerekliliği hâlâ bir ihtiyaçtır; adalardaki yükü azaltmak ve iadeleri artırmak için stratejik bir hareket tarzı da buna dâhildir.”
MUTABAKAT ÇÖKEBİLİR
Avrupa’nın göç paniğini gösteren bir açıklama da Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü’nün (IFO) Uluslararası Göç Araştırmaları Direktörü Panu Poutvaara’dan geldi. Alman devlet kanalı DW’ye konuşan Poutvaara, İdlib’de tırmanan gerilimin yeni bir mülteci krizine yol açabileceği endişesine dikkat çekerek gelişmelerin kaygı verici olduğunu söyledi. Aynı zamanda Münih Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olan Poutvaara, “Türkiye yeni bir mülteci akını ile karşı karşıya kaldığı takdirde, hem siyasi hem ekonomik hem de yönetimsel olarak AB ile mutabakat kapsamındaki yükümlüklerine bağlı kalmakta çok zorlanır. AB-Türkiye mutabakatı çöker ya da uygulanamaz noktaya gelirse, AB’ye gelen mültecilerin sayısı dramatik bir şekilde artar ve bu sadece Türkiye’yi değil Avrupa’yı da devasa bir sınama bir karşı karşıya getirir” değerlendirmesini yaptı.
- Meseleyi anlamaya başladılar
- Saldırı altındaki İdlib’den 1 milyonu aşkın sığınmacının Avrupa yollarına düşeceğini fark eden Batı ülkeleri, bombardımanın durdurulması çağrısı yaptı. “Esed rejimi ve müttefiklerinin Suriye’nin kuzeyindeki sivil altyapıya yönelik saldırılarını durdurması gerektiğini ve bu saldırıların hiçbir koşulda haklı gösterilemeyeceğini” bildiren Avrupa Birliği Komisyonu Sözcülüğü, Birleşmiş Milletlerin (BM), Suriye’de rejim güçleri ve Rusya’nın İdlib’de dört ay önce başlattığı operasyondan bu yana bölgede binden fazla sivilin hayatını kaybettiğine yönelik açıklamasını anımsattı. Suriye kuzeyindeki saldırıların ‘şok edici biçimde arttığını’ kaydeden AB Komisyonu, şu açıklamayı yaptı: “Ayrım gözetmeyen saldırılar ve sivil altyapının yıkılması hiçbir koşulda haklı gösterilemez. Çatışmanın tüm taraflarına, uluslararası insancıl hukuka uymaları gerektiğini ve insani yardımın ihtiyacı olan tüm sivillere herhangi bir engel konulmadan ulaştırılmak zorunda olduğunu hatırlatıyoruz. Suriye rejiminin ve Astana garantörlerinin sorumluluklarını ve taahhütlerini derhal yerine getirmelerini ve sivillerin en kısa sürede korunmasını temin etmelerini bekliyoruz. AB’nin tüm savaş ve insanlık suçlarının faillerinin hesap vermesi gerektiği yönündeki tutumunu yineliyoruz.”
- Ortak irade şart
- Suriye’de şiddetin acilen sonlanmasına ilişkin çağrı da Birleşmiş Milletler’den geldi. Türkiye’nin 5 yıldır üst üste dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yaptığını hatırlatan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, mülteci durumunu sonlandırmak için siyasi çözüm gerektiğini belirterek, “Bu sağlanana dek Türkiye de dahil olmak üzere ev sahibi ülkelerin uluslararası camianın yardımına ve dayanışmasına ihtiyacı vardır” dedi. İki günlük Türkiye ziyareti hakkında yaptığı açıklamada Grandi, Türkiye’nin üstlendiği önemli rolün altını çizerek, göçün önlenmesi için tüm ülkeler arasında ortak vizyon ve kararlılık gerektiğini kaydetti.