Tarihin en sıcak yıllarından biri olarak kabul edilen 2022’de kuraklık Avrupa’nın ekonomisini birçok alanda tehdit ediyor. Kıtanın ekonomik can damarı olan nehirler üzerindeki ticaret yollarının Avro bölgesine katkısının 80 milyar dolar civarında olduğu düşünüldüğünde, aşırı kuraklığın pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan ekonomik sorunları daha da büyüteceği öngörülüyor.
Avrupa'nın birçok bölgesi, mayıs ayından bu yana yağış eksikliği ve yüksek sıcaklıkların birleşmesinden dolayı şiddetli bir kuraklıkla karşı karşıya. Art arda gelen sıcaklık rekorları ülkelerin ekonomilerini birçok alanda tehdit ediyor. Yüzyıllardır kıtanın ekonomik can damarı olan nehirler üzerindeki ticaret yollarının günümüzde Avro bölgesine katkısının 80 milyar dolar civarında olduğu düşünüldüğünde, aşırı kuraklık sonucu birçok nehrin debisinin alçalması kıtaya yeni bir darbe daha indirebilir. Ukrayna'nın işgaliyle Rusya'ya uygulanan yaptırımlar sonucu enerji krizine giren Avrupa ülkelerinin bir de kuraklıktan dolayı ekonomik olarak küçülmesinin finansal sorunları daha da büyüteceği öngörülüyor. Bunun yanı sıra kuraklığın ekonomi üzerindeki tek olumsuz etkisi ticaret yollarıyla sınırlı değil. Azalan yağışlar ve artan sıcaklıklarla birlikte Avrupa tarımı ve nükleer santraller de risk altında.
İTALYAN TARIMI RİSK ALTINDA
İtalya’nın en uzun ve tarım için yüksek öneme sahip olan Po nehri son 70 yılın en kurak dönemini geçiriyor. Po vadisi, İtalyan tarımının yüzde 30'unu tek başına üretiyor. İtalyanların endişeli olmasına sebep olan tek nehir Po değil; Toskana bölgesindeki Tiber nehri de bir hafta öncesine göre yarım metre alçalmış durumda. Ülke tarımında susuzluktan kaynaklı verim düşüşü beklenirken bu durumun meyve ve sebze fiyatlarının yükselmesine yol açması bekleniyor. İspanya'da da kuraklıktan dolayı zeytinyağı üretiminin geçen yıla göre üçte bir oranında daha düşük olacağı belirtiliyor.
ALMANYA'DA TİCARET YOLLARI TEHLİKEDE
Almanya’nın Ren nehrinde de durum farklı değil. Kömür ve petrol ürünleri de dahil olmak üzere mallar için Almanya üzerinden ve komşu ülkelere önemli bir nakliye rotası olan nehirdeki düşük debi gemi zorluyor. Su seviyesinin düşmesi 200 milyon ton malın nehir üzerinden geçişini imkansız hale getiriyor.
DEPOLANAN SULAR KULLANILIYOR
Fransa’daki nehirler de benzer koşullara sahip. Paris’in sembolü Seine’in kapasitesi haftalardır düşmeye devam ediyor. Ülkenin ikinci en uzun ve suyu en bol olan akarsuyu Rhone ve Kuzey İspanya’dan Güneybatı Fransa’ya uzanan Garonne nehirleri için önlemler alındı. Fransızlar hem su kaynakları hem de nehirlerde yaşayan su canlıları için karamsar. Avrupa'nın çoğunda eylül ayına kadar kuraklık koşulların devam edeceğini tahmin ediliyor. Kuzey İtalya ovaları, Orta Almanya, Doğu Macaristan ve Kuzey İspanya ile Fransa'nın güney, orta ve batı bölgelerinde şiddetli bir şekilde su kıtlığı yaşanıyor. Portekiz ve Hollanda ise önceden depoladığı suları tüketiyor.
İNGİLTERE'DE THAMES'IN KAYNAĞI KURUDU
İngiltere'deki Thames Nehri'nin Gloucestershire'daki kaynağı uzun süren sıcak hava ve kuraklık nedeniyle kurudu. Hava sıcaklıklarının önümüzdeki günlerde artmaya devam edeceğini belirten uzmanlar, başkent Londra ve çevresinde su kısıtlamalarına ilişkin önlemlerin artacağı konusunda uyardı. İngiltere Meteoroloji Kurumu (Met Office) istatistiklerine göre, bu yılın temmuzu, İngiltere için 1935'ten bu yana en kurak temmuz ayı, Doğu Anglia, güneydoğu ve güney İngiltere için ise kayıtlara geçen en kurak temmuz oldu.
NÜKLEERİ DE VURACAK
Öte yandan nehir debilerindeki azalma, sadece ticaretin yürümesi anlamında değil; nükleer enerji konusunda da derin etkilere sebep olabilir. Arupa'nın en büyük elektrik ihracatçılarından biri olan Norveç, düşük hidroelektrik rezervlerini korumak için Batı Avrupa'ya elektrik ihracatını sınırlamaya hazırlanıyor. İsviçre'de su kullanımına ilişkin kısıtlamalar, İsviçreli enerji devi Axpo'yu, Aar Nehri'nin yükselen sıcaklıkları nedeniyle Beznau nükleer santralindeki üretimi azaltmaya zorladı. Soğutma işlemi için deniz veya akarsuya ihtiyaç duyan santrallerde genel olarak enerji üretimi düşmüş durumda. Bu olumsuzluktan en fazla etkilenecek Avrupa ülkesi ise elektrik üretiminde nükleer enerjinin önemli payı olan Fransa. Paris yönetimi uzun süre sonra ilk kez elektrik ithal etmeye başladı.